MEM üzgündü ama…

Erol ŞEKER

 

Birlikteliklerini ölüm bile ayıramadı!..

 

Son iki günden bu yana Çarşamba Milli Eğitim camiası adeta hüzün yaşıyordu.

Nedeni yıllardır sayısız can alan şofbenden sızan gaz sızıntısında hayatlarını kaybeden Emekli Öğretmenlerimizden Sami ve Eşi Hasibe Akpınar’ın sevenlerinden vakitsiz ayrılması idi.

İşin aslı Pazartesi günü gece geç saatlerde haber bize ulaşmıştı. Haberi ilk anlarda net alamadık. Daha sonra ilerleyen saatlerde şofbenden iki kişinin hayatını kaybettiği idi. Biliyorsunuz cenazelere artık dayanamadığım için gitmemek için her yolu denerim. Ama habercilik kimliğimiz ile gitmek durumunda idik. Giderek haberi yapmak mecburiyetinde idik ve gittik emekli Öğretmenimiz rahmetli Sami Akpınar’ın evine.

Evin önünde kalabalıkla biraz sohbet ettik.

Daha sonra olayı öğrenmek için çevreden bilgi edinirken enteresan konular öğrendik.

İşin aslı, Rahmetli Sami ve Hasibe Akpınar çifti ailece Öğretmen. Yani ailece Milli Eğitim camiasının tam kadro fertlerindenmiş. Kendisi yıllarca Merkez İlköğretim Okulunda Müdürlük yaptıktan sonra emekli olmuş. Emekli olma nedeni de enteresanmış.

Her neyse emekli olduktan sonra bir oğlu ve bir kızı olan Akpınar çifti çocuklarını yalnız bırakmayıp hemen her hafta üç – dört gün Samsun’ a gider torunlarına hem bakar hem de evlatları ve torunları ile vakit geçirirmişler.

Ama en önemlisi duyduğumda böylesi düşman başına dedirtti.  Birisi eşi Hasibe Akpınar 59, Emekli Öğretmenim Sami Akpınar 61 yaşında olmasına rağmen birbirine o kadar sevgi ile bağlıymışlar ki. Bu yaşta bile sevgi dolu söylemlerle ve yaşam tarzı ile çevresindekileri ve aileleri imrendirirmiş. Yani onlar belki yaş olarak ilerlemiş olmalarına rağmen sevgileri hala gençmiş.

Çevresinde ki hemen tüm komşuları çok güzel insanlardı, kimseye zararları olmayan ama hep yardım eden insanlardı. Herkes severdi. Onların sevgileri parmakla gösterilirdi diyerek konuşunca bizler de çok tanımasak dahi son yolculuklarında olsun Samsun Müftüsü hakkınızı helal ettiniz mi? Dediğinde yürekten helal olsun dedik.

Ama manzara yüreğimi burkmadı dersem yalan olur.

Hayatlarını kaybeden çiftin cenaze namazı öncesinde ilçede konuyu duymayan kalmamıştı. Trabzon adli tıp kurumuna gönderilmiş ve geri getirilmişlerdi. Buna rağmen Milli Eğitim camiası ve İlçenin kusura bakmasınlar ama sözüm ona yöneticileri neden yoktu?

Yıllarını eğitim kurumlarında öğretmen olarak eğitici, yönetici olarak hem öğretmenleri hem öğrencilerini eğiten yol gösteren böylesi sevilen iki insanı son yolculuğuna göndermeye bir yöneticinin gelmemesi bizleri ve çevredekileri de derinden yaralamıştır.

Kaldı ki yöneticilerimizin görevi gereği katılmak durumunda oldukları toplantı, açılış veya bir işleri olabilir. Ama ne olursa olsun bu cenazede olmalılardı.

Milli Eğitim camiasına şöyle göz gezdirdim. Çoğu emekli eski dostları hep cami avlusuna ve evinin kapısına yığılmışlardı.

Ama bu gün görevde olup en azından emekli bir meslektaşlarının hayatlarını kaybettiğini duyduklarında o mekanda yerlerini almaları gerekmez miydi?

Ben sadece aklıma geldi soruyorum. Altında hiçbir şey aramıyorum. Ve son cümle olarak diyorum ki: Akpınar çiftine Allahtan rahmet, kederli ailesine ve akrabaları ile yakınlarına sabır  diliyorum. Başınız sağ olsun. Allah Sami ve Hasibe Akpınar’ın yattıkları yeri cennet mekan eylesin. Onların sevdası öylesine büyükmüş ki; Ölüm bile ayıramadı. Kim ayrı kalmış umurlarında mı ki?

Hiç sanmıyorum birlikte kucak açtıkları uzun yolculuğa birlikte yürüdüler.

Ruhları şad olsun…

 

 

   

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.