4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle açıklama yapan Samsun Halk Sağlığı Müdür Yardımcısı Dr. Erdinç Özoğlu, "Kanser, dünya genelinde giderek artan bir sağlık problemidir ve toplumlarda önemli bir sosyoekonomik yüke, bireylerde de maddi ve manevi kayıp ve zorluklara yol açmaktadır. Bunun yanı sıra kanserin önemli bir kısmının önlenebilir olması bu konuya verilen önemin de giderek artmasına yol açmıştır. ‘Dünya Kanser Günü’ her yıl 4 Şubat Günü Kanser ile ilgili farkındalık ve bilinç düzeyinin artmasını sağlamak, kansere karşı mücadelede önemli bir adım olan doğru bilinen yanlışlardan kurtulmak ve doğruların herkese ulaşmasını hedeflemek amacıyla dünya genelinde kutlanmaktadır” dedi.
Uluslararası Kanser Savaş Örgütü (UICC) tarafından bu yıl yayınlanan bildirgede kanserle mücadele hususunda dünya genelinde yapılması gerekenler ve bu konudaki önemli noktalar hakkında bilgi veren Özoğlu, “Sağlıklı bir çevre oluşturulabilir. Her çeşit iş yeri sağlıklı yaşamı benimsemeye yönelik çalışanlarını motive edici programlar ve politikalar uygulayabilir. Yüzde 100 dumansız iş yerleri oluşturmak ve sigarayı bırakma araçlarına bilgi ve erişim sağlamak gibi önlemler, sağlıklı gıda seçeneklerine erişim sağlanması, işe gidiş gelişlerde fiziksel aktiviteyi teşvik etmek, iş yerlerinde fiziksel aktiviteleri artırmak, daha sağlıklı iş gücü için etkili bir yoldur. Bireyler ve toplumlar, yaygın kanser türlerinin en az üçte birinin daha sağlıklı bir beslenme biçiminin seçilmesi, fiziksel aktivitenin arttırılması ve alkol kullanımının azaltılması ile önlenebileceği konusunda bilgilendirilmelidir. Sigara da eklendiğinde bu rakam yüzde 50’ye ulaşmaktadır. Ayrıca ultraviyole radyasyondan korunma, mesleksel ve çevresel maruziyetlerin örneğin asbestoz gibi önüne geçilmesi ile kanser yükü daha da aza indirgenecektir. Ülkemiz de tütün ve obezite eylem planlarımız çok başarılı sonuçlar ile hızla devam etmektedir. Bu programlara ek olarak kanser özelinde Türkiye Radon Haritalandırma ve Eylem Planı, Türkiye Asbest Kontrolü Stratejik Eylem Planı gibi yeni programlar da başlatılmıştır” diye konuştu.
KANSER YÜZDE 90 ÇEVRESEL, YÜZDE 10 GENETİK
Kanserlerin önlenebileceğini belirten Özoğlu, “Kanser yüzde 90 çevresel, yüzde 10 oranında ise genetik faktörlere bağlı oluşmakta çevresel faktörler arasında da tütün, alkol, obezite ve enfeksiyonlar ilk sıralarda yer almaktadır. Dünyada her geçen gün daha fazla insan tütün ve tütün mamullerine, hareketsiz yaşam tarzına ve yanlış beslenme gibi kanserin en önemli risk faktörlerine maruz kalmaktadır. Küresel olarak tütün kullanımı hala en önemli risk faktörü olup, her yıl 5 milyon kanser ölümünün ve tüm kanser ölümlerinin yüzde 22’sinin sorumlusudur. Ülkemizde kanserle mücadelenin en önemli basamağı olan önleme çalışmaları arasında, Tütün Kontrol Çalışmaları, Türkiye Alkol Kontrolü Eylem Planı, Türkiye Obezite ile Mücadele ve Kontrol Programı, Türkiye Asbest Kontrolü Stratejik Planı, Ulusal Radon Haritalaması gibi konu başlıkları yer almaktadır. Bireylerin de kendi özellerinde sağlıklı yaşamı seçmeleri yeni nesillere bırakılacak en güzel hediyedir. Erken teşhis hayat kurtarır. Kanser türlerinin uyarılarını erken keşfetmek, bulgularını araştırmak ve ileri tetkik için hastaların sevk edilmesi erken tanı şansını arttırmaktadır. Bu nedenle, kanserde erken tanı programları toplumun, sağlık çalışanlarının ve politika oluşturucularının bilgisini arttırmayı hedeflemeli, erken tanı olanakları hakkındaki farkındalığı arttırmalıdır. Ülkemizde meme, kalın bağırsak ve rahim ağzı kanserleri için toplumun kaynaklarına ve hastalık yüküne uygun olarak tarama programları yürütülmektedir. Bir tarama programının başarıya ulaşabilmesi için toplum tabanlı olması ve hedef nüfusun yüzde 70’ini kapsaması gerekmektedir. Sağlık Bakanlığımızın ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ ile toplum tabanlı kanser taramalarına yönelik, ülke genelinde Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM) kurulmuş olup halihazırda ülkemizde 197 adet KETEM mevcuttur. Yeni KETEM’ler olabildiğince hastane dışında ulaşımı daha kolay Sağlıklı Yaşam Merkezi şeklinde planlanmakta olup tarama oranlarımız yeni açılan KETEM’lerle birlikte giderek artmaktadır. Bireyler de kendi vücutları hakkında bilgi sahibi olmaya, olağan dışı bir değişikliğin fark edilmesi adına teşvik edilmelidirler. Sağlık çalışanları ve bireyler erken teşhisin değeri hakkında bilgilendirilmelidir. Çünkü erken teşhis, tedavinin başarılı olması adına atılan ilk ve en önemli adımdır. Kanser ile mücadele kanser kayıtçılığından tedavi ve palyatif bakıma kadar uzanan geniş bir yelpazeden oluşan oldukça komplike bir süreçtir. Ulusal ve uluslararası alanlarında uzman bilim insanlarına danışarak oluşturulan yeni projelerin ve revize edilen ‘Ulusal Kanser Kontrol Programımızın’ başarıları temelde halkımızın ve sağlık personellerimizin farkındalığının arttırılmasına bağlıdır” şeklinde konuştu.