Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve Turizm Fakültesi ortaklığıyla “İşletmelerde Denetimin Önemi ve Kariyer Mesleği Olarak İç Denetim” konulu panel düzenlendi. İktisadi ve İdari Bilimler Konferans Salonu'nda gerçekleşen panelin katılımcıları arasında; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ebül Muhsin Doğan ve Dekan Yardımcıları Doç. Dr. Metin Sağlam, Doç. Dr. Mustafa Kemal Yılmaz ve yanı sıra akademisyenler ve öğrenciler yer aldı.
2 oturumdan oluşan panelin başkanlıklarını; OMÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nuray Keskin ve OMÜ Turizm Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Erdal Yılmaz yaptı.
Panelistlerden Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı ve Türkiye İç Denetim Enstitüsü (TİDE) Etik Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nuran Cömert sözlerine Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 100. yılına atıfta bulunarak “Bir milletin uyanmasının sağlandığı, 4 yıl kadar sürecek olan Kurtuluş Savaşı’nın ilk adımının atıldığı bu şehirde olmak bu ziyareti daha da anlamlı kılıyor” dedi.
“Hormonlu işletmelerin başarısı mümkün değil”
Her işletmenin bir başarı hedefi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nuran Cömert, “Evrenin kaynakları oldukça sınırlı ve bu yüzden havayı ve toprağı kirleten, suyu içilmez hale getiren, kısa vadede kar amacı güden ‘hormonlu büyüyen’ işletmelerin topluma hiçbir faydası yoktur ve böyle bir işletmeden de başarı beklenemez” değerlendirmesinde bulundu.
“İç denetimin önemi arttı”
TİDE Etik Kurulu Başkanı Cömert, bir işletmeyi işletme yapan unsurların, bütün pay ve menfaat sahiplerinin haklarını gözetmek, adil, sorumlu, şeffaf olmak ve hesap verebilmek olduğuna işaret ederken sözlerine şöyle devam etti: “İşletmelerin, kısaca kurumsal sürdürülebilirlik olarak tanımlanan bu şartları yerine getirebilmesi için de erken uyarı sistemi olan risk temelli bir mekanizmaya ihtiyacı var ve işte bu noktada iç denetimin öneminin arttığını görmekteyiz.”
Her örgütlü bir faaliyetin ve organizasyonun iç denetime ihtiyaç duyduğunu Prof. Dr. Nuran Cömert, “Bu bağlamda da ister kâr amacı güden ister kâr amacı gütmeyen dernek, vakıf ya da apartman yönetimi olsun, bu kurumlarda etkili, risk temelli ve güvenilir bir anlayışla yönetilen iç kontrol sistemi oluşturulmalıdır” ifadelerine yer verdi.
“İşletmenin verimliliği iç denetimle mümkün”
Konuşmacılardan İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selahattin Karabınar da işletmelerde denetimin önemi konusunda öğrencilere bilgi verirken denetimin, bir kurumun hedeflerine ulaşmasında önemli bir faktör olduğunu belirtti. Prof. Dr. Karabınar bu süreci “Bir işletmede; kontrol edilebilir, izlenebilir, hesap verebilir bir iç denetim mekanizmasının olması, mevcut risklerin azaltılmasına ve işletmenin verimliliğinin artmasına neden olur” sözleriyle özetledi.
Geleneksel ve çağdaş denetim anlayışı
OMÜ’de iç denetçi olarak görev yapan Seydi Yener Günay ise sunumunda, geleneksel ve çağdaş denetim anlayışı konusunda değerlendirmelerde bulunurken her iki denetim mekanizmasına dair “Geleneksel anlayışta sadece hata bulunur; sorumluları cezalandırılır ve denetim orda biterdi. Ancak çağdaş yaklaşımda hataları önlemek ve problemi çözmek, kurumun daha iyi çalışması için görevlilere yardımcı olmak esastır” sözlerine yer verdi.
Ayrıca idari denetim konusunda detaylar aktaran Günay, çağdaş denetim anlayışının, kamuda iç denetim birimleri aracılığıyla hayata geçirildiğini sözlerine ekledi.
“Çağdaş anlayışlarda kârın yanında sosyal sorumluluk da söz konusu”
Bir başka panelist ODEA Bank Teftiş Kurulu Başkanı ve TİDE Akademik İlişkilerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Tolga Usluer her kurumun faaliyetlerinin çeşitli riskler içerdiğini ve bu riskleri ortadan kaldırmanın yolunun da doğru yönetim sürecinden geçtiğini ifade etti.
Konuşmasının devamında işletmelerin sorumluluklarına dikkat çeken Usluer, geleneksel anlayışta işletmenin tek sorumluluğunun kâr etmek olup sosyal sorumluluğunun olmadığını, bu sorumluluğun devlete ait olduğunu belirtirken, çağdaş anlayışlarda ise işletmenin kâr etmek dışında sosyal sorumlulukları da bulunduğunu dile getirdi.
TİDE Kurucu ve Onursal Başkanı ve aynı zamanda TİDE Akademik İlişkiler Komitesi Başkanı Ali Kamil Uzun, bir ülkenin istikbali ve istiklali için ilk adımın atıldığı bir şehirde bulunmanın gurur verici olduğunu belirterek Samsun’da olmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti ifade etti.
“Geleceği fırsat olarak görün”
Geleceği yönetme konusunda öğrencilere bilgi ve tecrübelerini aktaran Ali Kamil Uzun, geleceğe kaygı ve endişe duyarak bakmak yerine onu bir fırsat olarak görüp değerlendirmek gerektiğini vurguladı. Uzun bunun yanı sıra bakış açısının ve hayallerin gelecek üzerindeki etkisi üzerine de öğrencilere ufuk açıcı bilgiler verdi.
Panel, katılımcıların hatıra fotoğrafı çekimi ile sona erdi.
İHA