İki üç aydır baraj göletinde su toplamaya başlayan barajın istimlak edilmeyen arazileri su altında bırakmasına köylüler isyan etti. Peker inşaat tarafından yapılan baraj, AES IC ICTAŞ ’a devredildi. Baraj ile tarlalar arasına kanal açan köylülerin ve DSİ’nin çözümü de köylüyü rahatlatmadı. Köylüler Valiliğe, Kaymakamlığa, İl Özel İdaresine ve birçok yere dilekçe yazan Kumköy, Ordubaşı Köyü ve Kurtahmetli Köyünün bir kısım köylüler, kendilerine sadece DSİ’den cevap geldiğini, ancak DSİ’nin de “Sondaj koyduk bekleyeceğiz” dediğini belirttiler.
Kumköy’ de bir araya gelen köylüler topluca Kumköy Barajına yürüyerek gittiler. Kumköy barajında açıklama yapan Kumköy Muhtarı Ziya Sonkaya, “Her yer su altında, gelen giden yok. Bize sürekli oalrak çalışma yapıyoruz diyorlar ama sonra da kimse bizim sorunumuzla ilgilenmiyor. DSİ ve yetkililer bizlerle ilgilenmediği gibi şimdi barajda su seviyesinin ve kodun yükselmesi nedeni ile köyün altından su fışkırıyor. 30 santimden su çıkan Köyümüzde kanalizasyon olmaması nedeni ile foseptik çukurları taşmaya başladı. Foseptik çukurları önümüzün de yaz olduğu düşünülürse hepatit B salgınına neden olmasından endişe ediyoruz. Ayrıca evlerin altı su dolmasından dolayı köylüler evlerine giremiyor. Bu köyler için yetkililerin acil önlem alarak gerekli çalışmaları yapmasını istiyoruz. Kanalizasyon yapılması ve kot seviyesi aşağı düşürülmeli” diyerek yetkililerden gelecek cevabı beklediklerini belirtti.
Köy kahvesinde toplandıktan sonra Kumköy Barajı önüne yürüyerek giden köylüler burada yetkililerin gelmesini istedi. Kimse gelmeyince Köylüler adına Mustafa Sonkaya basın açıklaması yaptı. Sonkaya, “Köyümüz tarihini bildiğimiz kadarıyla 1400 yılına dayanıyor. 610 yıllık bir yerleşim yeri ve Çarşamba Ovasının başlangıç noktasıdır. Hasan ve Suat Uğurlu Hidroelektrik santrallerinin yapımı sonucu 1971 yılı köy arazileri yapılan bu tesislere bağlı olan 154 ve 380 bin kw’lık enerji hatları nedeniyle 600 dönüm arazi kamulaştırılmış” diyerek şöyle devam etti.
Son yapılan Kumköy hidroelektrik santrali kamulaştırılması 100 dönüm ve 300 dönümlüktür. Ayrıca köy arazi ve binalarımız baraj nedeniyle kullanılamaz hale geldi diyerek devam eden Sonkaya, “Yaklaşık köyümüzde kamulaştırılmış ve verimlilikten düşmüş olan 850 arazi var. Köyümüz ekonomik ve maddi kayba uğratıldı. Bu durumu ilgili makamlara bildirmemize rağmen cevap alamadık. 1. sınıf tarım arazilerine bu gibi tesislerin yapılmaması için idari mahkemeye bile dava açtık. Ancak gücü olan kazandı. Son gelen durum ise daha vahim. Bizim bildiğimiz Kumköyü regülatörü sulama amaçlıydı. Önce Kum köyü regülâtörü olarak anılan baraj daha sonra hidroelektrik santrali oldu. Arazi sulaması için inşa edilen baraj artık köyümüzü yok ediyor. Şuanda köyümüz risk altında. Baraj gölü su seviyesi arazilerimizden 2 – 3 metre yüksekte. Artık tarlalarımıza giremezi hale geldik” dedi.
Bizimle aynı kaderi paylaşacak olan Boyacılı, Ordu, Kurtahmetli, Eğrikum köyünü de tehlikeler beklemekte. Bunlara şuanda tedbir alınmaz ve çözüm yolu bulunmazsa bu köylerimiz gelecekte daha da büyük tehlikeler ile karşılaşacak’ diyerek basın açıklamasına devam eden Mustafa Sonkaya, “Yetkililerden bu sorunlarımıza çözüm bulmalarını istiyoruz. Genelde yapılan kurum ve kuruluş yetkilileri köylüleri ikna etmeye çalışıyorlar. Bizi ikna etmeye değil, çözüm bulmaya çalışsınlar. Bize atalarımızdan miras bırakılan arazilerimizi ve köyümüzü terk etmeyi düşünmüyoruz. Bize aba altından sopa gösteren bazı görevliler olabilir. Herkes haddini bilsin. Aba altından sopa göstereceğine işini iyi yapsınlar” dedi.
Boyacılı Köyünde ikamet ettiğini dile getiren Mustafa Kemal Özkan ise, “Bu set yapılırken duvarlara ve tabana beton atılsaydı bu sekil olmazdı. Yapan şirket masraftan kaçtı sadece kaba dolguyu yaptı. Bu halk bundan dolayı da mağdur oldu ve olmaya devam ediyor. Yakında aynısı bizim başımıza da gelecek. Kimse köylüyü düşünmüyor” dedi.
Kumköy sakinlerinden isim vermeyen bir vatandaş ise, DSİ’nin yapmış olduğu projede yapılan hatanın bedelini bize ödetmeye çalışıyorlar. Onların hatasının bedelini biz ödeyemeyiz. Biz kandırıldık. Kandırılanda biziz mağdur olan da biziz. Bir an önce buna çözüm bulsunlar diyerek konuşan Boyacılı Köyü Muhtarı İsmet Arslı, “Kumköy’lü arkadaşlarımıza destek olmak için buraya geldik. İleride aynı şey bizimde başımıza gelebilir. Onun için bizde şuanda şimdiden önlemimizi almaya uğraşıyoruz. Gereken yerlere dilekçe vereceğiz” dedi.
Eğrikum Köyünde ikamet eden Erol Karaoğuz, “Köylerimiz tamamen su altında. Atalarımızdan kalan arazimizi bırakıp da nere gideceğiz. Biz istidama razı değiliz. Gereken neyse onu yapsınlar” şeklinde konuşurken en fazla zarara kendisinin uğradığını dile getiren Erdal Akdoğan ise, “5-6 yıl önce yaptığım binamda çatlaklar oluşmaya arazimde çöküntüler olmaya başladı. Arazimizin 30 santim altından su fışkırıyor. Az bir yağmur yağınca çocuklarım evde yatamıyor korkudan ve onları alıp Çarşamba veya Samsun’ da ki yakınlarımıza veya evimize götürmek zorunda kalıyorum” diyerek şöyle devam etti.
Akdoğan, “Evin altından sürekli su çıkıyor ve evin çelik kapısı bile mahvoldu. Zeminden sürekli su fışkırıyor. DSİ den gelip bahçeme boru çaktılar ve 15 günde bir gelip bakıyorlar 30 santim, 28 santimden su çıkıyor gerekli çalışmayı yapıyoruz diyerek gidiyorlar. Evimde oturamaz oldum. Kimse bizi düşünmüyor. Bizi bu şekilde istimlak ederek evimizden atmak istiyorlarsa iç düşünmesinler. Ben evimden ve arazimden vazgeçmeyeceğim. Bu arazi yıllardır dedem, babamdan kaldı ve onların emeğini bırakmayacağım”.
Suyun kot seviyesi yükseldiği için bahçemde ki meyve ağaçlarım kurudu, tuvaletin Foseptik çukuru taştı. Çocuklarım tuvalete gidemiyor. Bahçemde bir metreden daha büyük çukur oluştu. Her yanımız köstebek yuvası gibi ve sularla dolmaya devam ediyor şeklinde konuşan Akdoğan, “Bu arazide su seviyesinin artması ile boş kanalda su çıktı ve balıklar türedi. Olacak gibi değil. Bende birkaç balık alıp etrafını kapattım ve balık beslemeye başladım. Yakında ördek alarak burada balık ve ördek yüzdürmekten başka yapacak hiçbir çaremiz bırakılmadı” şeklinde konuşarak adeta isyan etti.
Kumköy, Boyacılı, Eğrikum ve Ordubaşı Köylüleri yetkililerden yardım isterken bu eylemlerini ilk kez yaptıklarını ve sorunlarını sessizce açıklayıp gideceklerini belirttiler ama yetkililer önlem almazsa bu braja girip baraj kapaklarını kendimiz açmak zorundayız diyerek sessizce eylem alanından ayrıldılar. Bazı çiftçiler ise arazilerine kendi imkanları ile kanal açmalarına rağmen ekim yapamadıklarını traktörlerinin sürekli çamurda battığını belirterek zararlarının çok fazla olduğunu dile getirdiler.