Çok değerli Haber Expres Gazetesi okuyucuları, Dua, en büyük sığınağımızdır. Sevinirken, üzülürken, endişeliyken, aklımıza ilk önce dua etmek gelir. Çünkü dua şifadır. İçten edilen duayla toplarız kendimizi… Sığınacak tek liman dualarımızdır. Özellikle bugünlerde ihtiyacımız var… Dünyayı sessizse alıp, bir köşeye çekilip Rabbimize sığınmalıyız... Bir yerde okumuştum. “Derdini Allah-u telaya arz etmeyen, o’na müracaat etmek kulluğun bir gereğidir.”Allah-u Teala kalplerimize hayrı kabullendirip ona tam manasıyla teslimiyeti nasip eylesin.
Olanda da olmayanda da hayır vardır. Aslında buna eskiler “vaki olanda hayır vardır” derlerdi. Yani bir düşünür müyüz? Her istediğimizi elde etseydik hayır ve şer olduğunu bilmeden, düşünmeden… Halimiz nice olurdu? En azından dua ederken“hayırlısı ise” demeyi unutmamak lazım. Neyin bizim için hayır veya şer olduğunu bilmeliyiz. Çok istediği bir şey bazen insanın imtihanı oluveriyor da sonra istediklerimizden dolayı çok çabuk pişman oluyoruz. Bazen nice istediğimiz gerçekleşmediğinde üzülürken bir zaman sonra iyi ki o gün olmamış diye sevindiğimiz çok olmuştur…
Bazen de istediğimiz yerine gelmiş çok da iyi olmuştur. Bu bakımdan isterken “hayırlısı ise” diyerek istemek en güzel olanıdır. Bir de isterken nefsanî istiyoruz yoksa şeytani mi, bunu da yüreğimizde bir tartmalıyız… ya bizim istediklerimiz Allah-u telayı değil de şeytanı memnun ediyor ise? Allah muhafaza, istemek için istememek lazım. Mahzun bir kalple edilen dua her zaman kabul olur. Yürek yorgunsa, Allah,u Tealacın ikramı yakın demektir. Elinden gelenin yapmış olduğu huzuru, kalp mutmain olursa hissedilir. Kalbin mutmain olması, sonuç ne olursa olsun o sonuca katlanabilecek olgunluğa ermiş olmasıdır. Tevekkül, işte buna denir. İnsanın kalbi mutmain yani huzurlu değilse çabaladığını elde etse de her şey yolunda gitse bile yine de ferahlık hissedemez. Tatmin olamaz. Bir sonraki sayıda görüşmek ümidiyle esen kalınız.