Gün boyu Gaziantep’te ziyaretler yapan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Şehit kamil Kültür ve Kongre Merkezi’nde meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, demokratik kitle örgütleri başkan, yönetici ve üyeleri ile bir araya geldi. Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada esnafın büyük bir bölümünün iktidar partisine destek verdiğini kaydetti. Özeleştiri yapan Kılıçdaroğlu, “Esnafın derdini biliyorum. Çünkü ben Bağ Kur Genel Müdürlüğü de yaptım. Tüm esnaf odaları ile çok sık bir araya gelirdik. Bütün sorunlarla karşı karşıya kalan esnafımız, kendi sonunu getirecek olan bir siyasal partiye büyük ölçüde oy verdi. ‘Bize neden oy vermedi’ diye özel bir sorgulama yapmıyorum. Özel bir sorgulama yapacaksak önce dönüp kendimize, CHP’ye bakmamız lazım. Eksiğimiz, yanlışımız vardı. Gitmedik uğramadık, Çayını içmedik. ‘Nasılsın’ diye sormadık. Derdini dinlemedik. Bazen Ankara’da oturduk, ‘Niye bize oy vermiyorsunuz’ dedik. Ee, Ankara’da oturursan sana niye oy versin. Gideceğiz, konuşacağız, elini sıkacağız, derdini dinleyeceğiz, görüşlerimizi anlatacağız ki, vatandaşlar, ‘evet CHP bu sorunları çözebilir’ desin” dedi.
SEÇİM BİLDİRGESİ
Kılçdaroğlu, 2015 yılında 7 Haziran öncesi ve sonrası olmak üzere iki ayrı seçim bildirgesi hazırladıklarını kaydetti. Toplumun tüm kesimlerin sorunlarına çözüm olacak vaatlerde bulunduklarını anlatan Kılıçdaroğlu, “Emin olun, bu seçim bildirgeleri için olağanüstü bir çaba harcadık. Geleceği birlikte kuruyoruz’ diye gruplar oluşturduk. Esnafları çağırdık, dertlerini ve nasıl çözülmesini istediklerini sorduk. Engellileri çağırdık, sanayicileri çağırdık, üniversite öğrencilerini çağırdık, okul aile birliklerinin yöneticilerini çağırdık, orman köylülerini, eczacıları, mimarları, mühendisleri çağırdık. Toplumun tüm kesimlerini davet ettik. Ve ’eğer sen iktidar olmayı arzu ediyorsan, toplumun tüm sorunlarını bileceksin ve nasıl çözüleceğini anlatacaksın’ dedik” ifadelerini kullandı.
CHP’nin seçim bildirgelerinin çok konuşulduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, seçim vaatlerinin kopyalanmasında ise sakınca görmediklerini kaydetti. Kılıçdaroğlu,“Bir arkadaşımız da söyledi, ‘diğer partiler bizim seçim bildirgemizi kopya ettiler’ dedi. Etsinler, canları sağ olsun. Biz Türkiye’nin sorunlarını en iyi bilen partiyiz. En iyi kadrolar bizde var, bunu çok rahat ve çok net söylüyorum. Türkiye’nin artık tüm kesimleri, ‘CHP bu konuda ne düşünüyor’ diye onlar da kulak kabartmaya başladı” diye konuştu.
Siyasetçinin alkışa değil, eleştiriye ihtiyacı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, siyasetçinin yanlışını anca eleştirilerden görebileceğini ifade etti.
“ADAM GİBİ YÖNETSEYDİNİZ”
1 Kasım seçimlerinin çok önemli olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, eski algıları kenara bırakıp, düşünerek ve sorgulayarak sandığa gidilmesini istedi. Kılıçdaroğlu, “Bu seçimler çok önemli. Diğer seçimler gibi değil. Eski algıları bir tarafa bırakalım. Bu seçimlere düşünerek gideceğiz, kendimizi de sorgulayarak, çevremizi de sorgulayarak, Türkiye’yi de sorgulayarak, hele hele siyaseti de sorgulayarak, sandığa gideceğiz. 13 yılda geldiğimiz nokta bu” dedi.
Ülkenin 13 yılda geldiği durumla ilgili iktidarın hiçbir bahanesi olamayacağını savunan Kılıçdaroğlu, “İktidar hiçbir mazeret üretmez. Gerçi üretiyorlar. ‘Şu beni kandırdı, bu beni kandırdı’ diye ama siz çocuk değilsiniz kardeşim. Oy istediniz, ‘ülkeyi yöneteceğiz’ diye, vatandaş da size oy verdi. Adam gibi yönetseydiniz. Hiçbir mazeret üretemezler. Tek başına yönetiyorlar. Hani olur da bir şey olur, ‘şu engel olur’ dersiniz. Devlet sizin elinizde, valiyi siz tayin ediyorsunuz. Kaymakamı, doktoru, müftüyü, emniyet müdürünü siz tayin ediyorsunuz. Herkesi siz tayin ediyorsunuz. Ne mazereti, hangi mazeretten bahsediyorsunuz” diyerek konuşmasını sürdürdü
ANKARA’DAKİ BOMBALI SALDIRI
Kılıçdaroğlu, sadece Gaziantep’te değil tüm Türkiye’de güvenlik sorunu olduğunu belirtti. Canlı bomba olarak aranılan iki kişinin Ankara’daki bombalı saldırıyı gerçekleştirdiği’ gerçeğinin ortaya çıktığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti;
“Tüm Türkiye’de güvenlik sorunu var. Cilvegözü’nde Reyhanlı’da, Suruç’ta ve Ankara’da bomba patladı. Bu gün ortaya çıkan bir gerçek var. Daha önce canlı bomba olarak aranan kişiler, listelerde yer alan kişiler, Ankara’nın göbeğinde, Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne 500 metre mesafede bu bombaları patlattılar.”
Bombalı saldırının sorumlusu iktidar partisinin olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu oğlu, Adalet ve İçişleri Bakanı’nın görevden ayrılması gerektiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, “Bu olayın sorumlusu kim. Açıklıkla Davutoğlu’na ‘İçişleri ve Adalet Bakanı’nın görevden ayrılmaları gerekir’ dedim. Sorumlu arıyor. Sorumlusu kim? Gayet basit. Sorumlusu, ülkeyi yönetenler. KÜSGET Başkanı’na mı diyeceğim, ‘sorumlusu sensin’ diye. Gaziantep Kulübü Başkanı’na veya Gaziantep Baro Başkanı’na mı yada Kayseri’deki Bakkal Adem’e mi diyeceğim, ‘sorumlu sensin diye. Sorumlu ülkeyi yönetendir. Benzer bir olay Norveç’de oldu, oradaki bakan istifa etti. O olgunluğu gösteriyor. Çünkü oradaki insanlarda ahlaki değerler çok yüksek” dedi.
“HER OLAYDA İSTİFA OLMAZ”
Sorumlu bakanların koltuklarından ayrılmak istemediğini ileri süren Kılıçdaroğlu,istifa için kaç kişinin ölmesi için kaç kişinin ölmesi gerektiğini sordu. Kılıçdaroğlu,“Ahlaki değerlerin ayaklar altına alındığı bir anlayışta, toplumda, bir algıda bakanlar gitmiyorlar. ‘Hayır biz koltuklarımıza yapıştık, buradan ayrılmayız’. Kaç kişinin ölmesi lazım, sizin ayrılmanız için. 97 kişi yetmiyor mu size” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “her olayda istifa olmaz” açıklamasını da değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, “her olayda istifa olmazmış. Doğru, her olayda olmaz. 97 kişi öldü daha ne istiyorsunuz Ne zaman istifa edecektiniz siz? Televizyonlara çıkıyor, diyorsunuz ki güvenlik zafiyeti yoktu. Güvenlik zafiyeti yoksa 97 kişi nasıl öldü” diye konuştu.
2012'DEKİ SURİYE MEKTUBU
Kılıçdaroğlu, 24 Ağustos 2012 tarihinde dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Suriye politikası ile ilgili yazdığı mektubu hatırlattı. Mektupta yazdığı endişelerin yersiz olmadığı görülmeye başlandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Mektupta ‘Suriye, Ortadoğu politikanız yanlıştır. Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına sürüklemeyin, tüm radikal gruplar Türkiye’ye gelir, faturası Türkiye’ye çıkar’ dedim. ‘Sen bilmezsin, bizim politikamız doğru’ dediler. Davutoğlu ile görüşürken, hem koalisyon için geldiğinde, hem de geçen gün görüştüğümüzde, Türkiye’nin dış politikasının 180 derece değişmesi gerektiğini söyledim. Nasıl değişecek. Türkiye Ortadoğu bataklığından çıkacak, Suriye’ye barışı ve huzuru getireceğiz” dedi.
“MASUM ÇOCUKLAR ÖLECEK”
Kılıçdaroğlu, Suriye ve Ortadoğu politikası değişmediği sürece Türkiye’de binlerce masum insanın öleceğini de söyledi. Suriye’ye silah gönderilmesini eleştiren Kılıçdaroğlu, “Suriye’ye niye silah gönderiyoruz, Allah aşkına. Müslümanı Müslümana kırdırmak ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet politikası oldu. Masum insanların kanı akarken, binlerce çocuk ölürken, 2 milyona aşkın Suriyeli Türkiye’ye gelmişken, bu politikanın faturasını kime çıkaracağız. 1 Kasım’da sandığa gidiyoruz. Eğer düşünmezsek, eğer gereğini yapmazsak, faturayı ağırlıklı olarak ödemeye devam edeceğiz. Bu ülkenin masum çocukları ölecekler, öldürülecekler. Hepimizin sorumluluğu var” diye konuştu. Dış politikada yapılan yanlışlığı siyasetçilerle birlikte ülke insanının da ödeyeceğini savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti;
“Eğer dünyayı iyi okuyamazsanız, dış politikayı kan ve göz yaşı üzerine inşa ederseniz, bunun faturasını sadece politikacılar değil, 78 milyon vatandaş öder. Bu özelliği vardır ki, dış politika tüm ülkelerde milli politikadır, milli. İktidarıyla, muhalefetiyle dış politikayı destekler. Bizim dış politikamız maalesef milli değil. Birilerinin kişisel çıkarlarıyla inşa edilen politika.”
“SORUN ÇAPSIZ SİYASETTE”
Ak Parti iktidarının 13 yılda Türkiye’yi kabusa çevirdiğini belirten Kılıçdaroğlu, AK Parti hükümetlerin her kesime kaygı veren bir yönetim sergilediğini ifade etti. Türkiye’nin kendi sorunlarını çözebileceğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Bu ülkenin birinci sınıf demokrasiye ihtiyacı vardır. Biz kendi sorunlarımızı çözeriz, kimse umutsuz olmasın. Sorun nerede yeteneksiz siyasette. Sorun, kapasitesiz siyasette, çapsız siyasette sorun. Bizim insanımız başarılı. Dünya çapında doktorlarımız, mühendislerimiz var. Nobel ödülü alan yazarlarımız, mühendislerimiz var” diye konuşmasını sürdürdü. Türkiye’nin her alanda dünya çapında insanı olmasına rağmen dünya çapında siyasetçisi bulunmadığını savunan Kılıçdaroğlu, “ Nerede dökülen adam varsa, gelmişler iktidar omlular. Nerede dökülen adam varsa. Dünyayı bilmiyorlar, dünyayı okumasını bilmiyorlar. Ne yaptıklarını bilmiyorlar. Etnik kimlik bağlamında ayrıldık. Birisi size gelip, etnik kimlik üzerinden siyaset yapıyorsa bilin ki o bu ülkeye ihanet ediyordur. Açık net. Herkesin etnik kimliğe saygılıyız. Herkesin kimliği kendi şerefidir. O şeref bizim de şerefimizdir. Biz kimlik ayrımı yapmayız. İnanç, üzerinden siyaset olmaz. Din tartışılmaz. Kim gelir size inanç üzerinden siyaset yapıyorsa, bilin ki dünyanın en sahtekar adamıdır. Yaşam tarzı üzerinden siyaset yapılmaz. İnanç insanın manevi dünyasının zenginliğidir. Bir insanın ne kadar Müslüman olup olmadığını, kim ölçebilir. Birilerinin eline terazi mi verildi” dedi.
“DARBE HUKUKUNUN ARKASINA SAKLANIYORLAR”
Kılıçdaroğlu, yüzde 10 seçim barajının darbe ürünü olduğunu hatırlatarak, barajın kaldırılmasını istedi. Kılıçdaroğlu, “Darbeye karşıyız diyorlar, darbe hukukunun arkasına saklanıyorlar. Yüzde 10 seçim barajı bir ayıp değimlidir. Yüzde 10 seçim barajını kim getirdi? Kim getirdi barajı, Kenan Evren ve arkadaşları getirdiler. Kaldıralım diyoruz. ‘hayır’ kaldırmayacağız diyorlar. Hani darbeye karşıydınız. ‘İşimize geldiğinde darbeden yana, işimize gelmediğinde darbeye karşıyız.’ Olmaz böyle. Darbeye karşıysak, tüm getirdikleri ile karşı çıkacağız. Anayasa. YÖK belası var, üniversitelerin başında. Kaldırılması lazım Türkiye üniversiteleri, bilimsel yayında geriye düştü. Katma değeri yüksek malı nasıl üreteceksiniz. Üniversiteler bilgi üretmezse, nasıl üreteceksiniz. Makine halısı yapmak sorun değil ki, kumaş yapmak sorun değil ki, herkes yapıyor. Başkalarının üretemediği değerli malı, yükte hafif pahada ağır malı üretiyor musun? Yani bilgi toplumunu yakalıyor musun yakalayamıyor musun? Sorun bu. Bunu yapamazsanız Türkiye treni kaçırır” dedi.
KOALİSYON GÖRÜŞMELERİ
Herkesin elini vicdanına koymasını isteyen Kılıçdaroğlu, iki zıt parti MHP ve HDP’nin ortak görüşü, CHP’nin koalisyona girmesi yönünde olduğunu hatırlattı. Herkese güven vermesi nedeniyle bu zıt partiler bile CHP’yi önerdiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin temel sorunlarını Kürt sorunu dahil çözecek olan tek parti CHP’dir. Bizim dışımızda kimse bu sorunları çözemez. Çünkü biz tüm siyasi partilerle görüşen tek partiyiz. Koalisyon görüşmelerinde iki zıt parti düşünün. Bir tarafta MHP, bir tarafta HDP. İkisinin de ortak görüşü, ‘koalisyon kurulacaksa mutlaka CHP olmalı’dır oldu. Niçin, CHP herkese güven verir. Bizim kişisel hesabımız yok. Cebimizi düşünmüyoruz, bu ülkeyi ve ülkenin geleceğini düşünüyoruz” diye konuştu.
“PARTİLİLER DE KIZDI”
Kılıçdaroğlu, Ak Parti ile yaptıkları koalisyon görüşmelerinde partililerin de kendisine kızdığını ifade etti. Sorumluluktan kaçamayacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Biz kendimizi düşünmedik. Bize bizim partililer de kızdı. Aman ha bunlarla sakın koalisyon kurmayın’ diye. Ama çıkıp şunu söyledim, ‘ülkenin bu kadar derdi varken, bu dertleri çözmek zorundayız. Bizim bu ülkeye, insanımıza, gençlerimize karşı sorumluluğumuz var. Bu sorumluluğu üstlenmek zorundayız’ dedik. Ve yola öyle çıktık” dedi.
Kılıçdaroğlu, programın bitiminin ardından ise Gaziantep Havaalanı’nda bekleyen özel jeti ile Gaziantep’ten ayrıldı.