İnce, memleketi Yalova’da il teşkilatları, belediye başkanları ve meclis üyelerinin katıldığı bir basın toplantısı düzenledi. Atatürk’ün Yürüyen Köşk’ünde düzenlenen basın toplantısındaki konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik sert ifadeler kullanan İnce, seçimi kazanamayacağı yönünde bir algı yönetimi ile karşı karşıya olduğunu söyledi. Bunun doğruyu yansıtmadığını vurgulayan İnce, "Bir algı yönetimi oluşturulmak isteniyor. ’Genel başkan her şeye hakim, Muharrem İnce kazanamaz’ diyorlar. Ben bunlara gülüyorum. Dün Bursa’daydım. 13 delege arkadaşımız imza verdi. Bugün 9 delege arkadaşımız daha imza verecek. Pek çok ilde öndeyim ama bunu yazan köşe yazarlarına hangi bilgi ile bunları yazdıklarını soruyorum. Bunlar doğru değil ki. Bu algı yönetimini bilerek yapıyorlar. 78 il başkanı genel başkana destek açıklaması yapmış. Zaten toplantıda 60 il başkanı var. 60 il başkanından 78 destek çıkıyor. 38 il başkanı zaten kendisi delege değil" diye konuştu.
"DEMOKRATİK CHP DEMİŞTİ, TAM TERSİNİ YAPIYOR"
2010’da genel başkan olan Kemal Kılıçdaroğlu ile şu andaki Kılıçdaroğlu arasında çok fark olduğunu dile getiren İnce, "Sayın Genel Başkan, 2010’da, ’Demokratik bir CHP’ demişti. Bugün tam tersini yapıyor. Söylediklerinin hiçbirini yapmadı. ’Türkiye’ye demokrasi getireceğim’ diyenler önce kendi partisine demokrasi getirmezse inandırıcı olmaz. Tek adamlıkla bunlar olmaz. 2010’daki Kemal ağabey olsa ben bugün bu basın toplantısını yapıyor olmazdım. O günkü Kemal ağabey gitti, yerine başka bir Kemal ağabey geldi. Bunu değiştireceğiz" şeklinde konuştu.
"BAZI İNSANLAR GENEL MERKEZDEN KORKUYOR"
Partide seçim öncesinde milletvekilliği sıralarının ulufe dağıtılır gibi dağıtıldığını ileri süren İnce, "Bazı insanlar genel merkezden korkuyor. İnsanlar üzerinde baskı kuruyorlar. Genel başkan yardımcıları arıyor. Korkunun ecele faydası yok. Bu parti kimsenin babasının çiftliği değil. Bu partide milletvekilliği adaylıkları torbada keklik değil. Herkese ulufe dağıtıyorlar. Babanın çiftliğinden mi dağıtıyorsun bunları? Milletvekili yapıyorlar, sıralar veriyorlar. O sıra verenlere sesleniyorum: Sen önce kendi sıranı al, sonrasına bakarız" dedi.