Köşemizin adı PERDE ARKASI ya!. Bizde dünkü haberlerin perde arkasını yazalım mı ne dersiniz?
Dün sizlere birkaç haberle merhaba dedik. Bunlardan birisi SEVİNDİRİCİ HABER olarak Çarşamba Şeker Fabrikasının satışının Danıştay Kararı ile durdurulması idi.
Şeker Fabrikası çalışanları haber ile heyecanlandıklarını ve bundan sonra da bir kere daha satış falan diyerek huzursuz olmak istemediklerini dile getirdiler.
Bu arada Çarşamba’ da artık kota falan kalmadığı gibi isteyen şeker pancarı ekimi yaptığı takdirde çoğu illerde ki fabrikalara oranla daha çok kazançlı olacaklarını da Şeker- İş Çarşamba Başkanı Sinan Türe bizzat açıklayarak herkesin fabrikasına, şeker pancarına ve dışarıdan gelen şeker yerine yerli şeker üretimine destek olmasını istedi.
Eee, ne diyelim.
Allah bir daha korkulu rüya göstermesin!. Gerçi bu rüya özelleştirme hayali oldukça sürecek ama bu halk isterse kimse Çarşamba Şekeri satamaz.
Yeter ki halk istesin.
***
Bir başka haberimiz yine Şeker Fabrikası karşısında, Araç Muayene İstasyonu yanında yapımı için ilk kazmanın ( Kepçe )vurulduğunu duyurduğumuz haberimiz sonrasında çok güzel yorumlar almıştık. Her zaman olduğu gibi bu haberimizi de eleştiri olarak görüp bizlere eleştiren ve hatta ileriye giden yorumları da aldık.
Biz alıştık….
Neyse, geçen hafta bu haberi yaptık sonra baktık ki apar topar tabela kaldırılmış. Bize haberi yaptınız tabela söküldü. Neden söküldü diye soran vatandaşlara konu hakkında bilgimiz olmadığını bildirdik. Yeni stadyumun Belediye ile bağlantılı ve Gençlik Spor Genel Müdürlüğünce yapıldığını belki de o nedenle kaldırılmış olabileceğini dile getirdik.
Belediyeden neden cevap yazmadınız sorusunu bize soranlara diyorum ki:
SAHİ BİZ NEDEN BELEDİYEYE SORAMIYORUZ?. NEDEN BELEDİYEYE GİREMİYORUZ?
Anlayan anlamıştır konuyu, bizlik sorun yok.
****
Başka bir haberimiz daha vardı:
Allı Köyü Muhtarı Ahmet Alan görevini kötüye kullandı mı?. Kaymakamlık Mal Müdürlüğü aracılığı ile araştırıyor. İki Köylü Muhtar Alan’ ın görevini kötüye kullandığını, devletin verdiği çakılı kendi şahsi tarlasına yol yaparak oraya döktürdüğünü anlattı.
Bizde Muhtarımızı aradık ve sesi garip geldi. Sorduk hasta olduğunu ve tedavi gördüğünü belirterek konu hakkında açıklamayı hafta içinde yapacağını açıkladı. Bizde Kaymakamlık açıklaması ile birlikte sizlerle paylaşacağız.
Harbi ya!. Köylerde, mahallelerde muhtarlar veya başkaları görevini kötüye kullanıyor mu? Bu çok acayip bir soru?. Bize gelen haberler çok ama getiren şahıslar haberinin arkasında durmayınca susuyoruz. Hatta, hatta Adapark alanı çevresinde ki bazı çalışmalar sürekli başımızı ağrıtıyor ama bir muhatap bulamayınca yazsak mı, yazmasak mı polemiğindeyiz. Haber yazacağız yazmasına da kimin ne çıkarı olacak, kime dokunacak doğru mu, yanlış mı araştırıyoruz.
Sahi orada ruhsatsız işler, imara uydurulmuş çalışmalar oluyor mu?
Birileri açıklama yapsa da bizde öğrensek…
***
Veeee son olarak bizim şahsımız ile olan polemik. Hani bir söz vardır.
“Bu işin sonu mahkemede biter!” diyerek
Sanırım bu iş kabak tadı vermeye başladı. Biz kamu görevi yapıyoruz. Kamu görevi yapanlar kamusal alanda olsun, haber yaptığı alanlarda olsun (Özel ve şahıs arazileri hariç) YASAK dinlemez. Kanun bunu diyor bize. Yeter ki haber doğru olsun.
2009 Yerel seçimlerinden bu yana Haber Expres Gazetesi çalışanları, ve özellikle şahsım defalarda Göl Restaurant, Belediye binası ve belediyeye ait kamusal alanlara SOKULMUYOR, ALINMIYOR, KOVULUYOR, DÖVÜLMEYE KALKILIYOR HATTA TEHDİT EDİLİYOR.
Tehditlerin bir kısmını savcılığa sunduk amma… Her neyse.
Şimdi Çarşambalılar size soruyorum?. Çarşamba Belediyesinde geçmişte Cemal Alişan, Hüseyin Değerli ve Nazif Kılıç’ ta başkanlık yaptı. Bu bina babalarına ait değil, halkın malı. Hiç birisi özel sorunlarını KİNLE, ÖFKEYLE YÖNETTİLER, HALKA HİZMET YAPTILAR MI?.
Herkesin kinle iş yapıyor, yüzü hiç gülmüyor, bağırıyor, çağırıyor diyerek iddialarda bulunup yargısız infazlar yaptığı Nazif Kılıç başkan bile bu dönemde yapılanları yapmadı.
Ama sanırım ki AK Partili belediye olarak sevip, desteklediğimiz, oy vererek seçtiğimiz Belediye Başkanı bazı haber ve konuları KİŞİSELLEŞTİREREK, DEVLETİN BİNALARINA, ARAZİLERİNE SOKMUYOR. ENGELLİYOR. Yasalara karşı geliyor?. Kimseyi takmıyorum diyor. Korkum yok istediği yere gitsin diyormuş. Kanundan da mı büyük bu makam???
Hükümet olan AK Parti ile mi olayları kapatacak!. AK Parti hükümeti Demokrasi derken, baskıcı başkana mı sahip çıkacak!.
Hakkını kanuni yoldan aramasına rağmen, kanun cevabını vermesine rağmen hala kanundan büyük gibi neden davranıyor?. Kişisel dostluklar kanunundan da öne mi geçti?. O vakit, AK Partinin farkı nerede kalıyor?
Bu Devlet bizi sahipsiz mi görüyor. Kanunlar bu konuya neden duyarsız kalıyor?
Kaymakam, Vali, savcılar, hakimler, Emniyet neden susuyor?
Halk neden susuyor?.
KORKU İMPARATORU BİZE ÇATMASIN diyerek başkandan korkuları ile kimse TIK, ÇIT çıkartamıyor. Sahi Başkan Devletten, Başbakan Erdoğan’ dan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ den de mi büyük?. Yoksa onlardan mı bu gücü alıyor, onlar mı KOYMA BU HERİFİ ( bu tabir kendisininmiş, diyenlerin yalancısıyım) diyerek emir verdiriyorlar. Başbakanın haberi var mı? 126 işçide başbakanın haberi vardı ya hani? Belki bu olaydan da haberi olmuştur diyerek soruyorum…
Bildiğimiz kadarı ile babasının evi, mülkü tapulu arazisi değil BELEDİYE BİNASI BİNALARI…
Halkın paraları ile ayakta duran, halkın oyları ile seçilen bir başkan. DEVLETİN MALI OLAN BİR YERİ, MAKAMI şahsi emelleri ile yönetemez, kanunlar da buna müsaade edemez, etmemeli!..
Hani AK Parti ŞEFFAFTI, Hani güler yüzlü, kin duymayan, herkese EŞİT OLACAK bir başkanlık olacaktı?
Sanmıyorum Başbakan Başbakanlığa şu ,şu, şu gazete, tvleri koymayın emri vermiyordur. O bu uygulamalara karşı olduğunu belirttiği için sevilip seçilmedi mi?. Baskı, darbe, anti demokratik uygulamalar, fikir özgürlükleri, falan filan işte onlara başbakan karşı çıkmadı mı?. Kendi başkanı bunu yaparken neden susarlar? İlçe Başkanı ile bile ters düşen bir başkan kendisini seçen halka nasıl hizmet verir ki? Tehdit, kin, öfke ile mi?...
Başbakanın, yargı mensuplarının haberi mi yok acaba? Tehditlerin, kavgaların, küfürlerin hiç birini sunmadık mı devlete. Bu devlet bilmiyor mu, neden önlem almıyor?. Kamusal alanda haber yasağını mahkemeler koyabilir şahıslar nasıl koyup uygular ve kanun koyucular susar, neden susar?. Bu nedenledir ki; Kanuni hakkımızı bir kere daha başlatacağız bakalım bu defa ne çıkacak.
Hani, Şeffaf, şefkatli, AK ve doğru yönetim!..
Nerede kaldı?