Dünkü yazımı okuyan sevdiğim bir dostum; Sağ olsun beni düşünmüş, kaygılanmış. Dostlar; Biz bu şerefli milletin garip,aciz bir ferdiyiz. Medine’nin zengin ailelerinden birinin kızı hırsızlık yapıyor. Bu gün ise tam tersi bir durumdayız. Bazı kişiler ve aileleri dokunulmaz. Bildikleri yolsuzluk, hırsızlıkları saklarsan mükafatını er geç mükafatını alıyorsun. Biz haksızlık karşısında susan şeytandan olmadık olmayacağız. Korkmadık, Korkmayacağız. İnsan bir defa ölür oda şerefiyle olsun..
“Kadir yavaş, çok sertsin. Başına bir şey gelmesinden korkuyorum.” dedi.
Bende ona beni düşündüğün kadar vatanı, milleti düşünüyor musun dedim? Sustu.
Biz değil vatan,biz değil millet,biz değil çocuklarımızın geleceği önemli.
Sertiz evet ama doğruyu söylemekte hakkı, haklıyı savunmakta hep sert olacağız, haksızlık nerden kimden gelirse gelsin Dinim bunu emrediyor.
Türküm törem bunu emrediyor.
Tabi zengin, tanınmış aile; İki cihan güneşi efendimize af için aracılar ricaya gelince o güzeller güzeli birden kaşlarını çatarak; iki gözümün nuru Fatıma’ da olsa olmaz diyerek 1500 yıl evvelden adalet dersi veriyor.
40 liralık faturayı ödeyemediği için icraya verilen garibana dokunuluyor ama 550 milyonluk vergi borcu silinen zenginlere dokunulmuyor. İşte adalet anlayışı.