CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısının ardından gazetecilerin, iki partinin grup toplantılarının iptal edildiğini hatırlatmaları üzerine, hem Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı, hem de BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerini ileteceğini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 14 günde çözülmesi gereken Uludere olayının 14 ayda çözülemediğini belirterek, “Başbakan Erdoğan, ‘Uludere olayı Ankara’nın derin dehlizlerinde kaybolmaz, kaybolamaz’ demişti. Şimdi söylediğinin tam tersine 34 yurttaşımızın katledildiği olayda, ‘nasıl ben bu sorunu kapatırım’, bunun arayışı içinde” dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Dün CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ile Kayseri'de Büyükşehir Belediye eski Başkanı Niyazi Bahçecioğlu'nun cenaze törenine katıldıklarını hatırlatarak, “Gönül isterdi ki Kayseri Büyükşehir Belediyesi önce belediye önünde bir tören yaparak uğurlasın, ama bu olmadı. Önemli değil. Adı yolsuzluğa bulaşmış bir belediyenin önünde belki alnı ak bir belediye başkanını cenazesinin kaldırılması doğru olmayabilirdi” dedi.
Kılıçdaroğlu ayrıca, sanatçı Metin Serezli ve Almanya’daki yangında hayatını kaybedenlere de Allah’tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı diledi.
12 MART DARBESİNİN YIL DÖNÜMÜ
Kılıçdaroğlu, bugün aynı zamanda 12 Mart darbesinin yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, muhtıra verildiği zaman o dönemin CHP Genel Sekreteri Bülent Ecevit’ın çok açık bir dille muhtıraya karşı çıktığını ve kurulacak olan hükümete CHP’den milletvekili verilmemesini istediğini hatırlattı.
Ancak Nihat Erim’ın ‘hayır ben ayrılacağım’ diyerek partiden istifa ettiğini ve dönemin başbakanı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Ecevit’in ise askerlerin ülkeyi yönetmesine karşı çıkmasının yanında demokrasinin de savunuculuğunu yaptığını söyledi. Ecevit’in ‘Eğer CHP’den kurulacak olan hükümete bakan verirseniz genel sekreterlikten istifa ederim’ dediğini ve istifa ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, Ecevit’in daha sonraki kurultayda halkın ve demokrasinin kahramanı olarak sosyal demokrasiyi Türkiye’ye getiren bir lider olarak tarihte önemli bir yer aldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Darbelerin en çok CHP’yi mağdur ettiğini gösteren en tipik örnek 12 Mart’tır. İktidara en yakın olunan dönemlerde hem darbe olmuştur. Milletvekillerimiz, genel başkanlarımız hapsi atılmıştır. O nedenle 12 Mart darbesi bizim ilk kez çok net ve kararlı duruşumuzu göstermesi açısından önemlidir” dedi.
“GÖZALTINA ALINDIĞINIZ SAATTE CHP’Lİ MİLLETVEKİLLERİ YANINIZDA OLUR”
Kılıçdaroğlu, Milaslı çiftçilerin grup toplantısına geldiğini belirterek, “Zeytini topladınız ama durumunuzu çok iyi biliyoruz. Kilosu 4 lira, masrafınızı bile karşılamıyor ama bunu bizim söylememiz yetmez. Üretici olarak sizin de daha gür sesinizi çıkarmanız lazım. Bakın 2B mağdurları kahramanca mücadeleyi gösteriyor. Aynı mücadeleyi, zeytin ve patates üreticilerinden de bekliyorum. Ağlamayan çocuğa mama vermezler. Hem mağdur olacaksın, hem sesin çıkmayacak. Neden? ‘Beni gözaltına alacaklar’. Bedel ödenmeden hak alınmaz. Sizi gözaltına alınca bilin ki o gün, o saatte CHP milletvekilleri oradadır” dedi.
ULUDERE OLAYI AYDINLATILMALI
Kılıçdaroğlu, Meclis Uludere Alt Komisyonu’nun raporuna da değinerek, “Bir devlet düşünün ve bir hükümet düşünün, 34 yurttaşımızı öldürüyoruz. Talimat veriyoruz,’ git burayı bombala’; bombalıyorlar. Bu hangi siyasal görüşten olursa olsun insan olarak bakmamız gereken, irdelememiz gereken, sorumluları halkın önüne çıkarrılması gereken bir olaydır. Bu sıradan bir olay değildir Uludere olayı” dedi.
Uludere’de hayatını kaybedenlerin yarısından fazlasının 18 yaşının altında olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Aradan tam 14 ay geçti. 14 günde aydınlanması gereken bir sorun 14 aydır çözülemiyor” dedi.
Olay meydana geldiği zaman iktidara iki basit soru sorduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bu soruların ‘Bombardımanı yaparken istihbaratı kimden aldınız?’ ve ‘Bombalama emrini kim verdi?’ soruları olduğunu ve bu güne kadar bu sorulara yanıt alamadığını söyledi.
Bazen yanıtını belli olan soruları iktidarın söylemek istemediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Bu da onlardan birisidir. Herkes ne olduğunu biliyor, iktidar da biliyor ama çıkıp halkın önüne gerçekleri dile getiremiyor” dedi.
Kılıçdaroğlu, olayı araştırma için Meclis’te bir komisyon kurulduğunu ve Başbakan Erdoğan’ın da 24 Ocak 2012 tarihinde ‘Uludere olayı Ankara’nın derin dehlizlerinde kaybolmaz,kaybolamaz. Artık o devirler geride kaldı’ dediğini hatırlattı. Kılıçdaroğlu, “Bunu söyledi ama rapor tam tersi oldu. Siz şimdi, ‘Başbakan zaten bir söylediğini ertesi gün yalanlıyor, bu da onlardan biri’ diyeceksiniz ama burada 34 yurttaşın hayatı var. O nedenle orada görüş değiştirmek o kadar kolay bir olay değil. Biliyorsunuz işin ucu Recep Tayyip Erdoğan’a dayanınca orada akan sular durur. Hatırlarsanız Oslo görüşmelerinden sonra savcı soruşturma açtı, MİT Müsteşarı hakkında yıldırım hızıyla teklife getirdiler ve Genel kuruldan geçirdiler. Neden? Ucu Recep Tayyip Erdoğan’a değecek diye. Alelacele yasayla korudular. Deniz Fenerini düşünün, yoksula yardım için para toplayanlar korundu. Neden? Ucu AKP’ye dokundu. Bunlar bildiğimiz gerçekler. O nedenle Recep Tayyip Erdoğan şimdi söylediğinin tam tersine 34 yurttaşımızın katledildiği olayda, ‘nasıl ben bu sorunu kapatırım’, bunu arayışı içinde” dedi.
Olayın acı ve aydınlanması gereken bir olay olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “34 yurttaşımızı bilerek ve isteyerek birilerinin talimatıyla gidip öldürdük. Bu ailelerin dramını anlamamız gerekiyor, acılarını anlamamız gerekiyor” dedi.