Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, Kızılırmak Deltası'nın UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne girdiğini ve dün bundan sonraki amaçlarının UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne 'Doğal Miras' dalında girerek Türkiye’nin kayıtlı 'ilk doğal mirası' kabul edilmesi olduğunu söyledi.
Başkan Yılmaz, Samsun Golf Sahası'nda düzenlenen kahvaltı programında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Toplantıya Başkan Yılmaz'ın yanı sıra; Samsun Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Coşkun Öncel, Genel Sekreter Yardımcıları Mustafa Yurt, Sefer Arlı ve Zennube Albayrak, SAMULAŞ Genel Müdürü Kadir Gürkan, Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Necmi Çamaş ve SASKİ Genel Müdürü Kamil Demircioğlu katıldı.
"Müracaat Nisan 2016'da kabul görmüştü"
Kızılırmak Deltası'na yönelik açıklamalarda bulunan başkan Yılmaz, "Türkiye'nin UNESCO'daki daimi temsilcimiz dün akşam beni aradı. Bana 'Gözünüz aydın! UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne girdi, onların da sayfasında yayınlandı' dedi. Biz doğal miras listesine girmek için 2 yıl öncesinden müracaat etmiştik. Bu müracaat Nisan 2016'da kabul görmüştü. Ama bu kararı internet sayfalarında yayınlanmıyordu. Kendi içlerindeki bürokratik engellerden dolayı yayınlamanın geciktiğini söylediler. Neyse ki dün akşam yayınlandı. Kızılırmak Deltası'nın UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne girmesi beni çocuklar gibi sevindirdi" dedi.
"Çalışmalarımız devam edecek"
Samsun Kızılırmak Deltası'nın 56 bin hektarlık alana sahip olduğunu, Ondokuz Mayıs, Bafra ve Alaçam ilçeleri sınırlarında kaldığını belirten Başkan Yılmaz, "Su kuşlarının, dünya üzerinde var olan üç göç yolundan bir tanesi olan Kızılırmak Deltası’nda yaban hayatı ve yaşam alanlarını korumaya yönelik farklı sınır ve ortamları içeren ‘Doğal Sit, Yaban Hayatı Geliştirme Sahası ve Ramsar Alanı’ koruma statüleri bulunmaktadır. 56 bin hektar alanın 21 bin 700 hektarlık kısmı, 15 Nisan 1998 tarihinde, uluslararası düzeyde ekolojik karakterlerinin aynen korunması için 'Sulak Alanların Korunması (RAMSAR) Sözleşmesi' listesine dahil edilmiştir. Samsun Kızılırmak Deltası, yaklaşık 350 adet kuş türü, manda, yılkı, balık, sürüngen vb. çeşitleri yanında zengin bitki örtüsüyle korunmaya değer bir habitatı içerisinde bulundurmaktadır. Deniz, ırmak, göl, sazlık, bataklık, çayır, mera, orman, kumul ve tarım alanları gibi farklı yaşam alanlarını (habitatları) bir arada bulundurması, deltayı eşine az rastlanır derecede önemli kılmaktadır. Bu değerleri korumak amacıyla, Belediyemizce Kızılırmak Deltası’nda kısa sürede çok düzenleme yapılmış, sadece yasa dışı avlanma ve kaçak yapılarla bilinen alanın tanıtımı ve güvenliği tarafımızdan sağlanmıştır. Deltada yer alan başıboşluğun önüne geçilerek bir düzen içerisinde doğa ve doğal yaşamın korunmasına, kaçak avlanmanın da önüne geçilmesine, doğal kültürel miras olarak UNESCO’nun listesine dahil edilmesine ilişkin çalışmalar başlatılmıştır. ‘Doğal miras’ için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yapmış olduğumuz müracaat değerlendirildikten sonra, Dışişleri Bakanlığı’na, oradan da Paris’te bulunan UNESCO Daimi Temsilciliği’ne iletilmiştir. Şu an ise doğal değerimiz olan Kızılırmak Deltası ve Kuş Cenneti’nin dünyaya tanıtılması, korunması ve uluslararası kaynaklardan da yararlanılarak gelecek kuşaklara en iyi şekilde aktarılmasını sağlamak amacıyla UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilme girişimimizle önce 'UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne girmiş bulunmaktayız. Samsun Kızılırmak Deltası UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne adaylık sürecini tamamlayarak, UNESCO Dünya Miras Merkezi’nin resmi web sitesi olan ‘http://whc.unesco.org/en/tentativelists/state=tr’ adresindeki geçici listedeki yerini almıştır. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde Türkiye’nin kayıtlı doğal miras alanı bulunmaması nedeniyle, geçici listeden sonra Kızılırmak Deltası’nın daimi listeye girmesi amacıyla adaylık sürecinin en kısa sürede tamamlanması için bütün kurum ve kuruluşlarla iş birliğiyle çalışmalarımız sürdürülecektir. Böylece, UNESCO dünya çapında olduğundan, Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti’nin de artık dünya çapında korunması ve tanıtılması sağlanacaktır. UNESCO Dünya Mirası Listesine 'Doğal Miras' dalında girerek Türkiye’nin kayıtlı 'ilk doğal mirası' kabul edilmesine yönelik çalışmalarımız devam edecektir" şeklinde konuştu.
"Orada yaşayan insanlar bir mağduriyete uğramayacak"
Bu başarıdan sonra yeni hedeflerini açıklayan Başkan Yılmaz şunları kaydetti: "UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne girmemiz, 'UNESCO Dünya Mirası Daimi Listesi'ne adayız' demektir. Şu anda hiçbir doğal alan daimi listede yok. Biz kesin listeye girmek için şimdiden çalışmalarımıza başlayacağız. Bu çalışmalarımızı uluslararası düzeyde sürdüreceğiz. Kızılırmak Deltası'nın daimi listenin bir parçası olduğunu onlara ispat edeceğiz. Biz bu daimi listeye girebilmemiz için bazı şartlar önümüze koyacaklar. Bu şartların 3'ünü sizinle paylaşacağım. Bu maddelerde de bizi daimi listeye girmek için engelleyecek bir durum olmadığını görüyoruz. Kızılırmak Deltası ise bu kriterlerden; 1. üstün doğal görüngelere veya eşsiz doğal güzelliklere ve estetik öneme sahip alanları içermesi, 2. kara, tatlı su, kıyı ve deniz ekosistemleri ve hayvan ve bitki topluluklarının evrim ve gelişiminde devam eden önemli ekolojik ve biyolojik süreçleri sunan istisnai örnekler olması, 3. bilim veya koruma açısından istisnai evrensel değere sahip tehlike altındaki türleri içeren yerler de dahil, biyolojik çeşitliliğin yerinde korunması için en önemli ve dikkat çeken doğal habitatları içermesi kısmını bünyesinde bulundurması gerekmektedir. Dolayısıyla bizim alanımız bunları içeriyor. Fakat onlar bununla kalmaz, burayı tehdit eden bir takım unsurları buradan kaldırmamızı isteyebilir. Neler olabilir bunlar; tarım ilaçlaması, ilaçlardan çıkan suların göle gitmesi, avcılık gibi tedbirler almamızı bize söyleyebilirler. Bu alınacak tedbirlerin sürdürülebilir olmasını bizden isteyebileceklerini tahmin ediyorum. Orada yaşayan habitatın insan faktörünü de içine alan, insanlarla, köylerle orada yaşayan tüm organizmayla birlikte karşılıklı etkileşim içinde birbiriyle mutlu bir ekosistem orada kurulmasını talep edeceklerdir. Biz de öyle düşünüyoruz. İnsanın olmadığı bir şeyin değeri yok. 56 bin hektarlık alan içindeki bütün köyler koruma anlayışının baskısı altında herhangi bir mağduriyete uğramayacak. Zaten UNESCO’nun bizden talep ettiği buranın burada yaşan yaşamla birlikte sürdürmek. Oradaki insanımızı herhangi bir mağduriyete uğratmadan onları da bu çevrenin mutlu bir parçası haline getireceğiz.”