Son zamanların gözde yeri sosyal paylaşım siteleri her ne kadar berbat paylaşımlara sahne olsa da bazen gerçekten harika sözlere, şiirlere ve olaylara haberdar eden bir alan olması bazen beni sevindiriyor. Genel de bu sosyal paylaşım siteleri ailelerin yıkılmasına neden olsa da çocukları ve belli kesimleri uzak tuttuğunuz ve gerçekten yararlı olanları aldığınız sürece çok güzel bir alan.
Her neyse geçen gün az da olsa girip baktığım sayfam da bir söz çok hoşuma gitti. Bu sözü alıp yayınlamam gerekir dedim ve sizlerle paylaşmak istedim. İşte o sözü kimin oraya yapıştırdığını hatırlamıyorum ama harbiden harika bir sözdü ve Mevlana da çok güzel söylemiş. Bakın ne demiş Mevlana:
Sen uzattığın eli tutmayan ele mi dargınsın,
Yoksa Onu tutmayacak birine uzattığın için kendine mi kızgınsın
Mevlana
Evet, aslına bakarsanız bu hayatta çoğu insanla kırgın, dargın olabilirsiniz ama asla uzun süreli KÜS olmak hiç güzel değildir. Hele ki İslam aleminin içinde isek ve tek bir yaradan olan Allah’a inanıyorsanız onun emirlerine, yasaklarına da uymak zorundasınız. Kaldı ki bu inanışımıza paralel olarak tarihten bu yana gelen örf ve adetlerimiz de Küs durmanın, kırgın ve kin gütmenin çok yanlış olduğunu atalarımız da tarih boyunca gelenek olarak tüm genç nesillere aşılamış ve günümüze kadar gelmiştir.
Bakın ne güzel diyor Mevlana: Sen uzattığın eli tutmayan ele mi dargınsın,
Ben hiçbir zaman uzattığım ele dargın olmam. Çünkü uzatılması gerektiğine inanırım. O el uzatılmış ise geri çevirmek te atam olan Rahmetli Babam ve Dedem’den öğrendiğim ilk güzelliktir. Onlara ve tüm insanlarımızın ölmüşlerine rahmet olsun.
Ancak biz kimseye kırgın, kızgın ve küs değiliz ama birileri bilemem bizlere bu duyguları kin haline getirerek dargınlığını sürdürüyor olabilir. Bizim kişilerle, makamlarla, mevkilerle ve kısacası sıkıntılı insanlarla işimiz yok. Birilerinin hatasını ulu orta söyleriz, eksiklerini yazarız ama güzelliklerini de dile getiririz. Bunu hep böyle başladık sürdürüyoruz. Her gelen diyor ki filancaya kızgın ve küs müsün? Biz kimseye kızgın ve küskün olmayız. Babamın oğluna da dahil. Dünya malını mı paylaşacağız. Sonuçta götürebileceğimiz 6 metre kefen ve cebi yok. Kim ne götürmüş ki biz götürelim.
Günlerdir şahsıma çok eleştiriler geliyor. Şimdi biz bu eleştirileri gönderenleri kendi dünyamızda yargılayıp asıp kesip biçip kararı vererek hayatımız boyunca literatürümüzden silmemiz mi gerek. Bu ilçede yaşıyorsak birlik ve beraber olup her gün karşılaşacaksak mecburen küskünlükleri kaldırmalıyız. Zararlıysa veya zararlılarsa o başka. O zaman selamımı veririm ama asla yanıma fazla yaklaştırmam mesafemi koyarım. Olur biter. Kin gütmem. O nedenle de Mevlana’nın deyimi ile uzattığım ele asla küsmem.
Devamında demiş ki mübarek insan: Yoksa Onu tutmayacak birine uzattığın için kendine mi kızgınsın.
Bunu anlayan gelsin beri. Buna d kırgın ve kızın olmam. Uzattıysan elini tutmayacağının hesabını da yapmalısın. Kaldı ki uzanan eli tutmayan birisi varsa onu toplum zaten yargılar ve kararını verir. Bizler kimseye kin gütmeyiz. Kırgınlığımızı bir ömre yaymayız. Bazı tip insanlar ara bozmak için her yerde alavere dalavere yapabilir. O oyunlara da gelmeyiz, gelenler iyi düşünsün. Buna bir başka atasözü ile daha cevap vereyim: “Kılavuzu karga olanın burnu b..k tan çıkmazmış.” O nedenle uzattığım ele de, o uzattığım eli tutmayana da kızmam. Ama elbette ki üzülürüm. Çünkü o uzanan eli tutmayanın ne ailesine sevgi ve saygısı olur, ne de hitap ettiği topluma. Alemi cihan da olsa, bence uzanan her el iyi niyetli olmasa da tutulmalıdır. Hele hele bizler bir makam ve mevkilerde isek o zaman daha da mecburuz.
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın…