Memur-Sen’den “toplu sözleşme” açıklaması

5. Dönem Toplu Sözleşme sürecine ilişkin, “Kamu görevlileri olarak 2 yıl içinde toplamda yüzde 14'lük zamma maruz kalmamız asla kabul edilebilecek bir durum değil. Bu piyasa gerçekleriyle de örtüşen bir durum değil” dedi.

Yıldız yaptığı açıklamada, kamu görevlileri olarak yeni bir süreci geride bıraktıklarını ve 5. Dönem Toplu Sözleşme sürecinin mutabakatsızlıkla sonuçlandığını belirterek, “2020-2021 için 3 milyon 200 bin kamu görevlisi, 2 milyon 100 bin memur emeklisi olmak üzere 5,5 milyona yakın insanın, 20 milyonu bulan kitlenin, toplumun dörtte birini oluşturan nüfusun milli gelirden alacağı payı belirlemek için yoğun bir trafik, gayret ve mücadele süreciydi. Mutabakatsızlıkla sonuçlandı. Kamu İşveren Heyeti'nin 2 yıl için bize öngördüğü yüzde 14'lük zam oranını kabul etmemiz mümkün değildi. Buna tepki verdik. Rakam yükseltilmeyince ve kamu işveren süreci bu şekilde sonuçlandırınca da Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'na konuyu taşıdık ve hakemin bu konuda hakemlik yapmasını istedik. Üzülerek ifade edelim ki Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nun ismi de artık değişmeli. Kamu İşvereni Hakem Kurulu şeklinde bir tablo ortaya çıktı. Yüzde 14'lük zammı onaylayan, yeterli gören bir çerçeve üretildi” dedi.

“Hükümetin restorasyon sürecini planlaması gerekiyor”
Kamu İşveren Heyeti’nin de bu anlamda sınıfta kaldığını ifade eden Yıldız, “Onun için Türkiye'nin bu 2 yıl içinde memurlarını göz önünde bulunduran yeni adımlara ihtiyacı var. Bu konuda hükümetin, nasıl ki belirli sektörlere teşvikler uyguluyorsa kamu görevlileri için de bu yüzde 14'e mahkum etmeyerek teşvikleri öngörebilecek, paketleri devreye koyabilecek bir restorasyon sürecini mutlaka ve mutlaka planlaması gerekiyor. Milli gelirden bizim alacağımız pay 2 yıl için yüzde 14 olamaz. Enflasyon rakamlarının ortada olduğu, piyasanın kendini çok net olarak hissettirdiği zamlarla ve kamu görevlisinin belinin büküldüğü bir zeminde bizim yüzde 14 gibi bir zammı kabul etmemiz toplu sözleşme masasında beklenmemelidir. Onun için de ‘bu sendikacılığın, emek mücadelesinin haysiyetine ve emekçinin onuruna yakışmaz’ diyerek sürece tepkimizi ifade ettik” diye konuştu.