MGK Toplantısı sonrası yapılan yazılı açıklama şöyle:
“1- Vatandaşlarımızın huzur ve güvenliği ile kamu düzeninin sağlanmasına müteallik hususlar etraflıca görüşülmüş, ülkenin iç ve dış güvenliğine yönelik tehditler ile alınan ve alınacak tedbirler değerlendirilmiştir.
Huzur ve barış ortamını bozmaya yönelik terörist saldırıların, milletimizin asırlara dayanan kardeşlik duygularını ve bir arada yaşama iradesini zayıflatma hedefine ulaşamayacağı vurgulanmıştır.
Bölücü terör örgütünün, vatandaşlarımızın ve güvenlik güçlerimizin hayatlarına kasteden terör eylemlerinin, yurt içinde ve yurt dışında, demokrasi bilincine sahip, insan hak ve özgürlüklerine saygılı tüm kesimlerce lanetlenmesi memnuniyetle karşılanmış ve terörle mücadele konusunda uluslararası kamuoyu ile yakın işbirliği yapılması gerektiği mütalaa edilmiştir.
Paralel devlet yapılanmasıyla, yurt içinde ve yurt dışında, illegal ekonomik boyutu da dahil olmak üzere sürdürülmekte olan mücadelenin kararlılıkla devam ettirileceği belirtilmiştir.
Demokratik bir hukuk devleti olan ülkemizde, kanun dışı hiçbir yapılanma ve eyleme müsaade edilmeyeceği, bu tür faaliyetler son buluncaya kadar mücadeleye devam edileceği ve bu mücadelenin hukuk çerçevesinde yürütüleceği ifade edilmiştir.
2- 1 Kasım 2015 tarihinde icra edilecek genel seçimlerin huzur ve güven ortamı içinde gerçekleşmesi ve halkımızın iradesinin her türlü baskıdan uzak bir şekilde özgürce sandığa yansıması için alınacak tedbirler hakkında Kurula bilgi sunulmuştur.
3- Suriye’de yaşanan gelişmeler etraflıca değerlendirilmiş, sınır güvenlik tedbirleri gözden geçirilmiş; Suriye’nin barış ve huzur ortamına kavuşması hususunda, DEAŞ’a karşı uluslararası koalisyon güçleriyle birlikte hareket dahil, kararlı istek ve duruşumuzun sürdürüleceği teyit edilmiştir.
Irak ve Suriye’de konumlanan DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle mücadelenin aynı kararlılıkla yürütüleceği vurgulanmış; Suriye sınırları içerisinde hayata geçirilecek “terör örgütlerinden arındırılmış bölge” uygulamasının Suriye halkının hayat hakkının muhafazasında önemli bir rol oynayacağı ifade edilmiştir.
Avrupa ülkelerinin, Türkiye’nin yıllardır dirayetle yönettiği mülteci akınına karşı ortaya koyduğu kaygı verici tutum üzüntüyle karşılanmış, bu meseleye temel insan hakları kapsamında yaklaşılması gerektiği değerlendirilmiştir.
4- Yemen, Libya ve Mısır başta olmak üzere Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da yaşanan gelişmeler ele alınmıştır.”