Uzm. Doç. Dr. Yasemin Kemal, kanser aşıları hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Doç. Dr. Yasemin Kemal, “Kanser aşıları, bağışıklık sistemini kanser hücrelerinin 'nasıl göründüğü' konusunda eğitmeye yardımcı olan ve böylece onları tanıyıp ortadan kaldırabilen bir immünoterapi şeklidir. Aşıların, virüs ve bakterilerin neden olduğu hastalıkları önlemede etkili olduğu zaten kanıtlanmıştır. İlk aşı 200 yıldan daha uzun bir süre önce geliştirildiğinden, yirminci yüzyılın en ölümcül hastalıklarından (verem, çiçek hastalığı gibi) bazılarını önledi ve dünya çapında yüz milyonlarca hayatın kurtarılmasına yardımcı oldu. Virüslerin (Covid-19, kızamık, çocuk felci ve çiçek hastalığı) ve bakterilerin (difteri, tetanoz ve tüberküloz) neden olduğu hastalıklar söz konusu olduğunda, aşılar insanları tehdidin zayıflamış veya etkisiz hale getirilmiş bir versiyonuna maruz bırakarak çalışır. Bu, bağışıklık sistemlerinin bu tehditleri 'antijenler (yabancı)' olarak bilinen spesifik belirteçlerine göre tanımasını ve bunlara karşı bir bağışıklık yanıtı oluşturmasını sağlar. Bu aşılar tipik olarak, bir kişiye bakteri veya virüs bulaşmadan önce uygulandığında, hastalığı önleyici olarak en iyi sonucu verirler” diye konuştu.
Etkili kanser aşıları geliştirmek mümkün
Kanser aşılarında durumun biraz daha karmaşık olduğunu ve bu karmaşıklığın kanseri önlemek veya tedavi etmek için aşı geliştirmeyi daha da zorlaştırdığını ifade eden Doç. Dr. Yasemin Kemal, “Özellikle bağışıklık sistemimize yabancı görünen bakteri ve virüslerin aksine kanser hücreleri normal, sağlıklı hücrelerimize daha çok benzemektedir hatta hemen hemen aynısıdır. Ayrıca, her bireyin tümörü bir anlamda benzersizdir ve kendi ayırt edici antijenlerine sahiptir. Sonuç olarak, etkili kanser aşıları geliştirmek için daha karmaşık yaklaşımlar gereklidir” şeklinde konuştu.
Kanser aşılarının genel olarak iki grupta incelenebildiğini söyleyen Doç. Dr. Yasemin Kemal, şu bilgileri paylaştı:
“Önleyici Kanser Aşıları: Bazı viral enfeksiyonlar, çeşitli kanserlerin gelişiminden sorumludur ve bu viral enfeksiyonlara karşı geliştirilen aşılar, riski azaltmada önemli bir rol oynar. Örneğin, rahim ağzı kanseri ve baş ve boyun kanserine insan papilloma virüsü veya HPV adı verilen enfeksiyon neden olabilirken, karaciğer kanserine hepatit B virüsü veya HBV neden olabilir. HBV ve HPV enfeksiyonunu önleyebilen ve sonuç olarak HBV ve HPV ile ilişkili kanserlerin oluşumuna karşı koruma sağlayabilen çeşitli aşılar geliştirilmiştir. Bu koruyucu kanser aşıları ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanmıştır. Terapötik Kanser Aşıları: Her bireyin tümörü bir bakıma benzersizdir ve kendi ayırt edici antijenlerine sahiptir. Sonuç olarak, daha sofistike kanser aşısı yaklaşımları gereklidir. Neyse ki bilimsel araştırmalar artık hastaların tümörlerinde kanser hücrelerini normal hücrelerden ayırt etmeye yardımcı olabilecek hedefler belirleyebiliyor. Bazen bu hedefler, prostat kanseri hücreleri tarafından sıklıkla aşırı eksprese edilen prostat asit fosfataz (PAP) gibi kanser hücreleri tarafından anormal derecede yüksek seviyelerde üretilen normal proteinlerden oluşuyor. Bu anlayıştan yararlanarak, Sipuleucel-T aşısı geliştirildi ve 2010 yılında ilerlemiş prostat kanserli hastaların tedavisi için FDA onayı aldı. Diğer bir istisna, genel bir bağışıklık uyarıcısı olarak işlev gören ve bir tüberküloz aşısı olan Bacillus Calmette-Guérin veya BCG'dir. 1990'da BCG (verem aşısı) FDA tarafından ilk onaylanan kanser aşısı sayılır. Hala erken evre mesane kanserinin tedavisinde kullanılmaktadır.”
İHA