Kılıçdaroğlu: 'Türkiye'nin uzlaşma kültürüne ihtiyacı var'

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1 Kasım seçiminde koalisyon çıkarsa nasıl bir tablo oluşacaklarını bilemediklerini belirterek, “Türkiye'nin uzlaşma kültürüne ihtiyaç var. Her siyasi partinin tek başına iktidar olma hedefi v

 Sonuçta çıkan tabloya göre politikalarımızı oluşturacağız” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TÜSİAD tarafından İntercontinental Otel'de düzenlenen “Siyasi Parti Liderleriyle Buluşma Toplantısı'na katıldı.

Burada bir konuşma yapan Klıçdaroğlu CHP'nin 5 politikasından bahsetti. Kılıçdaroğlu, “Bu tür diyaloglar bizim ihtiyacımız var. Bir birimizi daha iyi tanımaya ihtiyacımız var. Ben burada şu şöyle oldu, bu böyle oldu diye özel bir anlatım içine girmeyeceğim. Neyi nasıl yapacağımızı size anlatmaya çalışacağım. Biz Türkiye'nin 5 temel sorunu olduğunu düşünüyoruz. Bu sorunları çözersek Türkiye'nin ciddi bir sıçrama yapacağını düşünüyoruz. Hukuk düzeni, anayasa, dış politikamız ciddi bir sorun olarak önümüzde duruyor, ekonomimiz, kan kaybeden bir ekonomiyle karşı karşıyayız. Eğitim sistemimiz ve toplumsal barışımız. Bu 5 konuyu çözebilirsek Türkiye önemli bir aşamayı kat etmiştir. 14 temel ilke açıkladık. Koalisyon kurulacaksa ilkeler bazında kurulsun dedik” diye konuştu.

“HUKUKU SAĞLAMAK İÇİN YARGI BAĞIMSIZLIĞINI SAĞLAYACAĞIZ”
Kılıçdaroğlu hazırladıkları 5 politikayla ilgili bilgi vererek, “ Bu sorunları Türkiye çözmek zorundadır. Bu sorunlar birbirinden bağımsız değildir. Hukuku sağlamak için yargı bağımsızlığını sağlayacağız. İşe hukuk fakültelerinde başlamak lazım. İyi hukukçu yetiştirmek lazım. 4 yıl değil en az 6 yıl olmalı. Hukukçunun artık çok iyi yabancı dil bilmeli. Dünyadan habersiz bir savcı olamaz. Hakimler Ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu ikiye ayıracağız. Adalet Bakanı ve Adalet Bakanı Müsteşarı burada yer almayacak. Yasama, Yürütme ve Yargı arasındaki dengeyi bozmadan. En çok ihtiyaç duyduğumuz siyasi ahlak. Bizim amaçlarımızdan birisi ilk bir yıl içinde siyasi ahlak yasası çıkarmaktır. Bu olmadığı taktirde Türkiye'de değişen bir şey olmaz. Norveç'te bir terör eylemi dolayısıyla Norveçliler öldü adalet bakanı istifa etti. Bir de yetki var ama sorumluluk yok. Büyün uygar dünyayı kendimize güldürüyoruz” diye konuştu.

“YASAMA, YÜRÜTME, YARGI BİR DE DÖRDÜNCÜ GÜÇ MEDYA VAR”
Başbakan Ahmet Davutoğlu'yla yaptığı görüşmeden söz eden Kemal Kılıçdaroğlu, “Bakanlar istifa etmiyorsa siz görevden alın dedim. Yüzde 10 seçim barajı var, askeri darbelere karşıyız dediler. Kendilerine defalarca söyledim, siz darbelere karşıysanız darbe hukukunu değiştirmeniz lazım. Bir demokrasi ayıbıdır yüzde 10 barajı. Gelin kaldıralım. Arkadaşlara talimat verdi. Hazırlayın kanun teklifini atın imzaları. Anayasa konusunda çok önemli adım atıldı. Anayasanın 60 maddedeki değişikliğinde 4 siyasi parti anlaştı. Lider sultasını kaldırmamız lazım. Yürütme organı ne diyorsa çoğunluk onu kabul ediyor. Sorgulamıyor. Lider sultasını kaldırmanın yolu ön seçimi getirmemiz gerekiyor. Olur olmaz her şeye koşulsuz evet diyen Yasama organı demokrasiye gölge düşürür. Yasama, Yürütme, Yargı bir de dördüncü güç medya var. Medya patronuna cezalar yağmur gibi yağdırıldı. Gazetecilerin görevlerine son verildi. Gazeteciler ölümle tehdit edildi. Gazeteler basıldı. Böyle bir şey olamaz. Politikacıların alkıştan çok eleştiriye ihtiyacı var. Eksiğimiz olabilir bunu bize hatırlatacak olan medyadır. Onun özgürlük alanını genişletmeliyiz” ifadesini kullandı.

“DIŞ POLİTİKA MİLLİ OLMALIDIR”
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yabancı sermaye Türkiye'ye gelmiyor. Türkiyeyi terk ediyor. Birinci sınıf demokrasiyi bu ülkeye getireceğiz. Eleştiriden korkan öz güvenini yitirmiştir. Bu ülkenin insanı 3. sınıf demokrasiye layık değil. Dış politika son 7-8 yılda ortaya çıkan tablomuz. Eskiden bir sorun alanı değildi dış politika. Şimdi Türkiye'nin temel sorunu oldu. Türkiye'nin dış politikasının 180 derece değişmesi lazım. Dış politika milli olmalıdır. Siz dış politikayı mezhepsi bir anlayışa indirip başka ülkelerin iş içlerine katışır o ülkeye TIR'larla silah gönderirseniz biz bunu nasılsa destekleyeceğiz. Dış politikanın faturasını 78 milyon insan öder. En somut örneği 2 milyon Suriyelinin Türkiye'ye gelmesi. Avrupa birliği biz uygar dünyanın parçası olmak için cumhuriyetin kuruluşundan beri, bu mücadeleyi veriyoruz. Bütün Arap halkları Türkiye'yi örnek alıyor. Bizim yöneticilerimizde Arap ülkelerini örnek alıyor.”

Ankara'daki saldırıyla ilgili açıklama yapan Kılıçdaroğlu, “Suriyeyi bu hale getirdik Rusya'dan ABD'den şikayet ediyoruz. Terör eylemleri. Bilinerek gelinen bir olaydı bu. Hepimizin gözünün önünde oldu bu. Olayı IŞİD çıkardı PKK çıkardı diye tespit ettikleri sevinç çığlığı atacaklar. Elinizde canlı bombaların listesi, var. Bunlar kalkıyorlar uzun yol kat edip Ankara'ya geliyorlar eyleme canlı bomba koyuyorlar. Sorumlusu kim? İki bakan ayrılmıyorsa siz görevden alın onları farklı bir profil çizin. Güvenlik açığımız yok diyorlar açığınız yoksa bu kişiler nasıl öldü. Elinizde liste var, failleri biliyorsunuz, gömlekleri giyiyorlar, bombayı patlatıyorlar siz kendinizi sorumlu bulmuyorsunuz. Kim sorumlu. Anayasada bu görev ülkeyi yönetenlere verilmiş. Hiçbir önlem almadınız” şeklinde konuştu.

“Siyasetin görevi ülkenin rekabet gücünü artırmaktır” diyen Kılıçdaroğlu, “Merkez Bankası'nın bağımsızlığını tam sağlayacağız. Sıcak siyaset müdahale etmeyecek. Orası parti militanlarının görev alanı değildir. 12 yıl hesap uzmanlığı yapmış biri olarak söylüyorum. Hiçbir siyasetçi bir şunu böyle yapın cesaretinde bulunamazdı. Teşvik politikası yeniden değiştirilmeli. Katma değeri yüksek ürün üreteceksek teşvik politikasını sıfırdan ele almalıyız. Bunları yaptığımız zaman Türkiye bilgi toplumunu yakalayacaktır. Bir cep telefonu yapabiliyor muyuz? Bunu yapamıyorsak oturup düşüneceğiz. Bir düzenleme daha yapacağız. Sosyal güvenlik primlerini SGK topluyor tamamını gelir idaresi başkanlığı toplayacak. Milyonlarca kağıt tasarrufu sağlayacağız. Gittiğimiz her yerde sanayiciler bir şeylerden şikayet ederler. Her organize sanayi bölgesine yatılı meslek lisesi yapacağız. Üçüncü sınıftan itibaren fabrikaya, iş yerine gidecek. Mezun olduğunda da işi hazır olacak. Kobilere sıfır faizli kredi vereceğiz. Vergi ve sigorta prim borcu olmayan her kobiye sıfır faizli kredi vereceğiz. Devletin burada bir yükü yok aksine karı var. bu uygulamayı getirdiğimizde tahsilat sorunu yaşayamayacağız. Yatırım yapacak istihdam yaratacak. Bütün unları yaparken mali disiplini koruyacağız. Şeffaf bir politika yapacağız. Biz kesin hesap komisyonu kuracağız. Bunun başkanı da ana muhalefetten olacak. Biz iktidar olarak onlara hesap vereceğiz. Saydamlık ilkesini getireceğiz. Öz güvenimizi var bizim. Siyasetle köşeyi dönme düşüncemiz yok. Bu açıdan en büyük güvenimiz bu ülkenin sanayicisi. Bize düşen görev sanayicinin önündeki engeli kaldırmaktır” diye konuştu.

“ÖĞRETMENİ TOPLUMUN LİDERİ YAPMALIYIZ”
Eğitimle ilgili hazırladıkları projeyle ilgili açıklamalarda bulunan, Kılıçdaroğlu, “Çocuklarını denek olarak kullanan başka ülke yoktur bizim dışımızda. YÖK'ü kaldıracağız. Üniversiteler bilgi üretim merkezi olacak. Üzülerek söylüyorum. İran üniversitelerindeki bilimsel yayın sayısı Türkiye'yi geçti. Üniversitelerin özelliği her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı mekanlardır oralar. Onlar bu ülkenin umudu. Siz onları olağan şüpheli olarak görürseniz nasıl bir gelecek vadettiğinizi düşünebiliyor musunuz. Tam gün eğitim getireceğiz. Beslenme çantasını da biz vereceğiz. Her mahallede mutlaka kreş açın. Kadın çocuğunu kreşe getirip sosyal hayata katılabilmeli. O çocuğu bırakabileceği yer olmalı. Çok güzel işler yapıyor bizim belediyelerimiz. Üniversitelere bilimsel, mali, ve yönetimsel özellik getireceğiz. Bir şey daha çok önemli öğretmeni toplumun lideri yapmalıyız. Bütün harcamalardan kısıp eğitime önem vereceğiz. Okul aile birlikleri için özel bir yasa çıkaracağız. Alileler okul aile birliğinde söz sahibi olacak. Eğitim milli olmak zorundadır. Evrensel değerlerle uyumlu bir millilikten söz ediyoruz. Neden kapatalım imam hatipleri orada okuyan çocuklarda bizim çocuklarımız. Onlarında nitelikli, kaliteli eğitim almasını isteriz” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'na hitaben “Demirtaş'ı, HDP'yi dışlayamazsın” diyen Kılıçdaroğlu, “6 milyon oy almış, diğer partileri de dışlayamazsınız. Ben onunla görüşmem kiminle görüşeceksin . Herkesi kucaklamak zorundasın. Biz herkesi kucaklarız. Koalisyon görüşlerinde HDP, MHP iki zıt parti koalisyon kurulacaksa mutlaka CHP olsun. Bizim kişisel bir beklentimiz yok. Tek derdim var herkes huzur içinde yaşasın.
Eski algılarınızı bir tarafa bırakın. Sizin oyunuza ihtiyacımızı var. Sadece sizin değil çalıştığınız bütün kişileri alın sizin oyunuza ihtiyacımızı var. Uygar dünyanın bir parçası olmak istiyorsanız, iktidarı eleştirme özgürlüğüne sahip olmak istiyorsanız biz sizin oyunuza talibiz” ifadesini kullandı.

Merkez Bankası'nın bağımsızlığı öneminden bahseden Kemal Kılıçdaroğlu, “Sıcak siyasetin doğrudan müdahale etmemesidir. Bizim yaptığımız yanlışlık. Zorla faizi yükseltecek ya da düşüreceksin diye talimat eriyoruz. Merkez Bankası doğrudan bağımsız değil ve güvenilmez. Vergi idaresi bağımsız olacak. Bunun için önce bir yasa çıkarmamız gerekiyor. Verginin toplanması ayrı bir olaydır. Vergi dairesi devletin büyün gelirini toplayacaktır. Yasanın hazırlanması sorasında iş dünyasının da görüşünü alacağız. Vergi denetimi kendi kuralları içinde yapılmalıdır. Asgari ücreti bin 500 lira yapacağız. Sizin üzerinize bu konuda özel bir yük gelmeyecek. Önünüzdeki engelleri kaldıracağız. Yeter ki üretin. Tasarruf kadar güzel bir şey yok. eğer siyasetçi israfa düşkünse bunu engellemek mümkün değildir” dedi.

Kürt sorununun çözülebileceğini iddia eden Kılıçdaroğlu, “Çözüm süreci Kürt sorunu çözülebilir. Çözülmemesi için bir neden yok. Bizim bilgimiz buna müsait. gelecek olan önerilerden asla korkmamak lazım. Merkez Türkiye projesi Anadolu'yu da güçlendirecek olan bir proje. Bütün yığılmaların İstanbul'a yapılmasını istemiyoruz. Anadolu'nun güçlenmesini istiyoruz. Düne kadar Suriye'deki olaylarla ilgili kulaklarını kapatıyorlardı. Ne zamanki Suriyeliler Avrupa'ya gelme başladılar ilgi göstermeye başladınız. İnsanlar uygar bir ülkede yaşamak istiyorlarsa ölüme göze alıyorlarsa hiç bir duvarla onların ülkenize gelmesini engelleyemezsiniz. Türkiye Avrupa Birliği için kolay hazmedilecek bir ülke değil. Siz imza attınız. Ayrıcalıklı üyelik değil tam üyelik için adım atılmalı. Ne gerekiyorsa biz kendimiz yapacağız” dedi.

“TÜRKİYE'NİN HÜKÜMETSİZ KALMASINI İSTEMEYİZ”
2 Kasım'da koalisyon olursa bundan nasıl bir tablo çıkacağını bilmediğini belirten Kılıçdaroğlu, “2 kasımda koalisyon çıkarsa ne olacak. Türkiye'nin uzlaşma kültürüne ihtiyaç var. Demokraside bir uzlaşma kültürüne ihtiyacı var. Her siyasi partinin tek başına iktidar olma hedefi var. Sonuçta çıkan tabloya göre politikalarımızı oluşturacağız. Türkiye'nin hükümetsiz kalmasını istemeyiz. Davutoğlu'yla yaptığım görüşmede şu algı giderek güçleniyor. Siyaset kurumu çözüm üretemiyor. Kendisini de bunu not aldı. Koalisyondan nasıl bir tablo çıkacağını bilmiyorum. Davutoğlu koalisyon için geldiğini MHP 'ye de gitmeleri gerektiğini onlara aktardım. Bir koalisyon görüşmesi olmadığı için aramızda bir koalisyon kurulur mu bilmiyorum. Kendisine ilk geldiğinde 'Koalisyon kurmak için geldiniz hoş geldiniz' dedim. 14 ilke belirledik. Türkiye'nin 5 sorunu var bunları çözmeye hazırsanız bir de hazırız” şeklinde konuştu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri