Rum, Musevi ve Ermeni azınlığı nüfusu azalsa da semt’ teki hoşgörü ve saygı hiç eksilmemiş. Semtteki bu hoşgörü kültürü o derece belirgin hale gelmiş ki,1952 yılında yapılan Kuzguncuk Camii için Ermeni, Rum Musevi cemaatleri de yardım toplayarak katkıda bulunmuş . Bu sayımızda yüzyıllardır Müslüman, Musevi, Ermeni ve Rumların bir arada huzur ve barış içinde yaşadığı İstanbul’ un mücevherlerinden kuzguncuğu tanıtacağız.
Fethi Paşa Korusu, Musevi Mezarlığı Nakkaş Tepe Mezarlığı ve Askeri bölge ile çevrili İstanbul’da kaçınılmaz değişimin dışında kalabilmiş yegane semtlerden biri. Kuzguncuk yaklaşık 30 yıldır dizi ve sinemanın doğal mekanı olması nedeniyle her zaman popülerliğini korusa da nüfusu yüzyıldır 5 binin üzerine hiç çıkmamış. Rum Musevi ve Ermeni azınlığı nüfusu azalsa’ da semtteki hoşgörü ile ve saygı hiç eksilmemiş. Semt’ deki bu hoşgörü kültürü o derece belirgin hale gelmiş ki, 1952 yılın da yapılan Kuzguncuk Camii için Ermeni, Rum, Musevi Cemaatlerinde yardım toplayarak katkıda bulunmuş. Semtteki Sinagog’ da her yıl verilen iftar yemeği ise bu hoş görürünün günümüzdeki yansıması. Kuzguncuğun Merkezindeki Cami, Kilise ve Sinagog’ un yan yana oluşu da bu semtin genel karakteristliği ile ilgili ipuçları veriyor.
Kuzguncuk ,Kuzguncuklular için çok şey ifade etse de, Türkiye adını ilk olarak Perihan Abla dizisiyle tanıdı .Ardından Ekmek Teknesi ve daha bir çok dizi ve sinema filminin doğal seti haline gelen kuzguncuk son yıllarda da bostanıyla gündeme geldi. Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olan kuzguncuk Bostanı ’nın okul ve hastane yapılması planlandı ancak halkın tepkisi nedeniyle bu projelerden vazgeçildi .Şimdilerde oluşturulan komisyon ve Üsküdar Belediyesi’nin girişimleri ile Kuzguncuk Bostanının doğal yapısı bozulmadan içinde hobi tarım alanları ve yürüyüş parkurları olan bir proje üzerinde çalışıyor. Kuzguncuk yerleşmesinin tarihi şehrin Roma Dönemine kadar geriye gider. Erken Dönemde Khryso polis olarak anılan Üsküdar’ı takiben Boğaz içine doğru olan ilk yerleşme, ‘’Altın kiremit’’ anlamına gelen Khrysokeramos yani günümüzdeki adıyla kuzguncuktur. Bu bölgede imparator II.Justinos ’un karısı Sophia tarafından yaptırılan ve çatısı altın yaldızlı kiremitlerle kaplı bir kilise bulunduğu söylenir .Ne yazık ki Kuzguncuğun erken dönemi hakkında yeterli bilgimiz bulunmamaktadır. Osmanlı Döneminde ise Üsküdar’a bağlı olarak gelişen bu yerleşim alanı özellikle Heteroks toplum yapısı nedeni ile ilgi çekicidir. Geçmişte kuzguncuk hemen hemen hiçbir Boğaz Köyün’ de olmayan bir nüfus yapısına sahipti. Müslüman , Hristiyan (Rum ve Ermeni),Musevi inancına sahip insanların bir arada yaşadığı bu yerleşmenin, 1960 yılları takiben bu özelliğini kayıp etmesi ve çok inançlı yapısından girerek uzaklaşması kültürel yapısında da önemli kırılmalara neden olur.