Çok değerli HABEREXPRES Gazetesi okuyucuları ,
Nankörlük elbette olacaktır ama bu kadar da beklemiyordum doğrusu. Olurda bu kadar mı olur?İnanın mi hayal kırıklına uğradım.Neden toplumda nankör olanlar çoğunluktadır.Neden vefalı olanlar azınlıktadır.Bu da ayrı bir sorgulama konusudur…
Vefalı olmak herkesin yapabileceği bir şey değildir.Tarih boyunca vefalı olanlar her zaman nankör olanlara göre azdır.Dolayısıyla bencil, egoist insanların olmadığı bir dünya düşünülemez.Bu anlamda bırakın teşekkürü veya minnettar kalınmayı, bize nankörlük edilmediğine ,hatta ihanet edilmediğine şükredelim ,tabi ki bazıları hariç .
Eskilerin söylediği bir söz vardır: “İnsanların çok büyük bir bölümü hile bazdır, kimse bilmez fendini , yap iyiliği ama çoklarından koru kendini…” Yine “iyilik yap denize at balık bilmezse Halik(yaratan) bilir” atasözü de toplum gerçeğini göstermektedir.
Yine kurbağa’nın kendisinin derenin karşısına geçirmesi için yalvaran akrebin en sonunda onu sokma hikayesi meşhurdur.Kurbağa’ya yalvarır akrep; Ne olur beni sırtında derenin karşısına geçir”diye…Kurbağa “ama sen beni sokarsın der.” Akrep yemin billah eder, “sokmam” der Ama tam karşıya geçerken akrep kurbağa’yı sokar.Kurbağa acıyla kıvranırken “hani söz vermiştin” der…Akrep “ ne yaparsın karakterim bu” diye cevap verir.
Nankör bir iş arkadaşına, nankör bir ortağa ,nankör bir akrabaya rastlamak ,insanı elbette çok üzer ama nankörlük evlattan gelirse bu üzüntünün talihsizliğin en zirve noktasıdır.
Bu anlamda daha küçük yaştan itibaren çocuklarımıza beden dilimizle iyiliğe teşekkür etmenin önemini yansıtmalıyız. Bize gelen bir hediyeye çocuklarımızın gözü önünde teşekkür etmesini bilmeliyiz ve iyilik yapıldığında minnet duygularımızı ifade etmeliyiz. Bunu onların yanında yaparak onlara da hissettirmeliyiz. Eğer biz kimseye teşekkür etmez,iyilik karşısında minnet duygumuzu ifade etmezsek bizim çocuklarımız büyüdüğünde niçin minnet etsinler ki? Vefalı olmak gül gibidir ve beslenmesi,sulanması,korunması ve sevilmesi gerekir.
Sevgiyle kalınız