Çarşamba Belediyesinin sponsorluğunda İlçemizde ilk defa bu kadar geniş katılımlı ve katılımcılı şekilde ilk kez bir KİTAP FUARI düzenleniyor. En büyük üzüntüm yoğun işlerim nedeni ile birebir izleme fırsatı bulamıyorum.
Ama gelin görün ki belki de Çarşamba, Çarşamba olalı ilk defa böylesi Dev bir Organizasyona ev sahipliği yaparken, tartışmayı, eleştiriyi bilmediğimiz ortaya net bir şekilde çıkıyor.
Kaldı ki her zaman dile getirdiğim gibi, takım tutar gibi yazar, şair tuttuğumuz çıktı ortaya.
Oysaki ne acı değil mi en az kitap okuyan ülkelerin başında geliyoruz. Çarşamba Kütüphanesi okuyucularımızı saymıyorum.
Geçtiğimiz hafta sonu konuk olan İsmet Özel’in İlçede yaşattıkları sonrasında Samsun ve ulusal medyanın gözleri bir anda Çarşamba’ya çevrildi.
Reyhanlı’da meydana gelen hain bombalı saldırı, yasaklar nedeni ile gündeme getirilemeyince, Çarşamba gözde olmak zorunda hissediliyor sanırım.
Dün Çarşamba’lı ve Suriye’deki iç kargaşanın başlaması ile bu Ülkede kaçırıldığını iddia eden Gazeteci- Televizyoncu Adem Özköse imza ve söyleşi yaparken aynı anda başka konuk Şair - Yazar Serpil Satut Denizoğlu ise Kitap fuarın da imza dağıttı.
Bir ara Özköse Suriye’ de yaşanan iç kargaşa nedeni ile bu ülkede Müslüman kardeşlerin katliamı üzerine konuşurken dayanamayarak Denizoğlu müdahale etti. Müdahale öyle bir boyuta ulaştı ki kısa sürede ortalık karıştı. Tam ortam sulh edilecekti ki;
Haber Müdürümüz Serkan Karahan Şair- Yazar Serpil Satut Denizoğlu ile röportaj yaparken hiç yakışık olmayan şekilde Fuar’ da sponsor olan Birey Dershanesi Yöneticilerinden Süleyman Çakır olaya müdahale etti. Gazetecilerle kısa bir tartışmaya girildi. Röportajı yarım bırakan Karahan neden müdahale edildiğini sordu Çakır’ a bu eylemi nedeni ile kendisini KINADIKLARINI belirten Gazetecilere, Çakır’ın cevabı ise “Özür diliyorum” olması ve konuyu kapatmaya çalışması ilk anda aklı selim ve güzel bir hareket olarak algılandı ancak;
Sorun ve sıkıntının kapandığını sanıyorduk ki;
Çakır oradan ayrıldıktan sonra soluğu Şair- Yazar Serpil Satut Denizoğlu alarak Suriye konusunda yanlış konuştuğunu, konuya yanlış yoldan baktığını belirterek, Müslümanlar katledilirken duyarsız kalamayız diyerek tepki gösterdi. Hatta tepkisini öyle uzattı ki Yazar Denizoğlu uzun süre sükunetle dinledi ama Çakır susmak bilmedi.
Sonunda Denizoğlu, “Çanakkale de bir gecede binlerce Türk İnsanı Ülkesini savunmak için yaşlısı genci, Üniversite ve hatta ilkokul öğrencisi Ülkesini savunarak şehit oldu. Suriye’de ise bir milyon insan Türkiye’ye sığındı. Bunların arasında yaşlı, çocuk, kadın ve gençler var. Onlar hadi yaşlıları geçtim neden Gençler Ülkelerini savunmuyor da Türkiye’ye kaçıyor bu sorgulanmıyor. Neden Ülkenizi savunmuyorsunuz denilmiyor, sorusu sorulmuyor ama Müslümanlar katlediliyor diyerek Suriye üzerinden siyaset yapılıyor duygu sömürüsü yapılıyor buna itiraz ediyorum. Tek Suriye’ de Müslüman insanlar öldürülmüyor. Arakan ve diğer Müslüman Ülkelerde yaşanan vahşete kimse neden Suriye kadar hassasiyet göstermiyor bunlar iyi sorgulanmalıdır” dedi.
Ben de diyorum ki, Ahhh! SÜLEYMAN Çakır hoca ahhhh!!. Bazen olaylara siyasi boyuttan veya basma kalıp hele hele geleceğimizi yetiştiren İlçenin köklü Dershanelerinden birisinde Eğitimci olan bir eğitimcimizin böylesi ön yargılı olmasına şaşırmadım dersem yalan konuşmuş olurum. Yazık hem de çok yazık. Demek ki hepimizin öğreneceği daha çok şey var. Ancak konuyu ilk fırsatta kendisi ile de görüşeceğim ve buradan mutlaka sizlere ileteceğime güvenebilirsiniz.
Ama bu Kitap Fuarı bu saatten sonra sanırım çok su kaldırmayacak gibi geliyor. Çünkü sular iyice yükseldi ve artık sel olacağa benziyor. Bizden uyarması.
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın…