Bir süreden beridir biliyorsunuz Milli Eğitimde ki Müdür kıyımlarını gündeme getiriyoruz. Katılırsınız, katılmazsınız. Ama her geçen gün sıkıntılar ayyuka çıkmaya başladı. İşin en enteresan yanı ise tüm bu gelişmelere tepkisiz kalan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün tavrı oldu.
Yönetici atama değerlendirme muhabbeti içinde yapılan değerlendirme puanları neticesinde Okul Müdürleri düne kadar büyük başarılara imza atmış isimler iken, aniden tepe taklak başarısız ilan etmek ne kanununa, ne ahlaka, ne de insanlığa yakışmadı...
Bütün bu çalışmalar ve yapılanlar sonucunda tek kelime bile yapmayan, açıklama yapma ihtiyacı olduğunu hissetmeyen İlçe Milli Eğitim Müdürünün seveninden çok sevmeyenin olduğunu müşahede etmek daha da üzdü...
Siz koskoca Milli Eğitim Müdürü olarak ilçenin eğitiminin başına geleceksiniz ama tek kelime yapmayacaksınız?
Kaldı ki sesi sedası çıkmayan bazı Müdürlere tam yani "KUSURSUZ MÜDÜRLER" tabiri ile 100 puan veren zihniyetin ne kadar art niyetli olduğu ortadadır.
Hiç bir insanoğlu yoktur ki HATASIZ ve KUSURSUZ olsun. Hele hele bir önceki sezon da sesi çıkmayanlara kusursuzluk notu verilmesinin eğitim camiası içinde bir katliam yapıldığını, bir kıyımın düğmesine basıldığının en net görüntüsü olsa gerek.
Tam puan alan Müdürlerimizin içinde çok sevdiğim isimler de var. Ama birilerinin oyunları çerçevesinde üzerinizden oyun oynanıyorsa, üzüntümü de belirtmek zorunluluğu hissediyorum.
Bu arada sık sık dile getirdiğim, bu kadar başarılı ilk 4-5 Müdür Çarşamba'da ise, Samsun eğitim sıralamasında Çarşamba kaçıncı sıradadır. Aldığınız Müdürlerin Okul ortalamaları ile, 100'lük Müdürlerden hangisi kaçıncı sırada yer aldı. Başarı diyorsunuz ya. Hele Yönetmeliğin puanlama kriterlerinde hangi maddeleri gözleriniz görmedi, göremedi?
Bu aşamadan sonra konunun yargıya intikal ettiğini Türk Eğitim- Sen yetkililerinin açıklamaları ve görüşmelerimizde öğrendik.
Ama her ne olursa olsun "Minareyi çalan, kılıfını uydurur" sözünde ki gibi hiç bir değişimin olmayacağı da iddia ediliyor.
Bu vesile ile sanırım emekliliği yaklaşan bazı müdürlerin yıllardır kanunen aldıkları, hak ettikleri kanunu hakları olan Müdürlük yani YÖNETİCİLİKLERİNİN ellerinden bir şekilde alınması "VERİLEN HAK GERİ ALINMAZ" düsturu ile yasal olmadığı tespit edilse dahi kanunen bazı Müdürlerin artık MEB bünyesinde kalmayacağı en azından 657 ye tabi olarak değil özel Okullarda görev alacağı aşikardır.
Eğitimde yöneticiler, öğretmenler gençleşsin tamam ama büyüklere, yaşlılara, deneyim ve tecrübelilere vefasızlık, terbiyesizlik yapmadan uygulamaya gidilseydi daha manidar olacaktı.
Kaldı ki bu oyunların sonunda 'keser döner sap döner' misali bir gün kendi kazdıkları çukura kendilerinin de düşeceğini unutmamalıdırlar.
Hatta ve hatta rahmetli Babam geçmiş yıllarda bir siyasetçiye demişti ki:
"Bir gün gelecek bu Milletvekilliği sana da kalmayacak ama Çarşamba Köprüsünden biz yine karşılıklı geçerken sana tek selam verecek insan benim unutma oğlum" demişti.
Ve devran döndü o kişiye tarihi köprü dediğimiz köprü de o sözünü yerine getirmişti.
Şimdi bende diyorum ki: "Eyyy kendilerini kudret sahibi sananlar. Gün gelecek kendi çukurunuzda yanacaksınız. "
Ve yazımı şu sözle tamamlayayım: "KÖRLER SAĞIRLAR BİR BİRİNİ AĞIRLAR."
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...