Alman hükümeti tarafından yüzücüyü sualtı yüzüşüne eğitmesi için önerilen Ekin, Hobza ile Türkiye’deki çalışmalarını tamamladı.
Guinness dünya rekorunu kıran ve rekor denemeleriyle tanınan emekli Sualtı Taarruz (SAT) Komandosu Namık Ekin, 35 yaşındaki Alman yüzücü ve sanatçı Klara Hobza’yı rekor kırmaya hazırlıyor. Avrupa’daki Kuzey Denizi’nden nehir, kanal ve tüneller aracılığıyla sualtından yüzmeye başlayan ve yaklaşık 5 yıl içerisinde 5 bin kilometre kat ederek Karadeniz’e ulaşmayı planlayan Hobza’nın küçük önlemlerle yüzüş yapması ve ciddi tehlikeler geçirmesi Alman hükümetini harekete geçirdi. Bunun üzerine Alman hükümeti Hobza’ya çamurlu nehirlerde ilerleyebilmesi, güvenlik önlemleri alınması ve sualtında yemek eğitilmesi için daha önce kendisini rekorlar kıran Namık Ekin’i önerdi. Ekin ile irtibata geçen Hobza’nın bu teklifini Ekin kabul etti. Teklifinin kabul edilmesi karşısında sevinerek soluğu İstanbul’da alan Hobza, Ekin ile buluşarak çalışmaya başladı. Ekin Hobza’ya kapalı bir havuz içerisinde öncelikli olarak sualtında nasıl beslenmesi gerektiğini öğretti. Sualtında çikolata, muz yemeyi ve su içmeyi öğreten Ekin, Hobza’nın rekor denemesinde yüzeceği çamurlu nehirlerde alması gereken önlemleri de bir bir anlattı.
“TÜRK SPORCUSU OLARAK ELİMDEN GELENİ YAPACAĞIM”
Alman genç yüzücünün rekor denemesi ve yaptıkları hakkında bilgiler veren Namık Ekin, “Klara Kuzey Denizi’nden daldı. Rotterdam’a girdi, Hollanda’nın içindeki o çamurlu sulardan yüzüyor ve Kuzey Denizi’nden aradaki nehirleri kullanarak Tuna nehrinden Karadeniz’e kadar yüzecek. Mesafe tahminin 5 bin kilometre vardır. Klara deniz ve doğa temizliğine önem veren biri, hatta Akdeniz’de kıyıya vuran mültecilerin cenazelerini dikkat çekmek amacıyla buna da ışık tutmak istiyor. Bu çok zor bir etap. Kendisi çok tehlikeli anlar atlatmış. Kanaldan yüzerken Rotterdam’a geldiğinde gemiler üzerinde falan geçince Alman hükümeti kendisine, ‘Namık Ekin diye bir Türk var. Bu Türk çılgınlıkları o yapar. Ondan nasıl emniyetli dalacağını öğren’ demiş. Bende dikkat ettim ki, kendisini şamandırayla yukarıya bağlamıyor. Yukarı da bir balık adam ona emniyet almıyor. Önünde kimse ona yol göstermiyor. Dolayısıyla kız çamurlu suların içerisinde boğulup gidecekti. Bende bir Türk sporcusu olarak elimden gelen yardımı yapacağım. Tehlikeler etaplarda Alman hükümeti kendisine yardım etmem için beni yanına çağırıyor. Bence en zorlanacağı yer Rotterdam’daki o kanal. Her gün 2 kilometre ile 5 kilometre arasında yüzüyor. Ben gidince onu güde 8 kilometre yüzmeye adapte edeceğim” dedi.
“BOĞAZI SUALTINDAN 20 SAATTE YÜZEREK TÜRKİYE’Yİ BİR KEZ DAHA TANITACAĞIZ”
Türkiye’yi tanıtacak aktivitelerde yapabildiklerini ifade eden Ekin, “Bu kapsamda Klara’yı Karadeniz’den sokarak benden biraz kısa olacak ama bütün boğazı su altından aşağıya yukarı 20 saate geçirmek istiyorum. Geçte olsa ona bunu yaptırıp Türkiye’yi onun sayesinde bir kez daha tanıtmak istiyorum. Zorlu bir etap olacak. Bende elimden geldiği kadar ona öğretiyorum. Dün yazdım çizdim, haritalarda da çalıştık. Ona yardım etmek bizim insanlık borcumuzdur. Almanya-Türkiye ilişkileri içinde güzel bir tanıtım olacak” ifadelerini kullandı.
“PROJEYİ GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN BİR HOCA ARIYORDUM, NAMIK EKİN YARDIMIMA GELDİ”
Rekor kırmaya hazırlanan Alman yüzücü Klara Hobza ise, “Planım Kuzey Denizi’nden dalarak, bütün nehirleri sualtından geçerek Karadeniz’e varmak. Güzergah üzerinde nehirlerle ilgili konveksiyonel bağlantılar var. Kuzey Denizi’nin başladığı yerden 2 sene önce yüzmeye başladım. Şimdi aşağıya doğru geliyorum. Belli bir mesafe yüzüp, çıkıyorum. Çünkü gemi geçişlerinden dolayı bazı kanallar müsait olmuyor. Ertesi gün de kaldığım yer GPS ile tespit ediliyor. Aynı yerden hakemler kontrolünde devam ediyorum. Mayn nehrine gelene kadar devam ediyorum. 2 nehir Almanya’nın Mayn nehrinde birleşiyor. İkisinin birleştiği yer biraz riskli. Kanalda geçişler var zaman zaman kapanabiliyor” şeklinde konuştu.
Almanya’da dalış yaparken bu konuda tecrübeli ve bilgili bir adam bulamadığını ifade eden Hobza, “Ya çok kıskançlardı ya da çok korkuyorlardı. Buraya gelince İstanbul’da bir sanat galerisi açtım. Sanat galerisini organize eden ekip bana, ‘Burada dalmak ister misin?’ diye sordu. Bende, ‘Henüz hazır değilim’ dedim. Düşünüyordum ama beni bu rekora hazırlayacak bir hoca bulamamıştım. Burada bana yardım edecek dalgıçlar var mı diye sordum. Bir sürü balık adam kulüplerini araştırdıktan sonra bu konuda ilgili birini bulamadım. Sonra Namık Ekin diye bir hoca var onunla bir tanış dediler. Projeyi açıp millete anlatınca bana, ‘Bu projeyle ilgilenebilecek aynı senin kafanda bir çılgın var’ dediler. Sonra birbirimize ulaştık ve ben çok sevindim. Sonra Namık Ekin bana nasıl uzun mesafe yüzebileceğim hakkında antrenman programları hazırladı. Bana sualtında nasıl muz, çikolata yemem ve su içmem gerektiğini öğreteceğini söyledi. Sonra 1 saate hepsini öğrendim” dedi.
“İNSANLIĞA VE DOĞAYA IŞIK TUTMAK İSTİYORUM”
“Amacım doğayı temiz tutmak, korumak ve bunlara ışık tutmak” diyen Hobza, “Şimdi medeniyetleri görerek, onları bir arada tutmak ve kitaplaştırmak, aynı zamanda da bunları sanatçı anlatmak istiyorum. Suriyeli mültecilerin yaşadıkları büyük bir trajedi karşısında insan sessiz kalıyor. Düşüncelerimizi anlatamıyoruz. Siz bunları daha önce hissettiniz bu konuda bir şey söylemek çok zor. Yardım etmek için de elimizden ne geliyorsa yapmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Rekor denemesinde başarılı olacağına inandığını söyleyen Hobza, “Tabi insanın güzel bir şey yapabilmek için bir isteği var. Bu istekleri insanlıkla paylaşınca daha güzel bir şey olacak. İnsanlığa, doğaya ışık tutmak istiyorum. Bu birkaç şeyin birleşip ortaya çıkmasıyla olacak güzel bir rekor olacak” diye konuştu.