Merhum adanan menderes’ten sonra koalisyonsuz iktidarı bir tek Özal’ın ANAP’ı kurabilmişti. Ve Türkiye Adnan menderes’ten sonra en büyük kalkınmayı o dönem görebilmişti. Fakat yeniden koalisyon çukuruna düşmemiz çok sürmedi. Parti kongresinde suikast girişimi denen Özal, cumhurbaşkanı olup hedef tahtasından çıkmaya çalıştıysa da Çankaya Köşkü’nde şüphe ve sırlarla dolu biçimde hayatını kaybetti. Daha “dün” diyeceğimiz 90’lı yıllar, Özal suikastı gibi pek çok hadiselerle geçti.
Her beş yılda ekonomik kriz, her on senede darbe “rutin” dendi. Kurulan hükümetlere “bir sene dayanırsa çok iyi. Biraz nefes alırız” Denirdi. Sonra ak partili dönem geldi. Geçmiş hükümetler, liderler ne yaşamışlarsa, hepsi bu hareketin lideri recep Tayyip Erdoğan’a karşı dendi. Lakin bu defa karşılarında “kefenimi giyip geldim” diyen, milletin de tam destek verdiği bir irade vardı. Zincirler teker teker kırılmaya başlandı.
Almanya’nın müzeye kaldırdığı İHA ve SİHA projesi var ya … işte bu irade sayesinde yapıldı ve sahada fiilen kullanılmaya başlandı. Hem de dünya savaşları sonrası racon kesenlere rağmen! Şimdi dönüp savunma sanayinde yapılanları, bunların Suriye’ de , Akdeniz’ de ,Kafkaslar ’da hangi başarıları getireceğini yeni baştan anlatmayalım. Bilmemiz gereken şu ki, elin oğlu da boş durmuyor… kavga sadece bizimle değil, daha büyük güçlerin birbirilerine karşı kullandığı “pandemiye yol açan virüs” gibi görünmez kitle silahları devrede!
Bunlar dünyayı buhrana sürüklerken, bir taraftan ABD, öbür tarafta Rusya etrafımızda yeni yeni üsler kuruyor. Yunanistan’da olanlara verilen beyanatlara bakın, neyin hazırlığının yapıldığını anlarsınız. ABD, tatbikat bahanesiyle Yunanistan’a 15 adet F-15 daha gönderdi. Kimin için?yunan başkan” Türkiye’yle savaşırsak Fransa bizi korur” diyor.Türkiye, Akdeniz’deki devasa büyüklükte doğalgaz ve petrol rezervinden hakkını istiyor. Suriye sınırı boyunca, İsrail’e sunulmak üzere hazırlanan terör devletinin önünü kesiyor. İşte bence asıl mesele bu.