Başbakan Erdoğan’la CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki Suriye konulu mektup diyalogunda son açıklama CHP’den geldi. CHP Sözcüsü Haluk Koç CNNTÜRK muhabiri Büşra Arslantaş’a yaptığı açıklamalarında, “Öncelikli bu kritik günlerde Sayın Başbakanın madem meclise gelmiyor mektupla olan siyasi görüş alışverişinde dahi öfke üslubunu kontrol edemediğini görüyoruz” dedi
Koç’un CNN de ki programında, Bu üzüntü verici bir durum. Öncelikle bizim tavsiyemiz en kritik günlerde Sayın Başbakanın öteleyemese bile bu öfke üslubunu bir süre bırakmasıdır. Yani burada insani ve ahlaki zaafla malul olan Cumhuriyet Halk Partisi değil, bizzat Sayın Başbakan ve AKP’dir. Bunu söyleme hakkımız var diyerek devam etti. Çünkü Suriye’de kardeş ve Müslüman Suriye halkının kanının akıtılmasında orada kuralsız bir savaşın, şiddetin yürütülmesinde AKP’nin payı yok mu? Bunu kendisine sorması gerekiyor. Öncelikle bunun üzerinde durmak gerekiyor. Yani Türkiye’de işte bugün sadece İnsan Hakları Komisyonu üyelerine ziyarete açılan, orada bir takım Suriyeli muhalif savaşçı unsurların konaklandırıldığı kampla ilgili gelişmeleri de biliyorsunuz. Yani bütün bunlar Türkiye topraklarında Suriye’deki savaşın tarafı olan bir manzara ortaya koyuyor. Yani Suriye’de akan kanda AKP’nin, Sayın Başbakanın hiç payı yok mu? Yani Suriye’de bir barışın oluşabilmesi için, gerçek bir demokrasinin kurumsallaşabilmesi için Türkiye’nin öncülük yapacağı yerde oradaki savaşın tarafı gibi gözükmesi ve dünya kamuoyunda da bu şekilde yorumlar yapılmasından Sayın Başbakan rahatsız olması gerekirken…”dedi.
CHP’ nin Suriye’deki iç savaşın biran önce bitmesini istiyor. Suriye’de akan kardeşkanının, Müslüman kanının durmasını istiyor diyerek devam eden Koç, “Tükenmiş unsurlar değil. Bunlar zaten daha önce tartışılan planlar ama Türkiye’nin bu yönde adım atmaması, doğrudan savaşın tarafı gibi gözükmesi. Dünyadaki algıda bu. Yani bunu Başbakan görmezden geliyor ve çok ağır suçlamalar yapıyor. Yani bir noktada bulunduğu noktanın, pozisyonun çaresizliğinin itirafını yapıyor. Ama mektupta da belirttik. Tarih yani bu şekilde basiretsiz davranış gösterenleri her zaman yargılamıştır. Sayın Başbakanda bu yargılamaya aday bir konumdadır şuanda. Biz Türkiye’nin güvenliğini düşünüyoruz. Biz sınırlarımızda daha sonrasında bize sıçrayacak olan bir savaş riskinin önlenmesini istiyoruz. Biz Suriye’de gerçek bir demokrasiyi tüm kurum ve kurallarıyla yerleştirmek istiyoruz, yerleşmesini istiyoruz”.
Apaydın Kampına CHP’lilerin alınmamasını da değerlendiren Koç, “Birleşmiş Milletler mevzuatına göre bu şekilde özel statülü ayrı bir kamp yok. Yani orada savaşçı unsurların, militer unsurların, diğer sivil sığınmacılardan ayrı tutularak ve kapalı tutularak, içeride neler yapıldığı hakkında kamuoyunun bir bilgisi olmadan orada neler odaklandırıldığı, neler planlandığı, neler yaşandığı konusunda bir açıklık olmadan her türlü şüpheyi üzerinde taşıyan girişimler. Nitekim milletvekillerimiz sokulmadı biliyorsunuz. Tartışmalardan sonra şimdi İnsan Hakları Komisyonu üyelerine açacaklar. Ama gereken tertibatı mutlaka almışlardır. Gerekli makyajı yapmışlardır. O şekilde bir süreç Halkla İlişkiler bölümü çalışması olarak sunacaklardır. Yani Türkiye ciddi bir süreçten geçiyor. Yani buradaki olaylar Türkiye’nin kendi başındaki bölücü terör örgütü belasına mutlaka değişik iş ihaleleri olarak yansıtılacaktır. şeklinde çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Haber Merkezi