Önceki haftalarda bir yazı kaleme alıp bu kentsel dönüşümü anlatmıştım.
Kentsel dönüşümler öyle; oldu-bittiye getirilecek bir konuda değildir.
Cemil Şensoy Kültür Merkezi’ndeki toplantıda bir sonuca varamayan yetkililer herkes tek tek belediyeye gelerek görüşülecektir denilerek ikna odaları gibi insanları belediyeye davet etmişlerdir.
Bu sorunun çözümünün uzun soluklu olacağını da yazmıştık.
Neden dersiniz?
O beldede ki insanların önce tapu dairelerinde aylar-yıllar sürecek işlemleri var.
O bölgedeki tapuların çoğu hisseli ve çok ortaklı tapular.
Bu tapular mahkeme kararı ya da hisse sahiplerinin bir araya gelmesiyle olacaktır.
Ayrıca tapu ayrıştırma işlemi bakkaldan elma, armut almaya da benzememektedir.
Bir tapunun en az 5-10 Bin TL arası masrafı da mevcuttur.
Şu zamanda bu parayı oradaki insanlar nereden bulacak?
Masa başında hesap-kitap yapma işi kolaydır.
Birde vatandaşa sordunuz mu beyler?
Diyelim, kentsel dönüşüme karşı olmadığımızı söyledik yine de söylüyoruz, insanlarımız buna hazır değildir.
Ayrıca rayiş bedellerin emlak değerlerine göre mi yaptınız veya neyin hesabını yaparak yaptınız bilinmez?
Ama mahalle sakinleri sizin hesabı demek ki kabul etmiyorlar ki isyan ediyorlar.
Sabırla bekleyip sonucu göreceğiz.
Şurada seçimlere de 2 yıl kaldı.
Acaba bu işe soyunan yetkililerin buna yetişme vakti var mıdır bilinmez!.
İnsanlar 15 Temmuz darbesini eşdeğer tutmuşlar buda ağır bir ithamdır.
Buradan şu anlaşılıyor ki; mahalle sakinleri bu işe karşı 212 kişiden 190’ı hayır imzası atmış.
Demek ki bu iş başka bahara kaldı diyebiliriz.
Zorla cebir kullanılarak mı olacak derseniz de onu ben bilmem onu bu işe soyunan bilir.
Ben yaptım oldu,bittiye getirme işlemi sonuç vermez.
Yaptığınız bazı hukuksuz işlere buda mı eklenecek ki diyor insan, biz bu konunun takipçisi olacağız. Mahalle sakinleriyle yapılan röportajlarda insanlar öfkeli birikimlerini elden oldubittiyle almak isteyenlere öfkeli ve kinliler.
Bu işi tatlıya bağlamakta ; o yöre insanlarını ikan ve resmi vesika vererek adil bir şekilde çözmektir. Söz uçar yazı kalır cümlesini hatırlatmak isterim.
Sayın yetkililer kimlere ne sözler verdide yaptı ki mahalle halkı evini, bahçesini ve o yaşadığı ortamı ne yıktırmak ne de bir şey yaptırmak istiyor. İnsanlar güvenilir emin sözünün eri ve adaletli birilerini bulsalar belki de anlaşacaklar ama kime güvensinler ki Sıkıntının buradan kaynaklandığını söylemekten kaçınmak istemiyorum. İnsanlar resmi evrak ve adalet isterler.
Ayrıca o bölgelerimizin insanları kıt kanaat geçiniyorlar. Devlet pay-hak almadan şefkat elini uzatarak oraları ihya edebilir ama inatlaşmayla bu düşünceyle asla olmayacağına inanıyorum.