Kadına şiddet, toplumun en karanlık ve en acı verici sorunlarından biridir. Ne yazık ki, bu sorun günümüzde hala ciddi boyutlarda devam etmekte ve kadınlar, sadece cinsiyetleri nedeniyle yıllardır şiddet görmekte, özgürlüklerinden mahrum bırakılmaktadır. Kadına yönelik her türlü şiddet, hem bir insan hakları ihlali hem de bir ahlaki çöküşün göstergesidir. Ve şunu unutmayalım: Kadına şiddet uygulamak, zayıf insanların işidir!
Şiddet, güçsüzlüğün, korkunun ve zavallılığın bir yansımasıdır. Gerçek bir erdem ve cesaret, insanları sevmek, saygı duymak, onlara değer vermekle ölçülür. Şiddet ise bu erdemlerin tam tersi, insanı ve insanlığı küçümsemektir. Bir kadına el kaldırmak, ona fiziki ya da psikolojik şiddet uygulamak, o kişinin içsel zaafiyetini ve güçsüzlüğünü göstermekten başka bir şey değildir. Çünkü gerçekten güçlü olan, başkalarını ezmek değil, onları koruyabilendir.
Kadın, sadece biyolojik değil, toplumsal ve ahlaki bir varlıktır. O, her şeyden önce bir annedir. Anne, hayatın en kutsal varlığıdır. "Cennet annelerin ayakları altındadır" hadisi, İslam'ın kadına verdiği değeri net bir şekilde ifade eder. Anneler, çocuklarını yetiştiren, geleceği şekillendiren, toplumu var eden, insanı insan yapan varlıklardır. Kadına şiddet, bir insanın kendi annesine karşı şiddet uygulaması gibidir. Bu, insanlık dışı bir davranış, bir vicdan katilliğidir.
Bir insanın kadına şiddet uygulaması, yalnızca o bireyin karakterinin zayıflığını değil, aynı zamanda toplumun ne kadar geri gittiğini gösterir. Eğer bir toplum, kadını hâlâ bir meta gibi görüyorsa, ona şiddet uygulamakta bir sakınca görüyorsa, o toplumun ilerlemesi, insanlık adına atacağı adımlar zorlaşır. Kadına yönelik şiddet, yalnızca bireysel değil, toplumsal bir travmadır. Her kadına uygulanan şiddet, toplumun vicdanına saplanmış bir hançerdir. Bu yaralar, sadece kadınları değil, tüm toplumu derinden etkiler.
Dinimizde, emanete ihanet etmek büyük günahlardan sayılmaktadır. Kadın, bizlere Allah tarafından bir emanet olarak verilmiştir. O, yalnızca bir eş, bir anne, bir kardeş değil, aynı zamanda insanlığın bir parçasıdır. Bir insan, bir başkasına şiddet uygulayarak, Allah’ın ona verdiği emanete ihanet etmiş olur. İhanetin boyutları ne kadar büyükse, sonrasındaki felaketler de o kadar derindir. Kadına şiddet uygulamak, sadece zalimlik değil, aynı zamanda ahlaki çöküşün ve manevi karanlığın bir yansımasıdır.
Kadına şiddet uygulamak, o kişinin sadece fiziksel gücünü değil, aynı zamanda ruhsal ve moral gücünü de kaybettiğinin, bir insan olarak ne kadar zayıf olduğunun kanıtıdır. Çünkü gerçek güç, başkalarını incitmekte değil, başkalarını korumakta yatar. Güçlü insanlar, şiddet kullanmazlar, sevgiyi ve saygıyı kullanarak etraflarındaki insanlara hayat verirler.
Kadına şiddet, sadece fiziksel bir zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda derin psikolojik izler bırakır. Bir kadının ruhunu öldürmek, onu yıllarca travmalarla yaşatmak, her geçen gün daha fazla yıkılmasına sebep olur. Bu izler, yalnızca kadını değil, toplumun bütününü etkiler. Kadınların güçlü ve sağlıklı olması, toplumların gelişebilmesi için gereklidir. Ancak kadına yönelik şiddet, bu potansiyelin yok olmasına, bir halkın gücünün tükenmesine yol açar.
Kadına şiddet, toplumsal bir hastalıktır. Bu hastalıkla mücadele etmek, sadece kadınların değil, erkeklerin de sorumluluğundadır. Bu toplumda kimse, bir kadının şiddet görmesini "öğrenmemeli" ya da görmezden gelmemelidir. Toplumda herkesin eşit haklara sahip olduğu bir düzeni kurmak, kadına şiddetin ortadan kaldırılmasıyla mümkündür. Her bir kadının, kimseye hesap verme korkusu taşımadan, özgür bir şekilde yaşayabileceği bir dünya kurmak, bu dünyanın tüm insanlarına fayda sağlayacaktır.
Son olarak, unutulmamalıdır ki kadına şiddet sadece fiziksel bir kavram değildir. Şiddet, psikolojik, duygusal, ekonomik ve sosyal anlamlarda da kadınları etkiler. Bu şiddetlere karşı toplum olarak ortak bir duruş sergilemek, kadının insanlık haklarına saygı göstermek, insanca bir yaşamın gereğidir. Şiddet, güçsüz insanların işidir ve bir toplum, ancak kadına şiddeti reddederek, gerçek anlamda güçlü olabilir. Kadına el kaldırmak, güç değil, zavallılıktır!