Dün gazetemizin Köşe yazarlarımızdan Tarık Menteşoğlu ziyaret ederek bizlerle bir süre sohbet etti.
Sohbette rahmetli Hasbi Ağa'nın yaptıklarından alında, aklınıza gelen hemen her türlü ayak oyunlarından dem vurdu. İnanın biraz fazla sohbet edince Hasbi Ağa'ya ne kadar benzediğini görmek daha da mutlu etti beni...
Oynanan ayak oyunlardan, olaylardan en dikkat çekeni şu oldu.
Tarık Menteşoğlu der ki: Babam rahmetli Çarşamba'da aile şirketi kurdu ve kısa sürede Holding oldu. Kimse ile işi olmadı. Herkese kucak açtı ve hep söylediği, evinde oturan nineler, anneler, kız evlatları dahil herkes oturduğu yerden para kazansın diyordu ve bunu uyguluyordu. Onlar örgü örer getirirdi ve para kazanırlardı.
Yetmedi...
Babam rahmetli Çarşamba'da 8-10 tane fabrika kurdu ve en az 6 bini aşkın işçi fabrikalarda istihdam edilirken, bunun nerede ise 7-8 katı ise inanın para kazanır halde idi.
O İstanbul, Ankara'da fabrika kurmaz mıydı?. Ancak babam rahmetli memleketim kazansın dedi ama zarar gördü. Bundan hiç üzülmüyorum...
Rahmetli babam ilçeye fabrika kurarak Türkiye'de hatırı sayılır zenginler arasına girdi ama hiç şımarıklık yapmadı. Bu oyunlar tabi ki birilerini ürkütene kadar!
Bu oyunlar örgütlenmeye başlanan bir süreçle başladı ve Hasbi Ağa'yı bitirme noktasına getirmeye uğraştılar.
Ne hazindir, Hasbi ağa'nın Çarşamba'ya yaptıkları karşısında suskun kalan bu halkı anlamak mümkün olmadı.
Sonunda rahmetli Babam aile meclisini topladı ve madem bu ülkede insanlara ekmek kazandırıyorum ve bu kadar oyunlar bana oynanıyorsa, bize de bu memleket sahip çıkmıyorsa bu fabrikaları kapatıyorum. Bakalım bu insanlar ne yapacak dedi ve fabrikaları birilerinin dediği gibi devlet mühürlemedi babam kendisi kapattı. Borcumuz da yoktu, derdimizde...
Tek derdimiz vardı Çarşamba kazansın...
Ama ondan sonrasına baktığımızda gördük ki, Meşhur iş adamları hiç bir şekilde fabrika kurmadılar. Babamın en basiti Samsunspor' a bıraktığı o günün parası ile milyarlar bu günün trilyonları üzerinde har vurup harman savurdular.
Şimdiki zenginler, iş adamları, fabrika kurmazlar neden diye de kimse sormuyor?
Kurmazlar çünkü fabrika kurdukları vakit iş ve istihdam alanları yaratacak ve insanlar kendilerine bağımlı olmayacak.
Bunlar öyle bir düzen kurdu ki, halk geçimini sağlamak için bunların adeta kölesi yapıldı, korkutuldu ve sindirildiler.
Bu kötülük tohumları 89 yılından itibaren başlatıldı ve illegal örgütlenmeler aldı başını gitti. Babam döneminde Çarşamba'da 10 u geçkin fabrika varken mi halk iyiydi, şimdi ki iş adamlarının sömürgesi altında kıvranan halk mı?
Kısacası bu sözleri duyunca aklıma geldi:
Çarşamba'da onlarca fabrika çürümeye kaderine terk edilmiş ve kimse sahip çıkmamış ise, bu gün neden sözde birlik ve beraberlikten, yatırımlardan , hizmetlerden söz edenler acaba bu güne kadar salça, konserve ve daha onlarca fabrikadan bir tanesi kurmadılar?
Her seçim döneminde belediye tarafından bilmem devlet eli ile bu fabrikalar kurulacak muhabbetini yapıp oyları toplayanlar, Başkan, Milletvekili olduktan sonra kapılarında bu halkı bekletmekten başka ne yaptılar?
Neden bu yatırımlar yapılmaz?
Tarık Menteşoğlu'nun örgütler, uyuşturucu, tefecilik falan filan yazdığı her konu da ki doğrularını ısrarla yazıyor. Bana kalsa onu dinledikten sonra az bile yazıyor demekten kendimi şimdi alamıyorum...
En fazla dikkatimi çeken sözü ise şu oldu: Türkiye Cumhuriyeti içinde küçük cumhuriyetlerini kurma hayalleri olanların, devlet için de devlet, T.C içinde de başka cumhuriyet kuramayacaklarını anlamaları lazım!
Ayrıca bir kaç fındık fabrikası dışında Çarşamba'ya belediye, iş adamları neden, fabrika kurmazlar.
Halkı sömürge ve baskı altında daha kolay ondan mı?
Böyle zenginleşmek daha kolay ondan mı?
Devlet hangi iş adamına yeterli maddi kaynağı ve diğer desteğini vermedi. Şimdi anlıyorum ki Menteşoğlu bu memleket için yaptıklarını iyi ki kapatmış.
Ama ondan sonrakiler fabrikaları değil halkı kapatmış, korkutmuş, susturmuş ve istedikleri gibi oynayıp duruyorlar. Bu düzen iyi ya!...
Kimse keyfini neden kaçırsın değil mi?
Şimdi çok çok daha iyi anlıyorum Haber Expres Gazetesine neden mühür vuruldu, susturulmak istendi...
Demek ki doğruları konuşmak, yazmak birlerini fazlası ile rahatsız ediyor ki bu illegal birliktelik huzursuz olmasından kaynaklı bizi susturma yoluna gittiler.
Ama bu dik duruş sürecek. Bu düzen yıkılana, Çarşamba kazanana kadar...
Mutlu ve (sağ)- lıcakla kalın...