Herkesin sahip olmak istediği bir hayatı vardır.
Korumak zorunda olduğu bir namusu ve sevmeye yasaklı töreleri.
"Adam gibi adam" derler de "Kadın gibi kadın" demezler.
Anne adayları kadınlara "taş gibi kadın" derler.
Ama "Anne" derken taşın anne bağrında basılı olduğunu görmezler.
Peki insanların, çiftçi ve anne- babaların yaşadığı şehirden istediği nedir?
Geçim, seçim, emeğe saygı, emeğin karşılığını alabilmek.
Ama onu alabilmek Karadeniz insanının karakteri gibi zor.
Üç beş beleşçinin kurbanı olan fındık fiyatları misali...
Çiftçiler bu günlerde 2003 ve sonrasında ki
Fiskobirlik fiyat açıklamalarına bile hasret!
Fiskobirlik hükümetin kurbanı olduktan sonra fırlayınca fiyatlar,
Çiftçiler bir iki yıl bayram etse de, TMO depolarının yanması,
İşin aslı depo yangını değil aksine fındık üreticisi çiftçi yürek yangını oldu.
Son yıllarda emeğinin, masrafının karşılığını alamadığı gibi
Son iki yıldır doğal afetlerle fındık üreticisi tükendi.
Ama o da yetmedi üç beş fındık tüccarının eline bırakıldı martavalı,
İşin aslı bazı Oda Başkanlarının fındık üreticilerini yanlış yönlendirmesi,
Fındık üreticisi çiftçileri tamamen tüketti.
Tüccarlar zarar etti, fındık fabrikaları sıkıntıya girdi.
İşini içinden çıkamayan çiftçi ve fındık camiası bir Ferrore'ye muhtaç.
Ferrore havasında, çiftçi kimin umurunda.
Ve gelinen noktada daralan, çökmeye yüz tutmuş
Ülke ekonomisi içinde fındık üreticileri,
Devletten, hükümetten uzanacak bir el bekliyor.
Farkında mısınız?
Değilseniz yaklaşan sandıktan fındık çıkarsa şaşmayın.
O fındıklar ocağınıza zakkum ağacı değil,
Fındık ağacı dikecek demektir ki…
O fındık sandıklarına gömülüp gitmek istenilmiyorsa,
Hükümetin acil fındık sorununa el atması kaçınılmazdır.
Çiftçiyi ve fındıkçıları unutanlara duyurulur.
Ne zaman açıklanacak çiftçilerin ve özellikle
Çarşamba ve Karadenizli fındık üreticilerinin
Taban fiyatları!!?
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...