Kırıkkale'de Emine Bulut'un eski eşi tarafından kızının gözleri önünde öldürülmesi toplumun her kademesinde büyük tepkilere yol açtı. Bu tarz haberlere medyada yer verilmesi gerektiğini, ancak olay anına ilişkin görüntülerin TV'de doğrudan yayınlanmasının özellikle çocuklar üzerinde yıkıcı etkisi olabileceğini belirten Psikolok Esma Kınalı, “Çocuklar üzerinde travma etkisi oluşması için yalnızca travmatik bir durum yaşamasına gerek yok. Travmatik olayları görmek veya bunlarla ilgili haberleri televizyondai seyretmek de çocuklarda travmatik etkiler bırakabilir. Medyanın amacı bilgilendirmektir. Ancak TV haberlerinde görsel ayrıntılara ve olay anına dair görüntülere yer verilmesi, çocuklarda derin izler kalmasına sebebiyet verebilir. Bu yüzden şiddet içerikli haberler, daha kısa ve net bir şekilde aktarılabilir. Detaylı içerik gösterildiğinde o saatte ekran başında olan çocukları da, yetişkinleri de psikolojik açıdan olumsuz etkileyecektir. Bu yüzden medyanın bu haberleri hiç vermemesinden ziyade içeriğini sadeleştirilmesi önemlidir” dedi.
Şiddetin her türlüsünün altında yatan sebeplerin de önemli olduğunu belirten Psikolog Kınalı, yapılması gerekenleri şu sözlerle anlattı:
“Emine Bulut vak'asının görüntülerin olduğu gibi yayınlandığı ilk kadın cinayeti olmaması, medyanın şiddet farkındalığı konusunda henüz istenen hassasiyete sahip olmadığını gösteriyor. Bu tarz haberlere mutlaka medyada yer verilmeli, ancak kişileri bilgilendirmeye yönelik programlarında sayısı artırılmalı. Dünya Sağlık Örgütü, yılda 1.6 milyondan fazla insanın şiddet yüzünden öldüğünü söylüyor. İstatistikler gösteriyor ki şiddet hakkında konuşmak, şiddeti çözmeye yetmiyor. Şiddeti çözmemiz için öncelikle şiddet kavramının altında yatanlara bakmamız gerekiyor. Şiddet, erkekler tarafından güç ve kadını kontrol edebilme olarak algılanıyor. Bu algının değiştirilmesi şart. Çünkü bu algı devam ettiği sürece şiddet haberleri izlemeye devam edeceğiz. Şiddetin ne olduğu ve nelere yol açtığı konusunda farkındalığımız artarsa, yanlış bilinenleri değiştirmek için de önemli bir adım atmış oluruz.”