Hamileler arasında hemoroidal hastalık görülme sıklığının yüzde 50 oranında olduğuna işaret eden Prof. Dr. İlker Sücüllü, “Hamilelik sırasında vücuttaki değişiklikler hemoroidal hastalıkların görülmesine sebep olabilir. Özellikle bu dönemde vücudun kabızlığa yatkın olması, hormonal değişiklikler ve demir ilaçları gibi kabızlığı artıran ilaçlar şikayetlerin artmasına neden olabilir” dedi.
Prof. Dr. İlker Sücüllü, hamilelik döneminde kadınların kabusu olan hemoroidal hastalıklara ilişkin önemli uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Sücüllü, hemoroidal hastalıkların ağrı, şişme, kaşıntı ve kanama gibi belirtilerle ortaya çıkabildiğini belirterek, “Mahremiyet duygusu nedeniyle konuşulmayan bu nedenle de tedavisinde gecikmelerin sıkça yaşandığı hemoroidal hastalık ile özellikle erişkin yaş grubunda karşılaşılır. Günümüzde doğru teşhis ile tedavisi konusunda birçok pratik yaklaşımın bulunduğu bu hastalık ile bazen tıbbi olarak yapılabileceklerin son derece sınırlı olduğu hamilelik sırasında da görülebilmektedir. Hemoroidler anüsün hemen iç ve dış bölümünde yer alan variköz damarsal yapılardır. Bu damarsal yapılarda ani bir büyüme ve şişme ortaya çıkarak ağrı, şişme, kaşıntı ve kanamaya yol açan hemoroidal hastalık haline gelebilir. İç hemoroidlerden kaynaklanan hastalık kendisini ön planda kanama yakınması ile gösterirken dış hemoroidlerden kaynaklanan hastalıkta belirgin yakınma şişme ve ağrı şeklindedir” diye konuştu.
“Doğum sonrası da devam edebilir”
Her iki hamileden birinde hemoroidal hastalık görülebildiğini vurgulayan Prof. Dr. Sücüllü, şöyle devam etti: ''Hamilelik sırasında vücutta ortaya çıkan değişiklikler anal bölgede staza (kanın göllenmesi) neden olarak hemoroidal hastalık semptomlarının görülmesine sebep olabilir. Hamilelikte doğal olarak kabızlığa yatkınlık olması, hormonal değişiklikler ve demir ilaçları gibi kabızlığı artıran ilaçların sık kullanımı şikayetlerin artmasına neden olabilir. Bu semptomlar genellikle hamilelik öncesinde de benzer yakınmaları olan kişilerde daha sık olarak görülse de hiç yakınması olan bireylerde de görülebilir. Genellikle doğum sonrasında bu şikayetler hızla düzelme eğilimi gösterirken bazen de bu dönemde ortaya çıkan yakınmalar kronikleşerek hamilelik sonrasında da devam edebilir. Şikayetler ortaya çıkar çıkmaz geciktirilmeden konuyla ilgilenen bir hekime müracaat edilmelidir. Zira gecikme durumunda belirtiler daha kötü bir hale gelebilir hatta ciddi kan kayıpları görülebilir.''
''Hekim onayı olmadan krem dahi kullanılmamalı''
Prof. Dr. İlker Sücüllü, hamilelikte ortaya çıkan hemoroidal hastalığın başlangıç tedavisinin normal zamanda görülen hastalıkla aynı olduğuna işaret ederek, ''Diyette yapılacak değişiklikler (posalı gıda, bol su tüketimi) ve düzenli egzersiz ile kabızlığın önlenmesi ve aşırı ıkınmadan/uzun süreli oturmadan kaçınılması kilit rol oynar. Ilık su oturma banyoları (sıcak olmamasına azami özen gösterilerek, tuzlu su ile oluşturulan ve 10 dakika süreyle yapılan), belirgin ağrı durumunda buz aküsüyle (havluya sarılarak) yapılacak kısa süreli soğuk uygulamalar yapılabilir. Doktor kontrolü olmaksızın medikal ilaç kullanımı (sürülecek kremler dahil) hem hasta hem de bebek için son derece tehlikeli olabilir. Aynı şekilde hamilelikte kullanılabilecek olan gaita yumuşatıcılar yine doktor kontrolü ve onayı ile kullanılmalıdır. Genellikle doğum sonrasına planlanan cerrahi tedavi bazı durumlarda acil şartlar altında da yapılması gerekebilmektedir'' şeklinde konuştu.
İHA