Korona virüs kısıtlamaları oluyor peki evimiz ya da kapalı alanlar bizleri koruyor mu? Korunmak için neler yapmalıyız? Covid-19 salgını devam ederken, bilim adamları bu virüse karşı vücudun risklerini araştırmaya devam ediyor. Özellikle 2,5 mikrometreden daha küçük solunabilir parçacıklardır ve bunlar gözle görülmez. Parçacık ne kadar küçülürse, solunum sistemine yansıması da o denli artmaktadır. Bu tür bir kirlilik, solunum problemleriyle ilişkilendirilmektedir. Covid-19 virüsü, hasta bireylerin öksürmeleri aksırmaları ile ortama saçılan damlacıkların solunması ile bulaştığı bilinmektedir. Bu noktadan hareketle iç mekandaki yani ev, iş, kafe, AVM, sinema gibi kapalı yerlerdeki hava kalitesi ile covid-19 virüsünün evlerde ve iş yerlerinde yayılma riski arasında muhtemel bir bağlantı ortaya çıkıyor. Dünya ölüm oranı üzerine “ European Heart Journal” da yayımlanan bir araştırmanın tahminlerine bakılırsa, dünya da hava kirliliğine bağlı yılda 8,8 milyondan fazla ölüm oluyor. Avrupa’da bu tahmin yılda 790 bin ölüm. Hastalıklar arasında ise kalp ve akciğer hastalıkları riski en yüksek olanlardır. Harvard’da yapılan bir çalışmada, hava kirliliğine maruz kalmanın covid-19 hastalarının ölüm oranı üzerinde doğrudan bir etkisi olduğu sonucuna varılmıştır. Havadaki toza ve katı maddelere uzun süre maruz kalmanın Covid-19 virüsü ölüm oranında büyük bir artışa neden olabileceği görüldüğü raporlanmış. İç mekandaki hava kirliliği, solunum sistemimiz üzerinde ciddi bir etkiye sahip olabileceği gibi, bağışıklığımızı da zayıflatabilmektedir. Hava kalitemiz artık her zamankinden daha önemli bir hal almaktadır. Aynı zamanda bu durum, neden İtalya ve Çin’de virüs ölüm oranının en yüksek olduğu bölgelerin en yüksek hava kirliliğine sahip bölgeler olduğunu da açıklayabilir. Salgının merkez üssü olan Hubei eyaleti, tıpkı kuzey İtalya gibi tam olarak yüksek düzeyde hava kirliliğine sahip bir bölgedir…