Avut Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı hayvancılık sektörünün tarım için olmazsa olmazların başında geldiğini ifade ederek, “Gelişmiş bütün ülkelerde hayvancılıkla uğraşan çiftçilerin yüzü gülüyor. Hayvan yetiştiricisinin yüzü gülünce hayvansal ürünleri (Et, Süt ve Süt Ürünleri)tüketen vatandaşlarımızın da yüzü gülüyor. Gelişmiş ülkelerde Tarım ve Hayvancılık sektörü ülkenin sanayi sektörü ile birlikte yükselir. Çünkü insanların hayatlarını idame ettirebilmeleri için Bitkisel ve hayvansal gıdalara ihtiyacı vardır. Bütün Dünya bilmektedir ki hiçbir teknoloji bitkisel ve hayvansal gıdayı yapay olarak üretemiyor. İşte bu sebeple gelişmiş Ülkeler köylüsünü koruyor. Gelişmiş ve sanayileşmiş ülkelerde kırsalda yaşayan, Tarım ve Hayvancılıkla uğraşanların sayısı çok azdır. Ancak bu insanların sürdürülebilir bir Tarım ve Hayvancılık için çalışma arzuları ve tempoları hiç eksilmez. Aksine Bu Ülkelerde köylü devamlı desteklenir. Köylünün ürettiği hiçbir mahsul maliyetinin altında pazara inmeye zorlanmaz. Gelişmiş Ülkelerde ve ekonomilerde Tarım ve Hayvancılık sektörü hayati önemdedir. Oysa bizim ülkemizde maalesef her türlü iyi niyetli çalışmaya rağmen Tarım ve Hayvancılık sektöründe emek sarf eden köylü her gün daha da fakirleşiyor. Köylü emeğinin karşılığını alamıyor. Emeğinin karşılığını alamayan genç köylüler büyük şehirlere gidiyor. Köylerde kalan yaşlılar tarlalarına, bağ ve bahçelerine ve hayvanlarına eskisi gibi bakamıyor. Bu durum Tarım ve hayvancılıkta çok büyük kayıplara sebep oluyor.” Dedi.
Kendisinin de bir köylü, çiftçi olduğunu söyleyen Başkanı Tepe, “Bizim Ülkemizde de Tarım ve Hayvancılık sektörünün içinde olan gerçek üreticiler Devletimizce ve Bakanlığımızca daha çok desteklenmeli ve korunmalıdır. Köylü ve kırsalda yaşayan genç çiftçiler toprağına bağlı olarak daha çok kazandığını görmeli ve gurbete gitmemelidir. Bu hem ülke Tarımı için hem de gelecek nesillerin sağlıklı bir ortamda yetişmesi için çok önelidir. Bu sayede gençler köylerde kalır para kazanır. Yaşlılar çocuklarıyla son dönemlerini geçirir mutlu olur. Çocuklarına ve torunlarına geçmiş tecrübelerini aktarır. Böylece emeğinin karşılığını alan köylü daha çok üretir, daha çok üretilirse köylüde Ülkede kazanır şehirlerde yaşayan ve tüketici konumunda olanlar daha ucuza tüketir. Ülkemizde hayvancılık için en önemli unsur girdilerin çok pahalı olmasıdır. Hayvancılık için kaba yem olmasa olmazdır. Maalesef(Fiğ, Yonca, Korunga ve Silajlık mısır vb.) kaba yem açığını kapatamadık. Hayvancılık yapan köylü için mera hayati önemdedir. Köylü hayvanını senenin belli döneminde meralarda beslerse maliyeti çok düşürür. Ne yazıktır ki bugün mera alanları çok farklı amaçlarla kullanılmakta, verimli yaylalarımız ve otlaklarımız yerleşime açılmaktadır. Bu tehlikeyi yetkililerin görmesi ve mera, yayla ve otlak alanlarını hayvancılıkla uğraşan köylünün kullanımına sunmalıdır. Bakanlığımızın bu konuda yaptığı bazı olumlu çalışmalar olmakla birlikte bu çalışmalar mevcut problemleri çözmek yerine köylünün aleyhine uygulanan bürokratik uygulamalar nedeniyle her gün kötüye gitmektedir.”
Başkan Tepe ayrıca, “Bazı bölgelerde meralar üzerinde bir tek orman ürünü olmadığı halde Ormana bırakılmaktadır. Hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın bu konuya çözüm getirmek için başvurduğu her makam çözüm üretmek yerine ne yazık ki işi daha da zora sokmaktadır. Oysa bu tür konular Devletin asli işi olmalı ve hayvancılıkla uğraşan köylünün elinde var olan meralar şu ya da bu sebeple alınmak yerine mevcut mera alanları süratle ıslah edilmeli ve mera olmaya uygun hazine arazileri orman vasfını kaybetmiş boş alanlar hayvancılıkla uğraşan köylüye tahsis edilmelidir. Bu konuda atıl ve hantal olan çözüm üretmekten uzak Mera komisyonları acilen yeniden düzenlenmelidir. Mera komisyonlarının asli unsuru ve çözüm teklif eden taraf köylü, çözüm üreten taraf ilgili bütün kurumlar olmalıdır. Süt Konusuna gelince bu konuda üreticimiz çok dertlidir.Maalesef köylüye sahip çıkması gereken yetkililer bu güne kadar kalıcı çözümler üretmedi.Eskiden bir kg. Sütle iki kg. yem alan köylü bu gün bir kilo sütle bir kilo yem alamamaktadır.Çiğ süt yaklaşık beş senedir aynı fiyattır.Süt konseyince belirlenen fiyat bir kg. Çiğ süt 1.15 kuruştur.Bu fiyat bile köylünün eline net geçmiyor.Stopaj vb. kesintiler,personel,toplama ve saklama giderleri sonunda süt üreticisinin eline 800 kuruş civarında para ancak geçiyor.” Şeklinde konuştu.
Köylünün süt üretiminde türlü sıkıntılarla boğuştuğunu aktaran Tepe, “Bu sıkıntıların yanında birde piyasada her türlü hijyenden yoksun korsan sütçülerin varlığı köylümüzü daha da mağdur etmektedir. Bu kişiler köylerde dolaşarak süt toplamaktadır. Kayıt dışı yapılan bu işlemler hem köylüyü hem de bizim gibi kooperatifleri mağdur etmektedirler. Çünkü biz Üyelerimizin haklarını korumak için en uygun şartlarda sütlerini alıyoruz. Vergimizi ödüyoruz. En önemlisi yapılan her iş kayıt altında oluyor.Bakanlık yetkililerinin süt üreticisinin dertlerine çözüm üretmesi şart.Aksi halde sürekli zarar eden köylü elindeki ineğini satacak.Bu durum Ülke hayvancılığının yaşayabileceği en kötü hadisedir.Ülkemizdeki canlı hayvan varlığı bir an önce artırılmalıdır. Küpeleme ve kayıt sistemi yeniden ele alınmalıdır. Teşvikler çok iyi denetlenmeli ve gerçekten üreten köylüye sahip çıkılmalıdır. Bugün marketlerde bir litre suyun fiyatı neredeyse bir litre süte eşit. Bu yükü bu köylü daha fazla taşıyamaz. Buradan sizlerin aracılığı ile bütün yetkilileri hayvancılık sektörünün problemlerine çözüm üretmek üzere bir araya gelmeye davet ediyorum. Tarımsal amaçlı kooperatiflere Bakanlığımız sahip çıksın. Sıkıntılarımız çok. Yeni projeleri hayata geçirmeliyiz. Kooperatif üyeleri ve hayvancılık yapanların dertleri dinlenmeli ve bu kurumlar gelişerek devam etmelidir. Devletimiz güçlüdür. Lütfen artık köylerimizi yaşlanınca ahır ömrünü geçirmek üzere gelen yaşlılara terk etmeyelim. Genç köylülerimizi destekleyelim. Gençler köylerinde büyükleri ile yaşasın. Aile bütünlüğü korunsun. Bu sayede köylümüzde, Ülkemizde kazansın. Son olarak diyorum ki; Bakanlığımızın kırsalda yaşayan genç çiftçilere vereceği 30.000 TL’lik hibe desteğin kooperatif üyelerine verilmesi hayvancılıkla uğraşan kitlelere yeni bir soluk aldıracaktır. Bakanlık yetkililerinin bu doğrultuda kooperatiflere teknik destek vermeleri gerektiğine inanıyoruz.” İfadelerini kullandı.