Son bir kaç yıldır sürekli aynı yerde fındık zamanı konaklıyorlar. Her yıl yaz aylarının başında memleketlerinden ayrılan işçiler ülkemizin bir çok yerinde mevsimlik olarak çalışıyorlar. Bir kabile gibi hep beraber adeta göç ediyorlar. Evli çiftler çocukları ile aynı çadırda kalıyorlar. Şu an fındık toplama çalışmaları başlaması nedeni ile gündüzleri küçük kızlar kendilerinden küçük kardeşlerine evde annelik yaparken, büyükler sabah erkenden fındık toplamaya gidiyor.
Mevsimlik işçiler Samsun dışından Çarşamba'ya gelen Şanlı Urfa'lı, Gazi Antep'liler. Çoğu işçilerin akşamları kaldıkları çadırlarda ki yaşamları oldukça zor şartlarda bulunurken bu hayata uyum göstermeye çalışıyorlar. Çadırlarına içme sularını taşıma sularla yapan işçiler, elektrik sorununu ise kendilerince halletmeye çalışıyorlar. Bir kısmı bir, bazıları iki ay Bölgemizde kalan işçiler imkansızlıklarla mücadele ederek yazın kazandıklarını kışın memleketlerinde harcıyorlar. Mevsimlik işçilerden sonra az sayıda da olsa çoğu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alınan Suriye ve Irak'lı göçmenlerden de işçi olarak gelen işçiler nedeni ile kendi memleketlerinde olsun, buralarda olsun işçilik fiyatlarını düşürdüklerini dile getiriyorlar.
Çarşamba Kumköy Mahallesi sınırları içerisinde ki baraj köprüsü yanı ve Çatak Mahallesi karayolu kenarına çadır kuran mevsimlik işçilerden Şanlı Urfalı Halil Başbuğa (45), 4 yıldan bu yana her yıl fındık toplamaya 5 kişilik ailesi ile birlikte Çarşamba'ya geldiğini belirterek, "Memleketimizde tarlamız, iş yerimiz, iş imkanımız yok. Buraya gelerek fındık topluyoruz. Günlük fındık toplamak için 45 lira yevmiye ile yaz boyunca çalışıyoruz" diyerek şöyle devam etti.
Başbuğa, "Devlet Urfa' da yeteri kadar iş sahası açmıyor. Kendimize ait arazi de olmayınca her yıl yaz ayı boyunca çadırlarda kalarak çalışıp kazanıyoruz. Kışınsa memlekete gidip harcayarak geçinmeye çalışıyoruz. Bizim memleketimizde arazimiz veya fabrika, işçi olarak çalışacak yerimiz olsa neden buralara kadar gelip bu çileyi çekelim. Çok mu meraklısıyız. Bu noktada Çarşamba halkından memnunuz. Bizlere hep yardımcı oldular. Onlarla hiç sorun yaşamadık" dedi.
Bu yıl ki fındık toplamaya henüz yeni geldiğini ve bu sene ki durumu çok iyi bilmediğini dile getiren Adnan Kaçar (24) ise, evli olduğunu ve genç yaşta gurbette böyle işler yaparak geçimini sağladığını dile getirerek, "Çarşamba'ya geliyoruz fındık topluyoruz. Yaklaşık bir, bir buçuk ay sonra buradan Sivas'a gidiyor orada da patates toplama işinde çalışıyoruz. Burada yatacak yerlerimiz için prefabrik yerler, elektrik, su gibi ihtiyaçlarımız olsa daha iyi olacak. Mevsimlik işçi olarak burada yağmur yağmadıkça rahatız çok bunalmıyoruz ama yağmur yağdığı zaman çok sıkıntı çekiyoruz. Memleketimizde iş olmadığı için her yıl bu çileyi çekiyoruz."
Kaçar, "Şanlı Urfa'da son yıllarda Suriye ve Irak'lı göçmenlerin gelmesi ile memlekette zaten az olan iş imkanları hemen hemen kalmadı. Çünkü gelen bu göçmen işçiler işçi yevmiyeler çok düşürüyorlar. Bu gün Urfa'da en iyi bir inşaat ustasının yevmiye 20 liraya kadar düşürüldü. Bu şekilde geçinemiyoruz. İşçilik düşürülüyor, iş imkanı yok biz de mecburen buralara ve Türkiye'nin belli başlı yerlerine giderek yaz aylarında çalışıyor ve ailemizi geçindirmeye çalışıyoruz" şeklinde konuştu.
Baraj kenarında ki çadır alanında gündüzleri küçük kızların anneleri fındık toplamaya gidince kendilerinden küçük kardeşlerine biraz büyük olan kardeşler yapıyor. Adının Nazlı olduğunu ve İlkokula gittiğini dile getiren kız ise, küçük kardeşini kucağına alarak akşama kadar onun yiyecek, içecek ve bakımını üstlendiğini belirtti. Bizleri fındık toplamaya götürmüyorlar. Bizde burada anne ve babamız, büyüklerimiz gelinceye kadar kardeşlerimize bakıyoruz, çadırlarımızı kontrol edip burada onların gelmesini bekliyoruz" dedi. Çok sayıda küçük çocuklar sabahtan akşama kadar bir kaç büyüğünün himayesinde çadırlarda ailelerinin dönmesini bekliyorlar. Küçük annelerin işi aslına bakılacak olursa büyüklerinkinden daha zor. Ve onlar da bu zor şartlarda küçük yaşta hayata tutunmaya çalışıyor ve hayatın acılarını, zorluklarını yaşayarak görüyor, öğreniyorlar.
HABER-FOTO: Kenan GÜN- Ayhan GONCA