Evde büyükanne veya büyükbaba yemeğe başlarken yüksek sesle besmele çekmeyi unutmazdı. Sofradan kalkan eğer ailece dua edilmez ise "Elhamdülillah" diyerek kalkardı geleneksel aile kültüründe insanlar töreleri iyi bildiği için mahalleli sokaktan gelip geçerken gördüğü nesnelere bakarak geçtiği evle ilgili çeşitli kanaatlere sahip olurdu. Örnek olarak cumbalı ahşap evlerin pencerelerinde var olan çiçekler sadece çiçek olarak bulunmazdı. Her birine anlam katabilen bir gelenek vardı.
Yine kapı tokmaklarının da değişik anlamları vardı. Örnek olarak tokmaklar çift halkadan yapılırdı. Bunlardan, aslan başı motifli ve büyük olanı kalın ses çıkarırdı. Çiçek motifli ve küçük olan ince ses çıkarırdı. Eğer eve erkek misafir gelmiş ise erkek o kalın sesli tokmağı tıklatırdı. Böylece ev sahibi gelenin erkek olduğu anlardı. Böylece kapıyı evin erkeği açardı. O anda evde erkek yok ise evin hanımı veya kızı hazırlıksız yakalanmamış olur, gelen misafire tesettüre uygun halde kapıyı açardı.
Eğer eve ziyarete gelen kadın ise ince sesli tokmağı tıklatırdı. Gelenin bir hanım olduğu anlaşılırdı ve evin kapısını evin hanımı açardı. Bu geleneği kimse istismar etmezdi. Hepsinden önemlisi insanlar birbirine hürmet ederdi. Herkes birbirini tanıdığı için birbirine selam verirdi. İnsana saygı medeniyeti denilen şey buydu. Mahallelerde herkes birbirini tanırdı. Mahallelinin zengini fakirini korur gözetirdi. Fakir olanda zenginin malına göz dikmez çünkü ondan yardım aldığı için ona dua ederdi.
Ola ki mahalleli arasında bir konuda sıkıntı yaşanırsa doğrudan mahkemeye gidilmezdi. Önce mahallede saygın insanlara durum anlatılır bir çözüm yolu bulunurdu. Böylece bugünkü gibi mahkeme koridorları dava dosyalarıyla dolup taşmazdı. Mahallede birisi vefat ettiğinde cenaze evine bir hafta, on gün yemek yollanır, kimse onlara işittirecek tarzda gülüp eğlenmezdi. Böylece komşusunun acısına ortak olunduğu belli edilirdi.