2013 yılı geride kaldı. 2014 yılına merhaba dedik. Ben evimde sıcacık soba başında her akşam olduğu gibi gece geçirdim. Ama işin aslını bilmeyenler sözüm ona çılgınca eğlenmişler(!). Çılgınca eğlenmenin sonu taciz, bilmem ne, alkol kavgaları derken rezaletin daniskası. Ama Özgür bir ülkedeyiz ve her kim nasıl girmek istediyse öyle girdi.
Ama 2014 yılına gece 00.00 da uyuyarak girersen yıl boyunca uyursun mantalitesini sevmedim ama uyudum. Şimdi 2014 yılı boyunca uyuyacak mıyım?. Nerdeeee o günler. Bizi bırakacaklar da uyuyacağız öyle mi?. Gecenin bilmem kaçında telefonla arayıp "Erol bey Hüseyin mi, Köse mi diyecek kadar meraklıların olduğu yerde, Ya da her haltı okusa bile bize soranların olduğunu düşününce...
He bir de yazdığımız ve konuştuklarımıza başta KOMPLO diyenlerin günler ve ya aylar sonra HAKLIYMIŞSIN ithamları artık bunalttı.
Her neyse dönelim gündeme...
Eskiden bir bayan çorap reklamı vardı. Yaşı olanlar bilir. "Jilll çıktı. Eskisini atın yeni Jill alın" diyerek. Bu günlerde gündemimiz de neredeyse "JİLL" çorap reklamına döndü. Biliyorsunuz eski bakan Suat Kılıç görevden alınınca yerine genç, sevecen, cana yakın, samimi ve Milletvekili olduğu günden bu yana hiç değişmeyen Akif Çağatay Kılıç yeni Gençlik ve Spor Bakanımız oldu. Ve ilk kez Bakan olarak Samsun' a geldi.
Önce ki gün karşılamaya Çarşamba Havaalanına gittim. Karşılama törenin de çok büyük şaşalar olacak diye beklerken, sanırım bunu kabul etmemiş oalcak ki sadece siyasiler ve gelmesi gereken bürokratlar havaalanında hazırdılar.
Eskiden neredeyse mehter takımı eksik kalırdı. Bakana ulaşmak ne mümkün. Kimse kusura bakmasın ama bakan olana kadar o siyasetçinin yüzüne bakmayanlar o vekil bakan olur olmaz arkasında yerini alır, sırıtarak 32 dişini göstererek "YANINDAYIM" mesajları verirdi, verdirirdiler.
Çağatay Kılıç'ın karşılaması bir başkaydı. Çağatay Kılıç, adeta seçildiğim ilk günden bu yana aynı adamım sadece makamım değişti ama kişiliğim asla" der gibiydi. Elbette ki o Bakan olunca siyasi yapışkanlar yine vardı ama... Ama yüz bulamayınca hepsi süklüm büklüm döndü.
Her neyse anlatmak istediğim şu: Akif Çağatay Kılıç...
O eski CHP'li Milletvekilinin torunu olabilir. Onu böyle eleştirenlerin vicdanını bir daha kontrol etmesini dilerim. O ilk günden bu yana mütevazi ve samimi kişiliği ile büyüğüne ve küçüğüne davranması gerektiği gibi davrandı ve bundan sonra da davranmaya devam edeceğini gösterdi. Yani şaşayı, abartıyı, kişiye göre hareketi, insan ayrımcılığını yapmadan HEPİNİZ EŞİTSİNİZ" mesajını verdi.
Akşama kadar Samsun' da gezdi, açılış yaptı, sohbet etti. Ama ne bir kibir, ne böbürlenme, ne de bakan oldum havası ile insanlara tepeden bakmadı.
Aynıyım, değişmedim değişmeyeceğim mesajını verdi.
Eh daha ne isteyebiliriz ki.
Biz onu ilk günde boşa sevmedik, ve ilk günden bu yana aynı dostluğu, aynı sevgiyi sürdürüyoruz.
Tek düşüncem. O Bakan olduktan sonra etrafını saracak sülüklerden kendisini koruyabilecek mi?:
O bunu başaracaktır. O zaman "ne biz onu Ankara' da, ne de o bizi Bakanlık koltuğunda da unutmayacaktır".
Gelecek mi?. Önümüzde en fazla 8 veya 10 Ocak' a kadar bekleme sürecimiz var. Bu süre içinde Köse, Dündar mı yoksa sürpriz mi ne olacak göreceğiz.
O nedenle Bakan Akif Çağatay Kılıç, en kısa süre mutlaka birisine Adaylardan birisine "hazır mısın?" diyecek ve yola çıkartacaktır.
Gerisi teşkilatlara, başkan adaylarına ve seçimi kazanmaya kalıyor. Değişim Çağatay Kılıç'la başladı bakalım ne kadar sürecek hep birlikte göreceğiz.
Bu düşüncelerle yeni Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç' a yeni görevinde başarılar diliyoruz.
Hani her öngürümüze, düşüncemize komplo teorisi diyenler için, yeni komplo teorileri için mesajım ise: Bu defa konuşmadım konuşmayacağım. Ama bu işin sonu belli. Belli değil diyenlere iş bitince cevabımı vereceğim. Bakalım yine inadınız sürecek mi?
Ama ben iddia ediyorum: Kılıç'tan önce, Kılıç' tan sonra...
Kim nasıl yorumlarsa yorumlasın bildiğimi söylemekten çekinmem. Eskileri atın yenisine bakın yeter.
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...