Kene ısırması sonucu bulaşan Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı konusunda bilgi veren Uzm. Dr. Ertan Uzun, “Her yıl mart-kasım ayları arasında görülmekte ve haziran-temmuz aylarında pik yapmaktadır. İlk kez Tokat yöresinde görülen hastalık ağırlıklı olarak İç Anadolu Bölgesi’nin kuzeyi, Karadeniz Bölgesi’nin güneyi ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzeyinde görülmektedir. Hastalığın yoğun olarak görüldüğü başlıca iller; Tokat, Çorum, Yozgat, Erzurum, Erzincan, Gümüşhane, Bayburt, Sivas, Amasya Çankırı, Bolu, Kastamonu Artvin, Giresun, Ardahan, Tunceli, Bingöl, Karabük ve Samsun gibi illerimizdir. Son yıllarda hastalığın görüldüğü alan genişlemiş olup hemen hemen ülkemizin her bölgesinden vaka bildirimi yapılmaktadır. Virüsü taşıyan özellikle hyalomma türüne ait kenelerin insan vücuduna tutunması, virüsü taşıyan kenelerin çıplak el ile ezilmesi, KKKA virüsünü taşıyan hayvanların kan, doku ve diğer vücut sıvıları ile temas edilmesi, KKKA hastalarının kan ve diğer vücut sıvıları ile temas edilmesi ile bulaşabilmektedir” dedi.
Vücuda yapışmış kenenin çıkarılması konusunda önemli tavsiyelerde de bulunan Dr. Ertan Uzun, “Kene tutunmaları sıklıkla ağrısız olduğu için, genellikle kişiler keneyi tutunduktan çok daha sonra (günlerce), hatta kene kan emerek şiştikten sonra fark ederler. Kene ne kadar kısa sürede vücuttan uzaklaştırılırsa hastalık riski de o kadar azalır. Vücut üzerindeki keneler öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla, kenelerin üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı, alkol ve benzeri kimyasal ürünler dökmek gibi yöntemlere başvurulmamalıdır. Vücuda tutunan kene, hiç vakit kaybedilmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla, bir kene kartı, eldiven, kağıt mendil, bez veya naylon poşet gibi materyal kullanılarak, ezmeden, patlatmadan hemen çıkarılmalıdır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürmemeli ve patlatılmamalıdır. Kene vücuttan çıkartıldıktan sonra, tutunma yeri su ve sabunla temizlenmeli ve daha sonra tentürdiyot ve baticon gibi antiseptik bir solüsyon uygulanmalıdır. Vücuda tutunan kenelerin uzaklaştırılması işlemini kişiler kendileri yapabilirler. Eğer kişi keneyi kendi çıkaramayacaksa en yakın sağlık kuruluşunda çıkarılması sağlanmalıdır. Vücuduna kene tutunan kişiler kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya bir kaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmelidirler” diye konuştu.
Korunma önlemleri hakkında bilgiler veren Uzun, “Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan (hayvan barınakları, doğal alanlar, ormanlar, orman kenarları, tarım arazileri) kaçınılması gerekmektedir. Hayvan barınaklarına, kırsal alanlara, orman kenarı ve tarım arazileri ile bu gibi yerlere gidenler mümkün olduğunca vücutta açık kısım kalmamasına özen göstermeli kenelerin daha kolay fark edilmesi nedeniyle açık renkli elbiseleri tercih etmelidirler. Kenelerin vücuda girebileceği yerlerin kapatılması (örneğin pantolon paçalarının çorap içine alınması, çizme giyilmesi) gerekmektedir. Dönüşte mutlaka vücut ve elbiseler kene yönünden kontrol edilmeli, kene varsa uygun şekilde uzaklaştırılmalıdır. Vücuda tutunan kene ne kadar kısa zamanda vücuttan uzaklaştırılırsa hastalığın bulaşma riski de o kadar azalmaktadır. Özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar vücutlarını, çocuklarının vücutlarını ve elbiselerini sık sık kene yönünden kontrol etmelidirler. Hasta kişilerin kanlarına veya diğer vücut sıvılarına korunmasız bir şekilde dokunulmamalıdır. Piknik amaçlı olarak doğal alanlarda bulunanlar döndüklerinde, mutlaka üzerilerini kene bakımından kontrol etmeli ve kene varsa usulüne uygun olarak vücuttan uzaklaştırmalıdır. Piknik veya kamp alanlarında yere (toprak, çimen, ot) açık renkli örtü serilerek oturulmalıdır. Hayvanlar üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak elle koparılmamalıdır. Hayvanların kanlarına ve diğer vücut sıvılarına korunmasız bir şekilde dokunulmamalıdır. Hayvan kanı, dokusu veya hayvana ait diğer vücut sıvıları ile temas sırasında gerekli korunma önlemleri (eldiven, önlük vb) alınmalıdır. Hayvanlarda kene mücadelesi yapılmalıdır. Hayvan sahipleri, hayvanlarını kene ve diğer dış parazitlere karşı uygun ektoparaziter ilaçlarla doğru zaman, doz ve aralıklarla yılda en az dört kez ilaçlamalıdır. Mücadelede bölgede meraya çıkan tüm hayvanlarda eş zamanlı yapılmalıdır. Genel olarak geniş çevre ilaçlamaları faydalı görülmemektedir” şeklinde konuştu.