MHP lider Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli: “Emek veriyoruz, çaba gösteriyoruz, zaman ayırıyoruz, sürekli faal halde bulunuyoruz, bin defa helal olsun, yeter ki cumhur kazansın, yeter ki Cumhuriyet'in önü açılsın, yeter ki Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha Cumhurbaşkanımız olsun. Geldiğimiz yer belli, durduğumuz yer bellidir. Tarafımız belli, tahayyülümüz bellidir. Ve bizim adayımız belli, kararımız nettir.
Halbuki Cumhur İttifakı'nın adayı belli, kararı nettir. Bir kafa karışıklığı yaşamamız söz konusu değildir. Recep Tayyip Erdoğan'ın, tecrübesiyle, birikimiyle ve devlet adamlığı vasfıyla gündeme taşınan isimlerle mukayesesi her şeyden önce izanın ve insafın ayaklar altına alınmasıdır. Dahası bilinçli bir kampanya mucibince hiçbir karşılığı olmayan silik ve sipariş isimlerle tartılması, hatta gıyaben yarıştırılması en başından itibaren mutlak butlanla batıldır.”
"Kılıçdaroğlu açık açık adayım diyemiyor"
Cumhurbaşkanlığı makamının yapboz tahtası veya deneme yanılma sahası olmadığını savunan MHP lideri Bahçeli, “Kılıçdaroğlu hiç durma, boş hayallerinin peşinde koşmaktan vazgeçme, 2023'te yorulacak, geri dönmemek üzere dinlenmeye çekileceksin. Kılıçdaroğlu, nasıl bir adam olduğunun görülmesini istiyormuş. Arife tarif gerekir mi? Bilinen bir gerçeği tekrar duymaya ihtiyaç olur mu? Uçan kuştan haber sorulur mu? Balsız kovanda arı durur mu? Usta hırsıza kapı dayanır mı? Diyeceğim odur ki, Türkiye'nin karşısına dikilen bir şahsa adam denilir mi? Kılıçdaroğlu açık açık adayım diyemiyor veya adayını ilan edemiyor. Zillet ittifakının ortak Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı belirsizliğini ısrarla koruyor. Kılıçdaroğlu, iki de bir meydan okuyacağına, cesaretin varsa milletimizin huzuruna çık da adaylığını ilan et, adayım diyerek kararını zikret. Açıkla da Türk milleti seni tartıya alsın, bakalım kilon kaçmış, ederin neymiş, çapın nasılmış” dedi.
“Anayasa'nın 24 ile 41'inci maddelerini hep birlikte değiştirelim”
Kılıçdaroğlu'nun Sivas'ta yaptığı konuşmasında, “Başörtüsünü ben çözdüm” ifadesini hedef alan Bahçeli, “Madem bu sorun çözüldü, peki neden kanuni düzenlemeye ihtiyaç duydun? Bu istismara neden heves ettin? Maksadın neydi, nereye ulaşmayı istedin? İşte sana bir fırsat, işte sana bir çıkış, işte sana kalıcı bir çözüm, başörtüsünü anayasal güvenceye haydi buyur birlikte kavuşturalım. Bu meseleyi beraberce ele alalım. Anayasa'nın 24 ile 41'inci maddelerini hep birlikte değiştirelim” diye konuştu.
“Türk askerine düşmanlık, düşmana askerliktir”
TSK'nin kimyasal silah kullandığını dillendirenlere aldanacak ve kanacak kimsenin olmadığını dile getiren Bahçeli, “Irak ve Suriye'de benzeri karanlık algı oyunlarının görüldüğü, işgal için bahaneler oluşturulduğu bilinen bir geçektir. Türkiye'den bir Irak, bir Suriye çıkarmak için ortam yoklayanlar sömürge piyonlarıdır, mahcup ve mağlup olmaları da kaçınılmaz bir akıbettir. CHP'li bir milletvekilinden HDP'lilere, terörist Demirtaş'tan Türk Tabipleri Birliği Başkanı'na kadar düşman safında toplananlar, terörün değirmenine su taşıyanlar açıktadır, hepsi de alçaktır. Herkesi uyarıyorum, Türk askerine düşmanlık, düşmana askerliktir. Teröristlere basamak olanlar, sözcülük yapanlar su katılmamış teröristtir. Türk askerine aslı astarı olmayan suçlamalar da bulunanlar terörizme beşinci kol faaliyeti yapan kansızlardır” ifadelerini kullandı.
TTB'nin başkan ve yöneticileri hakkında en ağır cezai işlemlerin tatbik ve temin edilerek söz konusu birliğin kapatılması gerektiğini savunan Bahçeli, “Doktorlarımızın bu kuruma mecburi üyelik şartlarının kaldırılarak özgürleşmelerini tarihi önemde addediyorum. Türk düşmanı bir birliğin isminin başında Türk olamaz, Türk yazılamaz. Türk askerine hainlerin ve zalimlerin ağzıyla kimyasal silah çamuru atanları, mesela Türk Tabipleri Birliği Başkanı'yla diğerlerinin Türk vatandaşlığından çıkarılması, vatansız ve ülkesiz olmaya mahkum edilmesi akla en yatkın yollardan birisidir” dedi.
“Cumhuriyet'in düşünme setlerimize zarar verdiğini iddia edenler temelsiz bir yanlışın pençesindedir”
Türkiye Cumhuriyeti'ni, Türk tarihinin ana güzergahından kategorik bir kopuş, kesif bir ayrılış, keskin bir sapış olarak görülmeyeceğini belirten Bahçeli, “Yani Cumhuriyet şerefli geçmişimizin bir antitezi değildir. Cumhuriyet'in Türk kültürüne, Türk diline, düşünme setlerimize zarar verdiğini iddia edenler talihsiz, tarifsiz ve temelsiz bir yanlışın pençesindedir. Önyargıların hükmüyle, ideolojik katılıklarla Cumhuriyet'in anlaşılması ve anlatılması mümkün değildir. Bugünkü Türkçe'mizle düşünce oluşturamayacağımızı söylemek gerçekleri çarpıtmaktır, nesnel gelişmelere aykırıdır, dilimizi karalamaktır, nihayetinde özgüven eksikliğidir” diye konuştu.
İHA