Opr. Dr. Selami Yavuz, kulak çınlamasının hangi hastalıkların habercisi olabileceği ve nasıl tedavi edilmesi gerektiği hakkında bilgiler verdi. Çınlama nedenleri arasında yüksek tansiyon ve damar sertliğinin de yer aldığını ifade eden Opr. Dr. Selami Yavuz, “Çınlama genellikle kişinin kendi kulağı tarafından üretilir.
Çınlama iç kulaktaki işitmeyi algılayan tüylü hücrelerden veya işitme sinirindeki bir takım rahatsızlıklardan kaynaklanır. Ancak aşırı sessiz bir ortamda sağlıklı genç insanların yüzde 95’i çınlama algılamıştır. Dolayısıyla çınlamanın herkeste olduğu ancak bir takım patolojilerle hissedilir hale geldiği düşünülmektedir. Çınlama bir hastalık değil, bir belirtidir. Çınlama nedenleri arasında kulak yolunu tıkayan kulak kiri, dış kulak yolu ve orta kulak iltihabı, kulağın yüksek sese maruz kalması, kulak ve kafa travmaları, çene eklemi bozuklukları, yüksek tansiyon, damar sertliği, omurilik kaynaklı hastalıklar, yaşlanma kaynaklı işitme kayıpları, otoskleroz ve meniere hastalığı gibi bazı iç kulak hastalıkları, kulağa zararlı bazı ilaçlar, iç kulak ve beyin sapı tümörleri, metabolik hastalıklar, böbrek hastalıkları, hormonsal bozukluklar sıralanabilir” dedi.
“Erken ve acil tedaviyle tamamen iyileşme mümkün”
Kulak çınlamasında erken tedavinin önemine değinen Dr. Selami Yavuz, “Çınlama özellikle aniden, işitme kaybıyla birlikte ortaya çıktığında tedirgin edicidir. Böyle bir durumda acilen KBB uzmanına başvurulmalıdır. İşitme kaybının olmadığı bir durumda ise önce sakin olunmalı ve dinlenilmelidir; iyi bir uyku çekmek önemlidir. Durumun birkaç saati aşkın devam etmesi durumunda acele olarak KBB uzmanına başvurulmalıdır. Aniden oluşan ve ağır seyreden çınlama hastalarının yüzde 70'i erken ve acil tedaviyle tamamen iyileşmektedir. Ancak uzun zamandır çınlaması olan hastalarda tedavi daha zor olmaktadır. Çınlamanın kişiye doğrudan bir zararı olmasa da, altta yatan sebep zarar verici olabilmektedir. Bu nedenle her çınlama hastası araştırılarak sebep ortaya konmaya çalışılmalıdır. Eğer araştırma sonucunda herhangi bir neden bulunamazsa çınlamanın sağlığa bir tehdit oluşturmadığı gösterilir ve hastanın endişesi ortadan kaldırılırsa hasta bir süre sonra çınlamayı algılamamaya başlayacaktır. Bazı kişilerde ise çınlama, çok ciddi psikolojik etkilere yol açar. Bunların arasında depresyon, anksiyete, dikkat bozukluğu, uyku problemleri ve intihar sayılabilir. Bu hastalarda tedavi şart olduğu gibi psikiyatrik destek de gerekmektedir” diye konuştu.
Çınlama tedavisine alternatif yaklaşımlar
Çınlama belirtisindeki alternatif yaklaşımlara da değinin Yavuz, şunları söyledi:
"Her çınlamayı tümüyle iyileştirmek mümkün olmayabilir. Hastalara, ‘alışman lazım, bu ses ömrün boyunca seninle olacak, yapabilecek bir şey yok’ gibi ifadeler kullanmak, zaten tedirginlik ve korku içinde olan hastayı daha da endişeye sürükleyebilir. Nedene yönelik tedavi, çeşitli ilaçlar ve psikiyatrik destek medikal tedavinin temelini teşkil eder. Buna rağmen çınlamayı tamamen kesmek mümkün olmayabilir. Ancak hastaları daha iyi duruma getirecek ve çınlama ile baş etmelerini sağlayacak tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Çınlaması olan hastalar sessiz ortamda kalmaktan kaçınmalıdır. Özellikle geceleri sessiz ortamda açılan hafif bir müzik çoğu hastanın çınlamasını baskılayacak ve rahatsızlık verici olmasını engelleyecektir. Çınlama etkisizleştirme terapisi isimli bir teknik ile hastaya bilinçaltında çınlamanın sağlığına tehlike oluşturmadığı öğretilebilir ve çınlamaya karşı hasta kendini yeniden şartlandırabilir.
Böylece, hastanın çınlama sesi ile baş etmesi ve bir süre sonra sesin daha düşük olarak algılanması sağlanır. Çınlama maskeleyici cihazlar ve soft lazer uygulamaları da yardımcı olabilir.”