Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ali Fuat Başgil Hukuk Fakültesinin kuruluşunun 10. yılı sebebiyle düzenlenen kutlama töreninde, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İzzet Özgenç, "Yaptırım Teorisi ve İnfaz Siyaseti" konulu bir konferans verdi.
"Fakültemiz gelişiyor, eğitim kadromuz güçleniyor""
Açılış konuşmalarıyla başlayan törende Ali Fuat Başgil Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Tahsin Keçeligil, fakültenin kuruluşunda emeği geçenleri saygıyla andığını ifade etti. Keçeligil, "Fakültemiz yeni bir fakülte ve hızlı bir gelişme süreci içerisindeyiz. Bu süreç zarfında eğitim kalitemizi her yönüyle güçlendirmeye çalışıyoruz. Genç, dinamik bir eğitim kadromuz var ve sayıları her geçen gün artıyor. Önümüzdeki dönemde de aramıza yeni öğretim elemanları katılacak ve kadromuz daha da güçlenecek. Tüm gayemiz öğrencilerimize nitelikli bir eğitim ortamı ve programı sunarak onları hayata hazırlamak” diye konuştu.
"Öğretim üyesi sıkıntımız her geçen gün giderilmekte"
Çarşamba Belediye Başkanı Hüseyin Dündar’ın ardından konuşan Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, "Hukuk Fakültesinin kurulma kararının alındığında rektör yardımcısı olarak senato üyesiydim. O günün üzerinden 10 yıl geçmiş. 10 yıl, bir fakülte için çok uzun bir zaman değil ama bu zaman içerisinde ne sıkıntılar yaşandığını biliyorum. Bugün gelinen noktaya bakıldığında ise fakültenin iyi bir durumda olduğunu söyleyebiliriz. Öğretim üyesi sıkıntımız her geçen gün giderilmekte ve aramıza yeni yetişmiş akademisyenler katılmakta" şeklinde konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından eski Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkan Vekili ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İzzet Özgenç, "Yaptırım Teorisi ve İnfaz Siyaseti" konulu bir konferans verdi. Aynı zamanda günümüz Türk Ceza Kanunun Redaktörlüğünü de yapan Prof. Dr. İzzet Özgenç, hangi eylemlerin ceza hukuku kapsamında suç sayılabileceği, ceza hukuku uygulamaları ve infaz sistemi hakkında bilgi vererek görüşlerini paylaştı.
"Ceza hukukunun amacı suçluyu yeniden topluma kazandırmak"
Her haksız eylemin ceza hukuku kapsamında suç sayılamayacağına işaret eden Prof. Dr. İzzet Özgenç, “Hangi fiilin suç sayıldığı ve ceza hukukunun sorumluluğunda olduğunun iyi tespit edilmesi lazım. Kişinin eyleminin suç sayılması için ceza hukuku kapsamında kusurlu addedilmesi gerek. Herkesin hukukun icaplarına uygun davranma imkânı ve davranışlarını buna göre belirleme zorunluluğu var. Hepimiz insan onuruna saygılı olmak ve kimseye hakaret etmemek zorundayız. Kusurluluk halinin ise iki farklı durumu var. Birincisi ceza hukukuna tabi tutulup tutulmayacağı ikincisi ise ceza hukuku sorumluluğundaysa cezanın ölçüsünü belirlemek” dedi.
Ceza hukukunun öncelikli amacının suçlunun cezasının farkında vararak pişman olması ve topluma yeniden kazandırılması olduğuna dikkat çeken İzzet Özgenç şöyle devam etti:
"Ceza hukukunun uyguladığı yaptırım sonucunda mağdurun mağduriyetinin giderilmesi de esastır. Kişi işlediği suç sonucunda yoksunluğa mahkum edilerek etkin pişmanlık duyması amaçlanır. Daha sonra da topluma yeniden kazandırılması sağlanmaya çalışılır. Tehlikelilik durumunda ise tehlikeyi mümkün olduğunca azaltacak yaptırımlar uygulanır.”
"En fazla infaz kurumuna sahip ülkeyiz"
Türkiye ve Türkiye nüfusuyla mukayese edebilecek ülkelerin infaz kurumları hakkında da bilgiler ve sayısal veriler paylaşan Prof. Dr. Özgenç şunları söyledi:
"İnfaz kurumlarının doluluğuna ve nüfusa oranla tutuklu kişi sayısına bakıldığında ABD, Rusya, Türkiye ve İran'da veriler hayli yüksek. Japonya ve Almanya gibi ülkeler ise iyi örnekler. Örneğin Türkiye'de 347 kişiden biri infaz kurumundaysa, Japonya'da bin kişiden biri infaz kurumunda. Ayrıca Türkiye ceza infaz kurumlarında en fazla tutuklu bulunduran ülke konumunda. 208 bin 790 kişilik kapasiteyle de en fazla infaz kurumuna sahip ülkeyiz. Bizim yeni infaz kurumu inşa etmeye ihtiyacımız yok, yeni bir infaz sistemi kurmaya ihtiyacımız var. İnfaz kurumu kapasitemizi düşürmemiz lazım.”
"İnfaz kurum kapasitesinin düşürülmesi için denetimli serbestlik sistemi geliştirilmeli"
İnfaz kurumu kapasitelerinin düşürülmesi için 4 yıldan az cezalar için denetimli serbestlik sisteminin geliştirilmesi tavsiyesinde bulunan Özgenç konuşmasını şöyle tamamladı:
"Denetimli serbestlikten yaralanan insanları sadece kamu gücüyle denetleyemeyiz. Bunun için dünyanın çeşitli yerlerinde de uygulanan yöntemler var. Vakıflar, dernekler gibi sivil toplum örgütlerinden yararlanılabilir ya da güvence verebilecek gönüllü bir kişiye mahkum zimmetlenebilir."
Konferansın sonunda katılımcıların sorularını cevaplayan Prof. Dr. İzzet Özgenç'e Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç fidan sertifikası takdim etti.
Toplu hatıra fotoğrafının çekilmesinin ardından kutlama töreni sona erdi.
Fakültenin Konferans Salonunda düzenlenen kutlama törenine ayrıca; Çarşamba İlçe Cumhuriyet Başsavcısı Gültekin Bülbül, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.