Şirvan ilçesinde oturan Nurettin Ödümlü, geçen yıl 15 yaşında olan oğlunun kandırılarak Bitlis kırsalından örgütün dağ kadrosuna götürüldüğünü, daha sonra da oğlunun Kobani’de savaşırken yaralandığı haberini aldığını söyledi.
Nurettin Ödümlü, “Geçen yıl Ramazan ayında oğlum ortadan kayboldu. Birkaç hafta sonra da örgüt, çocuğunuz bizde diyerek haber gönderdi. Oğluma Kuzey Irakta eğitim verdikten sonra onu Kobani’ye savaşmaya göndermişler. 10 ay sonra çocuğum kendisini bir gün telefon açarak ‘anne Kobani’de yaralandım, Urfa’dayım gelin beni alın’ dedi. Biz de kalktık Şanlıurfa’ya gittik. Ancak, genel cerrahide ameliyat olmuş, hortum karnındayken PKK tarafından alıp yeniden Kobani’ye götürülmüş. Eğer bunlarda insanlık vicdan olsaydı bunu yapmazdı. Bunu İsrail yapmaz. Eğer biri karnında yaralanmışsa annesine nasıl göstermezler" dedi.
Oğlunun yokluğunun evlerine ateş düşürdüğünü aktaran baba Ödümlü, “Evimizde huzur kalmadı. PKK diyor ki, dağdakiler ölünce şehit oluyor. Allah şahit ki şehit olmazlar. Benim oğlum da ölse şehit olmaz. Kuran’da öyle bir şey yok. Oğluma sesleniyorum. Eğer ölürsen şehit olmazsın bunu bil. PKK’ye sesleniyorum; oğlumu bırakın, bizden ne istiyorsunuz. 1985’te koruculuk sistemi çıkmış o zamandan bu yana bin 417 köy korucu öldürülmüş bunlar hepsi Müslümandır, bunlar Kürt’tür, insandır, yetmez mi? PKK bunları öldürmüş bu nasıl vicdandır" dedi.
Ödümlü, çözüm süreciyle ilgili olarak da “Allah Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan razı olsun. Onlar samimi insanlardır. Ama eski dönemde böyle değildi. PKK ve HDP eski dönemde başını kaldıramıyordu. Biz şiddeti biliyoruz. Bu insanlar serbest bırakılıp güvenlik güçlerinin eli kolu bağlandı. Bunlar cirit atmaya başladı, eğer siz ilkbaharda atı salsanız son baharda zor yakalarsınız” dedi.
Çocuğunun fotoğraflarını öpüp kolladığını anlatan gözü yaşlı Anne Saadet Ödümlü (39) ise “Oğlumu bıraksınlar oğlumu istiyorum, artık kan dökülmesin, hiçbir anne ölmesin. Oğlum Yusuf kaçırılmadan bir gün önce 1 paket hurma getirmişti. Ben o hurmayı hale dolapta saklıyorum. Aradan 1 yıl geçmesine rağmen dolaptaki hurmaya dokunmuyorum. Biran önce de gelmesini bekliyorum” dedi.