MHP Samsun Milletvekili Erhan Usta TBMM Genel Kurulunda Danıştay Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı görüşülürken MHP Grubu adına yaptığı konuşmada AKP tarafından değiştirilmek istenen Yargıtay’da Genel Sekreter olabilmek için mevcut kanunda olan 5 yıl Yargıtay üyeliği şartının tamamen kaldırılmadan hiç olmazsa 3 yıl olması gerektiğini dile getirdi.
TBMM Genel Kurulunda Danıştay Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı görüşmelerinde MHP Grubu adına Samsun Milletvekili Erhan Usta, “Yargıtay’da genel sekreter olabilmek için mevcut kanunda 5 yıl Yargıtay üyeliği yapma şartı var, bu maddede o şart kaldırılıyor. Biz de önergemizle şunu söylüyoruz, hiç olmazsa bu 3 yıl olsun. Çünkü Yargıtay’ın genel sekreteri olarak görev yapacak kişinin Yargıtay’ın işleyişini en iyi bilmesi gerektiği açıktır yani bir tecrübe ihtiyacı vardır. Bunu tamamen kaldırmak gibi bir şeyin yapılması son derece yanlıştır. Tabii, işin doğrusu yadırgamıyorum çünkü maalesef sizin yönetiminizde yani sizin hükûmetlerinizin yönetiminde artık tecrübenin, liyakatin hiçbir önemi yok. Tecrübe olsun olmasın, birini bir yere getirirken oraya layık mı değil mi, bunlara hiç bakılmadığını kamu yönetimindeki atamalarınızda çok yakinen görüyoruz, bunları bu ülke yaşıyor. Çünkü her şey siyasallaştı; hukuk siyasallaştı, kamu yönetimi siyasallaştı, bürokrasi siyasallaştı. Bir vali bey çıkıp takdimde "ak kadrolar" denildiğinde vali bey de oradaki siyasetçilerle birlikte elini kaldırabiliyor. Böyle bir ülkede yaşıyoruz. Dolayısıyla, burada da tecrübe aramamanız, bir günlük Yargıtay üyesi olanı Yargıtay Genel Sekreterliğine layık görmenizi de aslında çok yadırgamıyorum çünkü bunu alışkanlık hâline getirdiniz” dedi.
Samsun Milletvekili Erhan Usta daha sonra sözlerini Ayvacık ilçesinde yer tahsisi iptal edilen “Bahar Şenliği” etkinliğine getirerek; “Hani bürokrasi de "Her şey siyasallaştı." diyoruz ya... Bakın, size bir örnek vereceğim. Samsun'un Ayvacık diye bir ilçesi var, küçük bir ilçe. Burada çiftçiler geleneksel 4'üncü bahar şenliği yapacaklar. Mekân olarak da şehir stadyumunu talep ediyorlar. Bunun yazışmaları yapılıyor, ilçe spor müdürlüğüne söyleniyor, oradan kaymakamlık, valilik, bakanlığa geliyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı 20 Haziranda bir görüş gönderiyor "Şu, şu şartlarda mevcut mevzuat hükümleri çerçevesinde tahsiste herhangi bir sakınca görülmemektedir, şehir stadyumunu bu çiftçiler yani oradaki meslek örgütü, ziraat odası kullanabilir." diye tahsisatı yapıyor, yazı burada. Sonra, araya siyasiler giriyor. Kim giriyor? AKP'li Ayvacık Belediye Başkanı giriyor, "Ya bu adamlara, niye böyle bir şeye şehir stadyumunu verirsiniz?" diyor. Hemen telefonlar, şunlar bunlar. İki gün sonra, bakın çok enteresan...
Şimdi, aynı şeye herhangi bir ilave görüş yok bakın yani tekrar bir görüş istenir bir gelişme olur. Aynı yazıyı ilgi göstererek, şu yazdığı, yani tahsisatı yaptığı yazıyı ilgi göstererek tekrar bir yazı yazıyor, diyorlar ki: Konu Genel Müdürlüğümüzce incelenmiş, adı geçen tesiste belirtilen tarihte spor faaliyetleri nedeniyle tahsis talebi uygun görülmemiştir." Ve imzayı da aynı kişi atıyor, Osman Gümüş. Bakın, aynı kişi iki gün arayla -20 Haziran, 22 Haziran- böyle bir şeyi imzalayabiliyor aynı yazıyı ilgi tutarak. Şunu bile yapmıyor: Yani biz daha önceki yazımızda uygun görmüştük ama sonradan anlaşıldı ki, şöyle var. Yani bu gerekçeleri bile söylemeksizin... Yani kamu yönetiminin geldiği durumu görebiliyor musunuz?” şeklinde ifade etti.
Erhan Usta; ”Şimdi, bu ülkede neye güveneceksiniz? Hukuk böyle olmuş, kamu yönetimi böyle olmuş. Niye? Çünkü hukuk çalışmıyor. Yargıdan korkmayan bir memurun yapacağı şey bu, siyasallaşan bir memurun yapacağı şey bu çünkü meslek ahlakı da kalmamış. Yani insanı öldürseniz bunu yapmaz. Hani, yeni bir gelişme olur dersiniz ki "Biz daha önceden uygun görmüştük ama şimdi şu zaruretten dolayı bunu iptal ediyoruz." Hiçbir şey yok. Böyle bir ülkede yaşıyoruz. Hukukun çalışmamasıdır, hukukun siyasallaşmasıdır ve dolayısıyla bir de bu yazı bütün silsileyle geliyor biliyor musunuz? Valilik, il müdürlüğü, ilçe müdürlüğü, kaymakamlık. Bir tanesi Allah rızası için demiyor ki "Ya kardeşim, ben bunun iki gün önce olumlusunu da sevk ettim şimdi olumsuzunu nasıl yapayım? Benim ahlakıma bu aykırıdır, benim meslek anlayışıma aykırıdır." diyen bir tane bürokratınız yok Sayın Bakanım. Dolayısıyla böyle bir Türkiye'de yaşıyoruz.” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
HABER- FOTO: Ayhan GONCA