Başkan Görmez, Niğde Valiliğini, Niğde Belediye Başkanlığının ziyareti sonrasında açılış törenine katıldı. Diyanet İşleri Başkanı Görmez, cami açılış töreninde yaptığı konuşmada Diyanet İşleri Başkanlığının 38 üniversite kampusunda cami inşaatlarına destek verdiğini söyleyerek “Hiçbir üniversite asla mabetsiz olmamalı.” dedi
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Niğde Üniversitesi kampusunda Niğde Üniversitesi Camii'nin açılış törenine katıldı. Başkan Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığının 38 üniversite kampusunda cami inşasına destek verdiğini anlattı. Diyanet İşleri Başkanı Görmez, üniversite öğrencilerinin zemin katlarda, izbe mekanlarda ibadet etmeye mahkum olmalarının, bu milletin kültürüne, tarihine, medeniyetine asla yakışmadığını vurgulayarak şöyle konuştu:
“Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bütün illerimizde üniversitelerin artmasından büyük bir mutluluk duyuyoruz. Ama üniversitelerimizin kampusunda, mutlaka mabet olmalı. Harward, Oxford, Cambridge gibi dünyanın bütün büyük üniversitelerinin, bütün bölümlerinin kapıları bir mabede açılır. Bu bütün dünyada böyledir. Şu anda Diyanet İşleri Başkanlığı olarak 38 üniversite kampusunda cami inşaatımız var. Destek verdiğimiz inşaatlarımız var. Üniversitelerimiz ve halkımızla birlikte bunları inşa ediyoruz. Tahmin ediyorum bu dördüncü camimizin açılışı bu. İnşallah yakın zamanda diğer üniversitelerimizin kampusunda inşa edilen bu mabetlerimizin de açılışını gerçekleştiririz. Bunu çok önemsiyoruz. Hiçbir üniversite asla mabetsiz olmamalı. Öğrencilerimizin böyle zemin katlarda, izbe mekanlarda ibadet etmeye mahkum olmaları, bu milletin kültürüne, tarihine, medeniyetine asla yakışmaz.”
Cami mimarisi konusunda tartışmalarını önemsiyoruz
Medya organlarında ve kamuoyunda yapılan cami mimarisi konusundaki tartışmalardan mutluluk duyduğunu belirterek, “Ülkemizin münevverlerinin, yazarlarının, düşünürlerinin cami mimarisi üzerine tefekkür etmeye başlaması, düşünmeye başlaması, eleştiriler yöneltmeye başlaması Diyanet İşleri Başkanı olarak beni çok mutlu ediyor. Üzülerek belirteyim biz Cumhuriyet döneminde mimarlık fakültelerimizde cami konusunu ele almaktan bile çekinmişiz. Onun için bunu sadece hayırsever vatandaşlarımızın gecekondu inşa edilen yerlerde camikondu inşa etmelerine vesile olmuşuz. Şimdi onun için Ekim ayının ilk haftasında, camiler haftasında Mimar Sinan Üniversitemizle birlikte, bütün mimarlık fakültelerimizle organize olarak Cami Mimarisi Sempozyumu düzenleyeceğiz. Mimarlık fakültelerinde, cami mimarisi üzerine yarışmalar başlatacağız. Proje yarışmaları açıyoruz. İnşallah bütün bu tartışmaları geride bırakacak. Cami elbette bizim medeniyetimiz. Mimar Sinan’la birlikte bütün dünyaya, ki hakikaten cami mimarisi konusunda en müzmin eserler takdim etmiş bir milletiz. İleride daha güzellerini inşa etmeliyiz. Cumhuriyet dönemine ait çok daha güzel mimariler geliştirmeliyiz. Sadece caminin büyüklüğüyle ve minaresinin uzunluğuyla iftihar etmek bize asla yakışmaz. İşlevselliği, estetik boyutu, mimarisi gençlerimize, gelecek kuşaklarımıza hitap etmesi yönüyle en güzel mabetleri dünyaya takdim etmeye devam etmeliyiz.” dedi.
Mescitler sadece tapınak değildir
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, konuşmasında camilerin sosyal fonksiyonlarına da vurgu yaptı. Başkan Görmez şöyle konuştu:
“Mescitler başka dinlerde olduğu gibi bizde tapınak değildir. Mescitler sadece ibadet mekanları değil, ibadetle birlikte yüreklerimizi, ruhlarımızı, kalplerimizi birleştirmek için yapılan mekanlardır. Onun için adını bizim milletimiz cami koymuştur. Kur’an-ı Kerim’de adı mescittir. Bazen bu kavramlar birbirine karıştırılır. Cami isminin verilmiş olması, asıl ikinci büyük fonksiyonunu ifade etmek içindir. Yani, saflarımızı birleştiren, yüreklerimizi kaynaştıran, bizi zenginiyle fakiriyle, amiri memuruyla, kadınıyla erkeğiyle, çocuğuyla genciyle bizi Allah’ın huzurunda birleştiren, cem eden mekan olduğu için adına cami adını vermişiz.” şeklinde konuştu.