Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, "Mademki referandumla milletin doğrudan cumhurbaşkanı seçilmesini kabul ettik, sistemin buna göre yapılandırılması gerekir. Sistemin adı ya başkanlık veya yarı başkanlık olarak konulması gerekir. Önümüzdeki aylarda bu konu tartışılacaktır" dedi.
İşler, Abdullah Gü’ün AK Parti’nin kurucularından olduğunu hatırlatarak, “İlk Başbakanımız, cumhurbaşkanlığımızı yaptı. Onun partiye dönmesi kadar doğal bir şey olamaz. Onun böyle bir talebi olduğu zaman ilgili kurullarda görüşülür ve gereken adımlar atılır. Bundan farklı şeyler çıkarmanın bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Burada bir sıkıntı görmüyorum” ifadesini kullandı.
"MUHALİF TAVIR İÇİNE GİRMEZLER"
İşler, şunları kaydetti: “2007 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın cumhurbaşkanı adaylığının açıklandığı o tablo göz önünde bulundurulduğu zaman kardeşlik hukuku çok net bir şekilde görülüyor. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül birlikte kararlar verdiler birlikte yürüdüler. Bundan sonra da onların arasındaki kardeşlik hukukunun ilelebet devam edeceğini düşünüyorum. Birbirlerine rağmen muhalif bir tavır içine gireceklerine ihtimal vermiyorum. Elbetteki Sayın Cumhurbaşkanımız dönmek isterlerse zaten olağanüstü kongre sürecinden sonra cumhurbaşkanımızın görev süresi bittikten sonra ne zaman dönmek isterse bütün kapıların açılacağını düşünüyorum.”
"KANUN 28 AĞUSTOS DİYOR"
“Cumhurbaşkanı Kanunu'na bakarsanız orada bir ifade var. Kazanan aday adına zabıt belgesi veya mazbata hazırlanır ve Meclis Başkanı tarafından adaya verilir. Aday yemin eder ve o gün cumhurbaşkanın görev süresinin dolacağı gündür. Devir teslimim yapılacağı gündür. Dolayısıyla Bu da 28 Ağustos'u işaret ediyor” diyen İşler, Başbakan Erdoğan’ın bir televizyon programında 28 Ağustos'a kadar görevinin başında olacağını söylediğini hatırlatarak, “Kanun açık orada sıkıntı olmaz. Sayın Başbakanımızın adaylığında da itiraz ettiler. Muhalefet yine bulanık suda balık avlamak isteyebilir” ifadesini kullandı.
"ORTAK AKILLA HAREKET ETMELİYİZ"
İşler şöyle devam etti:
“AK Parti yükselen değer. ANAP ve DYP örneği gündeme getirilir. Rahmetli Özal kendini Çankaya atarak kurtarmış oldu. Çünkü oyları yüzde 20 idi. Sayın Recep Tayyip Erdoğan yüzde 52 oy aldı. AK Parti yükselen bir değer. Biz bir sonraki seçimlerde kaybetmemiz söz konusu olmaz. Biz birlik ve beraberliğimiz korumamız lazım ve ortak akılla hareket etmemiz lazım. İstişare mekanizmasını etkin bir şekilde kullanmamız lazım. Bunları yaptığımız zaman başarılı olmamak için hiçbir neden yok. AK Parti zaten rüştünü ispat etmiş bir parti. Elbetteki zamanı gelince genel başkan değişikliği olması gayet doğaldır. AK Parti iktidarda 12 yıl geçirdi büyük başarılara imza attı. Hakim parti olma yolunda hızla ilerliyoruz .20 yıl hatta 30 yıl kesintisiz AK Parti hükümet etmeye devam edecektir.”
"YA BAŞKANLIK YA YARI BAŞKANLIK"
Halkın seçmiş olduğu cumhurbaşkanının daha etkin olacağını vurgulayan İşler, şunları dedi:
“ Şimdi seçilmiş cumhurbaşkanı ile seçilmiş bir başbakan olacak. Mevcut anayasa gereği yetkileri var ama sorumsuz. Biz AK Parti olarak bunun önlemini almak istedik. Halkın seçtiği cumhurbaşkanı halka hesap verecek. Türkiye'nin sistem değişikliğine gidilmesinin yararlı olacağını düşündük. Sistemin güçlü bir şekilde ve doğru düzgün kurulması gerekir. Mademki referandumla milletin doğrudan cumhurbaşkanı seçilmesini kabul ettik sistemin buna göre yapılandırılması gerekir. Sistemin adı ya başkanlık veya yarı başkanlık olarak konulması gerekir. Önümüzdeki aylarda bu konu tartışılacaktır. 2015 seçimlerinden sonra bu konu gündeme gelecektir. 2015 seçimlerinden Anayasayı değiştirecek en azından referanduma götürecek sayıyla çıkacağımızı düşünüyorum.“
"TIPIŞ TIPIŞ EVİNE GİTTİ"
“Kılıçdaroğlu hiçbir açıklama yapmadan tıpış tıpış evine gitti” diyen İşler, şu ifadeleri kullandı:
“Son derece yanlış ve anti demokratik bir ifadeydi. Baskının âlâsını kendisi yapıyor, genlerinde var. Tıpış tıpış gideceksiniz ifadesi siyasi tarihimize girdi. Hem Kılıçdaroğlu hem Bahçeli 'Bu seçimin kaybedeni Erdoğan 'dedi. Ben şaka zannettim önce. Akla ziyan bir açıklamadır. Bu milletin zekası ile alay etmektir. Çatı aday emekli olmuştu. Kendisi adına üzülmüştüm. Projeye alet olması hoş bir durum değildi.”