İş Mahkemesi'nin, 'tazminat ödenmeli' kararı Yargıtay'dan döndü. Yüksek Mahkeme, işçinin, iş yerine ait bilgisayarını şahsi işlerinde kullanmasının 'işverenin güvenini kötüye kullandığı' anlamına geleceğine hükmetti.
Bir iş yerinde kalite kontrol sorumlusu ünvanı ile çalışan genç, iş yeri bilgisayarını şahsi işlerinde kullandığı gerekçesiyle işten atıldı. İş yeri bilgisayarından mesai saatleri içerisinde sosyal medya ve online bahis oyunları sitesine girmekle işverenin güvenini sarstığı iddia edilen genç, soluğu İş Mahkemesi'nde aldı.
Yaklaşık üç yıl boyunca çalıştığı işyerinde, hizmet sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, ancak tazminat alacaklarının ödenmediğini belirterek, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti. Mahkemede savunma yapan işveren ise davacının kendisine görevi gereği tahsis edilen bilgisayarı farklı ve şahsi amaçlarla kullandığını, mesai saatleri içerisinde işi ilgili olmayan web ve sosyal paylaşım sitelerine girdiğini öne sürdü.
Davacının on-line olarak bahis oyunları oynadığını ve bu nedenle hizmet sözleşmesinin, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/2-e bendi uyarınca 'işverenin güvenini kötüye kullandığı' gerekçesi ile haklı olarak feshedildiğini dile getirdi. Mahkeme; toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanarak davacının iş sözleşmesinin geçerli neden ile feshedildiğine, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verdi. Kararı davalı işveren avukatı temyiz edince devreye Yargıtay 22. Hukuk Dairesi girdi.
Emsal nitelikteki kararda; işçinin hangi davranışlarla işverenin güvenini sarstığını ayrıntılarıyla anlatıldı. 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinde; işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerin sayıldığı hatırlatıldı. Kararda; "İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir. İşçinin davranışlarına dayanan fesih, her şeyden önce, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edilmesini şart koşmaktadır. İşçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğanyan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir." denildi.
Bilgisayarı şahsi işler için kullanmak yasaya aykırı
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'nin kararında; davacının davalı iş yerinde kalite kontrol uzmanı olarak çalıştığı, kendisine görevi gereği tahsis edilen bilgisayarı üzerinden yaptığı iş ile ilgisi olamayan web ve sosyal paylaşım sitelerine girdiği vurgulandı. Davacının; işverenin tüm uyarılarına rağmen bu tutumunu devam ettirdiği ve hatta bu nedenle işveren tarafından uygunsuz web sitelerine erişimin engellenmesi yönünde tasarrufta bulunulduğu ileri sürüldü.
Kararda şu ifadelere yer verildi: "Davacı konuyla ilgili savunmasında olayı kabul etmiş ancak sadece mola saatlerinde bilgisayarı şahsi işleri ile ilgili olarak kullandığını belirtmiştir. Davacının mesai saatleri içerisinde bilgisayarı şahsi işleri için kullanması ve görevi gereği yaptığı işle ilgisi olmayan web ve sosyal paylaşım sitelerine girmesi 'doğruluk' ve 'bağlılığa' aykırı olmakla, işverenin güvenini kötüye kullanmak mahiyetindedir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının internet üzerinden bir takım web sitelerine girdiği tespit edilmiş ancak bunun hangi saat aralıklarında olduğu veya işverenin erişimini engellediğini belirttiği siteler olup olmadığı yeterince açıklığa kavuşturulmamış ve belirlenmemiştir.
Bu nedenle, davacıya tahsis edilen bilgisayarda, konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile yeniden inceleme yaptırılarak uyuşmazlık konusu döneme ilişkin olarak, çalışma saatleri içerisinde iş ile ilgili hususlar dışında internet kullanımının gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, işveren tarafından iddia olunduğu gibi erişimi engellenen uygunsuz sitelere davacının kullanımındaki bilgisayarla bağlantı yapılıp yapılmadığı hususunda rapor aldırılması ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Kararın bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir."