Tarık Menteşoğlu
Merhaba Dostlar...
Samsun'da, polis ve jandarma canla başla, gece gündüz uyuşturucu ile mücadele etmeye çalışmaktadır...
Fakat bir arpa boyu yol alınmış mıdır?..
Hayır!..
Her geçen gün sokaklarda uyuşturucu artarak devam etmektedir...
Uyuşturucu illetine her gün yeni gençler düşmekte ve 15 yaşındaki kız çocuklarımıza içirilen uyuşturucular yüzünden hastanelerde yaşam mücadelesi vermeye çalıştıklarını üzüntü ile seyretmekteyiz...
Samsunspor'un adını kirlettiğim gerekçesiyle uyuşturucu yapılanmasının paralı kuklaları bu başlık üzerinden sosyal medyayı kullanarak eminim bana saldıracaklardır...
Bilinmektadir ki bu Samsunspor, Samsun'un markasıdır...
Bu gençlik ise ülkemizin geleceğidir...
Eğer Karadeniz uyuşturucu yapılanmasının aktörleri, Samsunspor'da kurdukları düzen üzerinden gençliği zehirliyorsa, kimse kusura bakmasın ben bildiğim pisliği yazarım...
Şimdi neden polis ile jandarmanın, uyuşturucu ile canla başla mücadele etmesine rağmen, uyuşturucu ile mücadelede bir arpa boyu yol alamadığını ve Samsunspor'un içine uyuşturucu yapılanmasının nasıl yuvalandığını inceleyelim...
Önce polisten başlayalım;
Samsun Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı Polisevi, Samsunspor'a yardım amacıyla 2005 yılında başlatılan kampanya çerçevesinde duyarsız kalmıyor ve Samsunspor'a 13 bin 377 TL bağış yapıyor.
Samsunspor'un o günkü yönetimi ne yapıyor peki?
10.07.2005 tarih ve 69 nolu yevmiye kaydı ile Polisevi'nin, Samsunspor'a yaptığı bağışı, para satmış ve Samsunspor, Polisevi'nden satın almış gibi kayıtlara geçiriyor.
Polisevi tefeci midir de, Samsunspor'a para satsın?
Polisevi'nin ismi üzerinden, Samsunspor'un parası zimmete geçirilmiştir...
Polis kendi adı üzerinden, Samsunspor'un paralarını zimmete geçirmeye çalışanlara işlem yapmış mıdır?..
Bilinen hayır!
Şimdi polis kendi üzerinden yapılan usulsüzlüğe ses çıkaramıyorsa, uyuşturucu baronlarına operasyon yapabileceğini beklemek saflık olmaz mı?..
Bu durum kesinlikle güzide emniyet teşkilatımızın çalışmadığı anlamına gelmesin...
Polisimiz canla başla çalışmaktadır fakat polisin adını kullanarak Samsunspor'un paralarını zimmetine geçirmeye çalışan o dönemin yönetim kurulu üyelerinin isimleri incelendiğinde karşımıza siyaset çıkmaktadır...
Siyaset bugün kolluk kuvvetlerinin uyuşturucu ile mücadelesindeki en büyük engeli oluşturmaktadır...
Polisin ardından jandarmayı inceleyelim;
Samsunspor'a 2005 yılında "A Takımı" adıyla büyük bir operasyon yapılıyor.
Operasyonun başında kim var?
Jandarma Albay Serdar Yücel...
Peki Samsunspor'un o dönem başkanlık koltuğunda kim oturuyor?
Samsunspor'un 30 kilo balık için 167 TL ödemesi gerekirken, 10.11.2005 tarih ve 116 nolu yevmiye kaydı ile 185 bin TL olarak gösteren Adnan Ölmez oturuyor.
Samsunspor'un bütün evraklarına el koyan Jandarma Albay Yücel, balık ve benzeri zimmet olaylarını görmemezlikten gelip Adnan Ölmez'i, A Takımı soruşturmasının dışında tutmuştur.
Daha sonra söz konusu Albay soruşturma dışında tuttuğu Adnan Ölmez'in yanında işe başlamıştır...
Söz konusu albayın emekli olmadan önce fındıkçılık sektöründe faaliyet gösteren uyuşturucu baronlarına zorluk çıkardığı kaydedilen bir İlçe Jandarma Bölük Komutanı'nı bulunduğu ilçeden uzaklaştırdığı ileri sürülmektedir...
Polis kendi ismi üzerinden yapılan zimmet işine ses çıkaramazken, jandarma ise emekli albay için soruşturma açabilmiş değildir.
Polis gibi jandarmanın da önündeki en büyük engel, uyuşturucu yapılanması ile temastaki siyasilerdir.
Bugün Samsun Polisevi'nin ismi üzerinden yapılan usulsüzlüğün veya A Takımı Operasyonu'nu yapan albay olayı aydınlatılmaya çalışılsa emin olun uyuşturucu yapılanmasının aktörlerine çok kolay ulaşılacaktır.
Fakat dediğim gibi bu yapı çökertilmeye çalışılsa işin ucu siyasilere dokunacaktır.
Bu yüzden Samsun Valisi İbrahim Şahin'in, "Uyuşturucu baronlarına kadar yaklaştık" şeklindeki 04 Ağustos 2015 tarihindeki basın açıklamasına rağmen halen yaklaşılan baronlar ortada cirit atmaktadır!..
Yani anlayacağınız bu düzen böyle devam ettiği sürece biz bırakın 15 yaşındaki kız çocuklarımızın uyuşturucu yüzünden hastanelerde can çekişmelerini, fazla sürmez yakında 9-10 yaşındaki kız çocuklarımızı uyuşturucu yüzünden hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde görmeye başlarız..
Sanırım şimdilik bu kadar yeterli...