Mevlana celaleddin-i Rumi hazretlerinin nasihatlerinden biridir: “ya olduğun gibi görün yada göründüğün gibi ol!..”
Bu özdeyiş haline gelmiş söz insan oğluna yapılacak en özlü nasihattır. Sosyal huzurun temeli bu sözdeki şifrelerde gizlidir. insanoğlu göründüğünden farklımıdır?Veya varsa bir farkı onun görünmesi mi gerekir?hem insanlar bu düsturu hayatlarına uygulamaya mecbur mudur?Hatta günümüzün anlayışına göre,kendini hemen ele vermemek,esas niyetini saklı tutmak,asıl düşüncesini kendine saklamak marifet sayılmaz mı?Bu düstura uymak insanı günümüz insanının karşısında sürekli kaybettirmez mi?
Mevlana celaleddin-i Rumi hazretleri insanların muhataplarına olduğu gibi görünmesini,yani onları yanıltmamasını niçin istemektedir?Bu soruların cevaplarını aradığımızda karşımıza aslında aranılan “huzur” ortamı çıkmaktadır.Güven denilen en kıymetli karakteri kazanmak ortaya çıkmaktadır.Günümüzde hemen herkes kendini olduğu gibi göstermekten çekinse de,evleneceği eşini kuracağı ortaklığı yola çıkacağı dostunu,seçeceği arkadaşını güveneceği kimselerden seçmek istemiyor mu?Aldanmamaya,yanılmamaya dikkat etmiyor mu?Ama bazı insanlar maalesef zaman zaman karşısındakini yanıltabilmiştir.Hayrette bırakabilmişti.Ve de çok ah almıştır.Tabii ki bu da kendi zararına olmuştur.Eden bulur misali…
Tarih boyu, insanlar ne çektilerse “göründüğü gibi olmayan” insanlardan çekmiştir.Bazı insanların görünen tarafında bir efendilik,bir kibarlık,bir zarafet olabilse de içinde bir yerde tam aksine gaddarlık,öfke,bencillik,hilekarlık,sahtekarlık vb. olabilmektedir.İşte bir insan bunlara hakim olup karşısındakine hile yapmadığı zaman rahat ve huzurlu bir hayata kavuşacaktır.Hazreti Mevlana da yaptığı öğütlerin nasihatlerin en sonunda bu tavsiyeyi yapmakta ve karşısındakine göründüğü gibi yapmasını önermektedir.Günümüzde bir çok başarılı olmuş insanlar özel söyleşilerinde röportajlarında veya adına yazılan veciz sözlerinde, para kazanmaktansa itibarı kazanmayı önermemişler midir?