“Kişi bilmediğinin düşmanıdır”denir…Burada ‘düşmanı’ kelimesini bugün için ayır bulabilirsiniz.Ama biraz üzerine düşmek gerekirse “bilinen bir doğrunun,bir hakikatın”dile getirilmemesi,onun üzerinin örtülmesi kapatılması ve bazen reddedilmesi o hakikate o doğruya düşmanlık etmek değilmidir?
Bilmeyen insan hata yapar.Hata yaptığında bilmeden beklide en korunması gereken bir nesneye, bir objeye,bir cihaza,bir insana zarar verebilir.Hepimizin hayatımızda böylesi aksiliklere çok şahit olmuşuzdur.Birine adres sorarsınız,bilmiyorum demezde kendine göre size yardımcı olur.Sizi tutar hiç alakasız bir yere gönderir.Yani sizi paralı yola yönlendirir,başka bir tercihi bilmezseniz mecburen ilk tercihe gidebilirsiniz.
Başka bir örnek şeker hastasına şekerin zarar verebileceğini bilmeden ona tatlı ikram eder,bal yedirirseniz çok sevdiğiniz o kimsenin komaya girmesine zor durumda kalmasına sebep olabilirsiniz. “sakın ona tatlı yedirme” demiş olsanız sizi merhametsiz olarak niteliyebilir, şekerin şeker hastasına zarar verdiğini bilmeyen…
Sizin için önemli bir konuyu anlatma isterken oradan bir bilmez çıkar “sen ne konuşuyorsun, geç bunları” deyiverir. Senin konuşacağın konunun önemini de anlatamazsın. Düşmanlık kelimesi işte bu ve benzeri anlamlardadır. Cahil, bilgiyi öldürür, bilgiyi katleder, bilgiyi yok eder… Bilgiye ulaşacak olanı da bilgiden mahrum eder. Bilgili olanın da önünü kesmiş olur…
Bilmediğini bilenden zarar gelmez. Bilmiyorum der susar… Siz bu dürüstlüğe saygı duyarsınız. Bildiğini bilerek bilgisini sizinle paylaşan olursa da ona teşekkür eder, istifade edersiniz. Ama hem bilmeyen hem de bilmediğini bilmeyen olursa da işte o kimseden uzak durmakta başka çare yoktur Halk arasında demişlerdir ki, “Biliyorsan söyle ibret alsınlar, bilmiyorsan sus da Adam sansınlar.”