Mesela geçtiğimiz yıllarda Keçi Üreticileri Birlik seçimini hatırlıyorsunuz. Orada da Başkan adayları arasında çıkan gerilim seçim sayımında doruk yapmıştı. Gerilim yüzünden defalarca kongreye gidilmiş sonuca ulaşılamamıştı.
Sonra 7 Haziran Genel Seçimleri yapıldı. Halk Siyasi partilere dedi ki; Hiç birinizi tek başınıza iktidar yapmıyoruz. Koalisyon yapın birbirinizi denetleyin. Biz tek parti devrini tükettik beyinlerimizde, sizler de koalisyonla birbirinizi denetleyerek kurun hükümetinizi"
Ve 40 küsur gün AK Parti Cumhurbaşkanından aldığı yetki ile hükümet kurma çalışmalarına başladı. Ülke gerildikçe gerildi ve bu güne gelindi. Terör, şehit haberleri ve ekonominin çıldırışı. Olan kime oluyor. Halka, vatandaşa, esnafa, işadamına, sanayiciye oluyor, oldu bile. Peki siyasetçiler ve siyasi partiler ne yapıyor. UZLAŞMAMA ADINA HERŞEYİ...
Gelelim son kongreye...
Çarşambamızda malum 138 Mahalle Muhtarlığı var. Onlar geçtiğimiz yıllarda siyasi nedenlerle tek dernekken iki dernek haline gelmişlerdi. Derneklerden birisi en eskisi olan Çarşamba Muhtarlar Derneği ve başkanı Veysel Oduncu idi.
Kurulan yeni dernek ise istifa eden yaklaşık 70 Muhtarla kurulan Mahalle ve Köy Muhtarları Derneği oldu ve başkanlığına Sebahattin Aydınoğlu seçildi. Geçen yıllar içinde ki başlılık nedeni ile Muhtarlar sıkıntıya düştü ve araya giren (!) bazı zatı muhteremler sayesinde yeniden birleştiler. İlçe Kaymakamına gidildi ve birleşmeden, yeniden kongreye gidileceğinden bilgi verildi. Her şey normalleşecek derken olan yine oldu...
Aylardır bazı Muhtarlar yeter her seçimde Veysel Oduncu veya Sebahattin Aydınoğlu'nu mu başkan olacak. Bize dayatılanları seçmeye mecbur muyuz? Başka birisi aday yapılsın bambaşka isimlerle Muhtarlar temsil edilsin diyerek tepki gösterdiler. Aslı başka ama biz en temizi ile bu sözleri yumuşatarak dile getirelim.
Ve dün Muhtarlar kongre için Dernek binasında bir araya geldiler. İddialara göre Veysel Oduncu yeniden başkan seçilmek üzere aday gösterilmiş ama kendisi adaylığını açıklamamış. Demircili Muhtarı Taner Akbaş ise çalışmaya başlamış ama her nedense kongrede Oduncu'nun resmen adaylık açıklamasını anlayamadığını belirterek tepki gösterdi.Çoğu Muhtar da Akbaş' a destek verdi.
Yapılan ağır sözlerle dolu tartışmaya Başkan Oduncu son noktayı koydu. Salt çoğunluk bu gün sağlandı ama kongreyi bu gün yapmıyoruz. Haftaya 10 kişi de gelse kongremizi yapacağız. Bu kongreye bende adayım dedi. Bu sözler üzerine tartışmalar sona erdi ve kongre haftaya kaldı.
Kongrede bunlar yaşanırken hemen yeni bilgiler gelmeye başladı. Çoğu Muhtar Eski Ziraat Odası Başkanı ve Karamustafalı Mahalle Muhtarı İsmail Yaşar Güngör adı üzerinde birleşiyorlar. Onlar Güngör'ün etrafında birleşerek kongreye gidilmesini ve Muhtarlar Dernek Başkanlığına o ismin seçilmesini istediklerini belirterek çalışmaya başladıkları ifade ediliyor.
Şimdi oturup düşününce farkına bir kere daha vardık. Kongreler, seçimler insanlarımızı bir koltuk uğruna öyle bir hale getirmiş ki? Kimisi bir koltuğa oturacak isim için kendini ateşe atmak için gözünü kırpmıyor, bir diğeri başka düşüncelerle tepki koyuyor. Tüm bu seçimlerde dikkatimi çeken konu; Halkı bu noktalarda düşünen kimse yok.
Muhtar , Siyasetçi, Siyasi parti teşkilat yöneticileri, Milletvekilleri, Bakanlar, hükümet ve iktidarlar halkı düşünmez ise, halk ne yapmalı sizce?
Hiç birisine güvenmeyip kendi işini kendi çözmelidir. Demokrasilerde bu olmayacağına göre o zaman kötünün iyisini seçmek zorundalar. Bu vesile ile bu kongrede çok su götürecektir. İyi izleyin göreceksiniz. Bu seçim bitse de kavgası bitmeyecektir.
İşte tam bu noktada aklıma 09 Ocak tarihinde Haber Expres Gazetesinin mühürlenme olayı sonrasında yaşadıkların geldi. O günlerde bazı Muhtarlar sözüm bize tepki göstermişler, bizi hedef göstermişler ve ekmeğimizle oynanmasına göz yummuşlardı. Ne için. Koltuk için, makam için, ve başka işler için olsa gerek. Bu gün bunlar net görülmüyor mu?
Ve hiç akla gelmeyecek şekilde olmadık olaylara bazılarının işgüzarlığı ile ateşi körüklenmişti. Acaba diyorum: O günlerde ateşi körükleyenler, bu gün yaptıklarının cezasını mı çekiyor? Her kim ne yaparsa kendisine yapar. Etme bulma dünyası...
Biz tüm Muhtarlarımızı seviyoruz. Oduncu, Aydınoğlu, Akbaş ve diğerlerinin hepsini seviyoruz sorun yok. Ancak, siyasetçiler, seçildiği ilinin ve Ülkenin, Muhtarlarsa seçildikleri mahallesine, vatandaşına, esnafına, ilçesine ve ülkesine sahip olsun.
Muhtar seçildiği mahallenin huzuru, hizmeti,asayişi için seçilir. Mahallesinin huzurunu, asayişini sağlayamayan bir Muhtardan, ne muhtarlık beklenir, ne de Dernek yöneticiliği...
Bakalım bizim Muhtarlar yıllar sonra huzur, hizmet ve asayiş için bir araya gelecek dedikodu ve tepkileri sona erdirebilecekler mi? Birlikte haftaya göreceğiz...
Siyasilerden sonra anlaşmazlık Muhtarlara indi ise işimiz Allah'a kaldı. Yazık...
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...