HARF’Ier yetmedi anIaşıImama...

Erol ŞEKER

Evet bazıları anlatmak istediklerimi anlamadı bir türlü. Aslına bakarsanız son 15 gün boyunca yaşadıklarımızı herkes (hemen hemen) biliyor ama 3 Maymunu oynamak işlerine geliyor. Bu güne kadar sustuk bekledik ki zatı muhteremler arasın. Ama bakıyorum ki zatı muhteremlerin işleri başlarından aşkın ola ki aramaya, geri dönmeye bir GEÇMİŞ OLSUN, ya da HAYIRLI OLSUN sözünü bile etme cesaretini gösteremediler.

Vakitleri daraldı. Vakitleri Çarşamba akşamına kadar sürüyor. Bizim için hava hoş. (Dışarıda yağmur yağıyor kar havası var) lakin bizim ki fırtına mı, kasırga mı bilemiyorum. Her neyse insan ne yaparsa kendine yaparmış. İyilik eden iyilik bulur, kötülük yapan kötülük. Ama kötülük yapanları Allaha havale ettik umurumuzda bile değil.

Gelelim Hafta sonu Milliyetçi Hareket Partisi Çarşamba İlçe kongresine. Kongrede iki liste yarıştı. Birisi mevcut İlçe başkanı Süleyman Akdemir diğeri bizim de meslektaşımız aslen Ağcagüney'li ama yıllarca şehir dışında yaşadığı için çoğunun tanımadığı Kemal Düzgün.

İki isim de kendince ve çevresinde sevilen isimdi ve yarışmadan Akdemir büyük bir farkla aldı gitti seçimi. Seçimi alırken de iyi biliniyor ki birinci isim. O siyaseti bıraktım demişti bize lakin hala piyasada adını asla geri plana itmiyor. Bir diğeri ise 29 Mart Yerel seçimlerinin Belediye Başkan adayı.

Bunların ardına bir de İl Başkanı ve yönetimini ekleyince delegeler de ortaya çıktığında sonuç kaçınılmazdı zaten. Her neyse güzelliği kongrenin iki liste kaybetmiş olsa da kırgınlık olmadı. Herkes birbirini kucakladı ve önümüzde ki Genel seçimlere birlikte yola çıkma sözü verildi.

Muhalefet yok diye diye yıllardır meydan tek partili sisteme dönme aşamasına geldiği bu günlerde iktidarın yöneticilerinden çoğunun halktan kopuk, keyfi uygulama ve kendi düşüncelerine uymayanlara etmedik, çıkartmadık sıkıntı bırakmayınca vatandaşlar da yavaş yavaş muhalefet içinde kendisine uygun ve beklentisine cevap verecek parti bulmaya yönelmeye başladığı görülüyor.

***   

AKP ye gelince. Onlarda bir İl Başkanlık seçimi muhabbetidir sürüyor. İl Başkanı Fuat Köktaş Genel Merkezden her ne kadar Bafra'nın eniştesi olan Süleyman Soylu'yu amca oğlu, enişte muhabbeti ile kendi yanına çekse de, afaroz edilip aday olmasının önü kesilince işler arap saçına döndü. Köktaş son hamle Milletvekilliğine uzanmanın yollarını temizliyor kendince. Bu nedenle de Osman Çetinkaya'ya karşı önce aba altından Burhan Erçal'ı akabinde, Ercan Albayrak ve en sonunda da döndü Trabzon'lu olması nedeni ile Muharrem Göksal'ı öne sürdü. Üç isimde taban tarafından tutmayınca (Ercan Albayrak hariç o kendisi istemiyor. Genel Merkez çık derse ve tek liste ile gidilir görev verilirse hala sıcak aday) eski Canik İlçe Başkanı Yılmaz Hocaoğlu'nu öne sürdü. Bu akılla hem Osman Genç ile de kırgınlıkları bitirmeyi hedefledi. Adını da Genel Merkez aday olmasını istedi dedi çıktı işin içinden kendince.

Yemezler.

Genel Merkezde Alev Dedegil ve Koordinatör (sözde) Karal'la birlikte Ankara ' da ki kampa özenerek Amasya'da partilileri kampa aldı. Adı kamp ama asıl hedef susturma kampı...

Soylu, Dedegil, Karal tek atışla Köktaş'ı Milletvekili yapabilmenin ince tezgahlarını hazırlamaya yardımcı aktörler değilse ben de neyim. Ama Samsun AKP tabanı artık bu oyunları yemiyor. Köktaş başkan ve ekürüleri ne yaparsa yapsın halk istemiyor bu yetmez mi?: Bakalım Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu yolu açacaklar mı, bu oyuna buyurun diyecekler mi göreceğiz. Ama bu oyun tutar mı tutar da oyların sandığa gitme olasılığına gelince bu defa halk DUR diyecek buna herkesin inanması gerek.

Sonuç olarak AKP'nin Şehzadeler kenti "Amasya kampı" sanırım tuzaklarla, mayınlı arazilerle ve AKP nin geleceğinin karartılması ile sonuçlanacak bir süreç olacaktır. Bekleyin AKP de ki ayak oyunlarını tezgahları sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. İlçelerin Köktaş' a bakışı, tabanın düşüncesi, kim kime siyasi manevra ile tezgah hazırladığını hepsini yavaş yavaş Şubat ayının başına kadar yazacağız. AK koyun kara koyun hepsi ortaya çıkacak.

Bakalım biz yazdıkça kim hoplayacak, kim hırçınlaşacak. Ve göreceksiniz diyecekler ki: Bu adam kafayı yemiş. Bu adam bilmem şundan bundan yazıyor aklınca ortalığı karıştıracak falan filan. Şimdiden diyelim. Şimdi sıkı durun. Yıllardır susup açıklamadığım bir konuyu açayım. Bir zamanlar da bu ilçenin yönetici babında ki (sözde çünkü benim için bitmiştir) birileri "Erol Şeker bilmem falan filan sudan sebeplerle de Gazetecilik kanunlarına göre mesleği yapamayacağından" falan filan. Biz onların namus ve kişilikleri, hastalıkları ile hiç gündem yaptık mı?. Ama derviş dervişin arkasına sıra ile geçermiş. Sıra bizde beyim unutma. Şimdi o düşünüp kollasın arkasını...

Bir insana hiç bir yönetici bu kadar alçakça itham da bulunamaz. Kimse kimsenin ekmeği ve namusu, ailesi ile hatta hatta kişiliği ile oynayamaz. Bekleyin dahası gelecek...

Neyine dokunduysak yıllardır ekmeğimizle oynadı, mesleğimizle oynadı durdu. Ama artık oyun sahasını biz açıyoruz. Kim nerede, ne dedi demedi, kim ne düşünüyor her şeyi yazacağız. Biraz sabır...

Mutlu ve (sağ)- lıcakla kalın...

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.