Şahsımın ve birçoğunuzun severek tükettiği, Bu eşsiz lezzetin kim veya kimler tarafından keşfedildiğini biraz araştırdım.. Çeşitli kaynaklarda kelle paça ve işkembe çorbasının tarihimizdeki en büyük özelliklerinden biride doktor reçetelerinde hastalara farklı tarifler ve pişirme yöntemleri ile ilaç ve şifa niyeti ile tüketilmesi tavsiyesinde bulunulduğu bilinmektedir..
Çeşitli kaynaklarca ülkemiz mutfağına Rumeli ve balkan bölgelerinden Marmara bölgesi üzerinden yayıldığı söylentileri ile Evliya Çelebi, Seyahatnâme adlı eserinde 17. yüzyılda İstanbul’da toplam 300 işkembeci dükkânı olduğunu söyler ki, buda söylentilerini doğrular niteliğindedir..
İşkembe; Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman (1494-1566) döneminde çok popülerdi. O dönemde dükkânlar ve lokantalar belli başlı yemeklerde uzmanlaşmıştı, böylece işkembeci, yani işkembe çorbası satan restoranlar yaygınlaşmaya başladı..
Paça, Balkanlarda ve Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Afganistan, İran, Irak ve Moğolistan'da muhtemelen çok eski kökenli geleneksel bir yemektir. Türk usulünde ördeği hazırlamak için bir kuzu kafası ve bacakları kullanılır..
Kamuoyunda İşkembe çorbasının bilinen özellikle kış aylarında düşen vücut direncini yerine getirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir. *Kalsiyum, fosfor, demir ve magnezyum açısından son derece zengin bir kaynak olan işkembe çorbası vücudu enfeksiyon hastalıklarına karşı koruyor. *Kalsiyum içeriği ile kas ve kemik yapısını destekliyor.. Kelle paça çorbası Ülkemizde ve bir çok İslam ülkesinde sarımsaklı olarak tüketiliyor..
Samsun- Bafra organize sanayi bölgesinde faaliyet gösteren Niyazi Kesim kendine ait bin 800 metre kare alana sahip tesislilerinde üretimini gerçekleştirdiği, İlikli Kelle paça çorbası, İşkembe çorbası ve İlikli dana kemik suyunu kavanozlayıp iç ve dış pazarda satışa sunduğunu duydum. Kendisini ve çalışanlarını tebrik ediyorum..
Değerli okuyucularım Bugünkü yazımı bu sözle noktalıyorum.. “Gözlerine gelir ışık. Lezzetine dilim aşık. Götürürüm kaşık kaşık. Muhteşemdir kelle paça!..”