Aksoy yaptığı açıklamada, on bir ayın sultanı Ramazan ayının bu yıl yazın en sıcak aylarından temmuza denk geldiğini belirterek, "Hem sıcak hem de uzun bir oruç dönemi bizleri bekliyor. Beslenme düzenimizin tamamen değiştiği bu döneme dikkat etmeliyiz" dedi.
Aksoy 27 Haziran'da başlayacak Ramazan ayında beslenmenin çok önemli olduğunu, beslenmeye dikkat edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıkacağına dikkat çekerek şunları kaydetti:
"Sıcak hava ve oruç tutulan sürenin uzunluğu sebebiyle en çok dikkat edilmesi gereken noktalardan biri sıvı dengesi. Uzun saatler sürecek açlık ve susuzluktan dolayı, vücudumuz ciddi miktarda sıvı ve elektrolit kaybeder. Ramazan boyunca sürecek olan yeni beslenme düzeninde iftarla imsak arasındaki sürede vücut için gerekli sıvı ve elektrolitleri düzenlemek gereklidir. Günde en az 2 litre su tüketilmelidir. İftardan yatana kadar geçecek sürede ve sahurda bol sıvı tüketilmeli ancak bu sıvıların, yüksek şeker, gaz ve yüksek kafein içermemesine dikkat edilmelidir. Su, açık çay, bitki veya meyve çayları, ayran, kefir ve maden suları sıvı ihtiyacının ve elektrolit dengesinin sağlanması açısından tercih edilebilecek sıvı kaynaklarıdır. İdrar çıkışları günde 6-7 kere olacak şekilde sıvı alımı mutlaka sağlanmalıdır. İftar ile sahur arasındaki zaman aralığında ve sahurda bol su tüketilmelidir."
Bütün günün açlığından sonra sofraya oturduğunuzda önceliğin su olması gerektiğinin altını çizen Aksoy, "16 saat sıcakta susuz kalan metabolizmamızın önceliği de su olacaktır. Suyun ardından çorba tüketeceksek ayran çorbası gibi soğuk bir çorba yaz menüsü için ideal olabilir. Soğuk çorba içmek istemezseniz herhangi başka bir çorbayı tercih edebilirsiniz. Ancak tüketeceğiniz çorbaların az yağlı olması sindirimi kolaylaştıracağı gibi gereksiz kalori yükünden de sizi kurtaracaktır. Çorba tüketmeyecekseniz orta yağlı bir peynir, birkaç tane zeytin ve yanında mutlaka tam tane (tam buğday-tam çavdar) ekmeği tüketilmesi gün boyunca düşmüş olan kan şekerinizin düzenlenmesine yardımcı olacaktır. Orucunuzu açtıktan sonra gün boyunca durmuş olan sindirim sisteminizin çalışmaya başlaması için sindirim sisteminize biraz zaman vermeniz gereklidir. Su ve çorbayı içtikten sonra, 10-15 dakika ara verip ardından ana yemeğe devam etmek sindirimi kolaylaştıracaktır. Ana yemek olarak az yağlı etli sebze yemekleri, ızgara veya fırında pişmiş et-tavuk-balık veya kurubaklagil yemekleri tercih edilebilir. Yaz nedeniyle zeytinyağlı sebze yemekleri hem posa ihtiyacımızı sağlaması hem de soğuk yenen yemekler olması itibariyle Ramazan sofralarımızda bulundurabileceğimiz diğer bir sağlıklı tercihtir. Ramazan pidesi sofralarımızın vazgeçilmezidir ancak tüketiminde aşırıya kaçmamak gerekir" diye konuştu.
Aksoy, kalsiyum ve protein ihtiyacımızı karşılamak için almamız gereken yoğurt ürünleri, soframızda cacık, haydari, yoğurtlu salatalar veya ayran olarak yerini alabilmesi gerektiğine işaret ederek şöyle devam etti:
"Yemeklerin ardından tatlı tüketecekseniz hemen yemekten sonra değil bir iki saat sonra tüketmenizde fayda var. Hamurlu- şerbetli tatlılar yerine, sütlü ve meyveli tatlıları tercih etmeye çalışın. Dondurma yazın rahat tükettiğimiz ve nispeten kalorisi düşük bir tatlıdır. Tüm Ramazan boyunca her gün tatlı yemek yerine yaz meyvelerinin tadını çıkartmanızı da tavsiye ederim. İftarın ardından mutlaka hareketli olmaya özen gösterin. Hareketsiz kalmak, hem kan şekerimizin yükselmesine, hem sindirim sisteminizin yavaşlamasına hem de yediklerimizin daha kolay yağa dönüşmesine sebep olur."